Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan  de Mistura'nın danışmanı Jan Egeland, Suriye'de şiddet olaylarının çoğunu  engellemekte "kesinlikle" başarısız olduklarını belirterek, "İki misyonumuz var;  birisi insani yardım, diğeri de sivilleri korumak. Koruma anlamında başarısız  olduk. Çünkü bizler şiddeti aciz tanıklar olarak seyretmek zorunda kaldık." dedi. 

Uluslararası Suriye Destek Grubu'nun İnsani Erişim Çalışma Grubu  toplantısı İsviçre'nin Cenevre kentinde gerçekleştirildi.

Daha önce görevinden kasım ayı sonunda ayrılacağını açıklayan Egeland,  düzenlediği basın toplantısında toplantıya son kez başkanlık ettiğini söyledi.

Egeland, İnsani Erişim Çalışma Grubu toplantısında Türk ve Rus  yetkililerin 17 Eylül'de imzalanan Soçi mutabakatına taahhütlerini bir kez daha  yenilediklerini belirtti.

Suriye'nin güneybatısındaki Rukban Kampı'na yapılacak insani yardım  sevkiyatının da toplantıda ele alındığını ifade eden Egeland, kamptaki 45 bin  sivil için kış gelmeden insani yardım gönderilmesi gerektiğinin altını çizdi.

Egeland, bölgeye intikal edecek insani yardım konvoyuna izin verilmesi  için Beşşar Esed rejimi, Rusya, ABD ve Ürdün'e çağrı yaptı.

"Suriye savaşı hayatımın parçası oldu"

"Suriye savaşı son birkaç yılda gece ve gündüz benim hayatımın bir  parçası." oldu diyen Egeland, BM Cenevre Ofisi'nde yüzden fazla Suriye Destek  Grubu toplantısına katıldığını aktardı.

Egeland, Suriye iç savaşında 100 binlerce insanın yaşamını  yitirdiğini, daha fazlasının yaralandığını, 12 milyon sivilin evlerini terk etmek  zorunda kaldığını kaydetti.

Suriye'de 10 binlerce uluslararası insani yardım çalışanının yıllardır  sahada aktif olarak sivillere yardım yaptığını ifade eden Egeland, şöyle konuştu:

"Çok insan öldü. Pek çok meslektaşımız görevleri başında öldürüldü.  Onları korumakta başarısız olduk. İnsani (yardım çalışanları) olarak iki  misyonumuz var; birisi insani yardım, diğeri de sivilleri korumak. Koruma  anlamında başarısız olduk. Çünkü, bizler şiddeti aciz tanıklar olarak seyretmek  zorunda kaldık."

Egeland, Suriye'de farklı bölgelerde kuşaklar boyu görülmemiş şekilde  hastanelere, sağlık kuruluşlarına ve çalışanlarına saldırılar yapıldığını, çok  sayıda okulun saldırıya uğradığını, çocukların eğitimden mahrum bırakıldığını  anımsattı.

Rejime ve Rusya'ya cevap

Özellikle 2015 ve 2016'da Esed rejiminin ve Rus ordusunun Moskova'daki  sözcüleri tarafından "önyargılı" olmakla suçlandığını dile getiren Egeland, şunları kaydetti:

"Hala ön yargılı olduğumu düşünmüyorum. Hala söylediklerimizin doğru  olduğunu düşünüyorum. Neden olduğunu söyleyeyim; kuşatmayla kuşatılma arasında  fark var. Hava kuvvetlerine sahip olmanızla bu imkanınızın olmaması arasında fark  var. Varil bombaları ve 300 el bombasıyla sivil yerleşim alanlarına saldırmanız  ve karşı tarafın (muhalifler) bir el bombasıyla saldırılması arasında fark var.  Ülkedeki kuşatılmış alanların neredeyse yüzde 90'ını rejim ve müttefikleri  gerçekleştirdi."

Egeland, Cenevre barış sürecinin başarılı olmadığına ilişkin soru  üzerine, Suriye'deki kuşatılmış bölgelere insani yardım ulaştırılması açısından  bir nebze başarılı olduklarını belirterek, "Ama şiddet olaylarının pek çoğunu  engellemekte kesinlikle başarısız olduk." diye konuştu.