Şiddet toplumda kendini hissettirirken çağdaş sanat da buna duyarsız kalmıyor. Sanatçı ve öğretim üyesi Balkan Naci İslimyeli, Alanİstanbul I ve II'de açtığı iki yeni sergisiyle kadın cinayetlerine, 1970'lerden başlayarak şiddetin toplum üzerinde etkisine dikkat çekiyor. 14 Mayıs'a dek görülebilecek sergiler 'Kara Tahta' ve 'Sahipsiz Gölge' başlıklarını taşıyor. Her iki sergide de toplamda 150'yi aşkın eser bulunuyor. İslimyeli, şiddeti işlerken kendi hayatındaki şiddetten nasıl etkilendiğini SABAH'a anlattı. 
KARANLIĞA MAHKUM EDİLİYORUZ: "Sergide kullandığım şiddet, bizi çocuk yaşlarımızdan beri sinsice kuşatan o siyah kuşatmayla ilgili. Kara tahta bir metafor. Okullarda karşımıza çıkan kara tahtayı kastediyorum. Şiddet baba evinde, okullarda, sosyal mekanlarda bizi sinsice kuşatıyor. Adını koyamıyoruz. Bununla baş edemiyor insan, küçülüyor ve kendine zarar verir hale geliyor. Veya kendine yönelik şiddeti en yakınındakine yansıtıyor ve toplumsal şiddetle bir denge kurduğunu zannediyor. Şiddetin olduğu yerde masum kalabilmek mümkün değil. Ama esas bizi kuşatan şiddet, atmosferdeki gizli şiddet. Ben en masum görünen alanlardaki şiddeti de öne çıkardım. Melek kanatları okullardaki kara tahta gibi..." 
EN BÜYÜK KURBAN ÇOCUKLAR VE KADINLAR: "Şiddet sadece çocuklara ve kadınlara yönelik değil ama en önde gelen kurbanlar onlar. Sergide Meçhul Kadınlar Anıtı ve Seni Öldüresiye Sevdim işleriyle kadına uygulanan şiddete dikkat çekmek istedim. Toplumun en çok horlanmış kesimlerinin anıtlarını dikmek, en üstte olanların değil de, en altta olanları anıtlaştırmak. Toplumun tüm ezilen kesimleri esas dikkat edilmesi gerekendir." 
1970'LERDE BEN DE ŞİDDET GÖRDÜM: "Ben çok huzurlu bir aile içinde büyüdüm. 12 Mart darbesi sonrası korunaklı hayatım alt üst oldu. Dev- Genç üyesi olduğum için diplomamı alamamıştım. Aranan bir suçlu bizim evde bulundu. O yakalanınca biz ertesi gün alındık. Emniyette sıkı sopa yedik hepimiz. Suçluyu korumaktan tutuksuz yargılanmak üzere bırakıldık. Tam diploma projeme döndüğüm sırada darbe oldu. Biz de o darbeyi gerektiren suçlulardan sayıldık ve tekrar içeri alındık. Maltepe Askeri Cezaevi'nde dört buçuk ay yattım. Tüm siyasi suçlular, Çetin Altan, Sabahattin Eyüboğlu, Turhan Selçuk oradaydı. Çıktığımda diploma falan hak getire... Bir yıl sonra alabildim. Dayak atıldı bana ama manevi şiddet vardı, o çok daha kötüydü. Dayağın acısı elbet geçiyor ama o çok daha zehirli bir şey, kalıyor. Ama ben o sopaları hiç yememiş gibi, üst üste iki tane sergi açtım. Daha bilendim, daha da güçlendim." 
BUGÜNÜN ŞİDDETİ İLETİŞİM: "Bugün iletişim araçlarıyla yaratılan bir şiddet yaşıyoruz. Beynimizi örgütleyen, manipüle eden bir şiddet... Neredeyse düşünme biçimimizi kurallara bağlayan bir şiddet yaşıyoruz. En vahimi bu." 

Kıyafetleri de sergilenecek 
Işık Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Prof. Balkan Naci İslimyeli'nin öğrencileriyle birlikte tasarladığı kıyafetleri de bugün üniversitede görücüye çıkacak.


sabah