Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 3'üncü Yargı Paketi'ne dayanarak verdiği tahliye kararları, şiddete bulaşmayan ancak katıldığı gösteriler nedeniyle mahkum olan 'terör' suçundan tutuklu öğrenci, sendikacı ve gazeteciler için büyük umut oldu. Savcılığın bu tahliyelere yaptığı itirazı 12. Ağır Ceza Mahkemesi bugün görüşecek...

Yargıda tartışma laratar 3. Yargı Paketi ile ilgili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği tahliye kararları, şiddete bulaşmadığı, katıldığı gösteriler veya yazdıkları yazılar nedeniyle "terör örgüt üyeliği veya yöneticiliği" suçundan mahkum olanlar için büyük bir umut yarattı.

Daha önce durum neydi?

Terör suçlarında bazı ceza indirimleri öngören 3'üncü Yargı Paketi'nin yürürlüğe girmesinden önce "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına faaliyet gösterenlere veya örgüte yardım edenlere" örgüt üyeleri gibi 7.5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası veriliyordu. Bu hükümler nedeniyle katıldığı herhangi bir gösteri ya da yazdığı herhangi bir yazı gerekçe gösterilerek gözaltına alınanlara, örgüt üyeleri gibi ağır cezalar veriliyordu. Mahkemeler bazen, örgüt propagandası suçuna sadece "propaganda" suçundan ceza verirken, bu suçun örgütün talimatıyla işlendiği gerekçesiyle "örgüt üyeliği" veya "örgüt adına faaliyet" suçlarından da ceza verebiliyordu.

3'üncü Yargı Paketi ne getirdi?

Ancak 3'üncü Yargı Paketi, örgüte üye olmadığı halde örgüt adına faaliyet gösterenlere verilecek cezanın hakimin takdirine bağlı olarak yarıya (3 yıl 9 aydan 7.5 yıla kadar) indirilebileceğini öngördü. Paket, ayrıca örgüte yardım suçundan mahkum olanlara verilecek cezanın da, yine hakimin takdirine bağlı olarak 3'te 1'ine kadar (2.5 yıl) indirilebileceğini öngördü. 3. Yargı Paketi, ayrıca, diğer düşünce özgürlüğü davalarında olduğu gibi "terör örgütü propagandası" yapmak suçundan verilen kararlar ile yapılan yargılamaların 3 yıl ertelenmesini öngördü.

11. Ağır Ceza nasıl yorumladı?

Paketin yürürlüğe girmesinin ardından örgüt adına faaliyet göstermek, yardım etmek ve propaganda yapmak suçlarından tahliyelerin olması bekleniyordu. Ancak yasada örgüt üyeliği veya örgüt kurmak ve yönetmek suçlarına ilişkin açık bi düzenleme olmaması nedeniyle bu suçlardan tahliye beklenmiyordu. Ancak özel yetkili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, sürpriz bir şekilde "örgüt üyeliği" suçundan aldıkları ceza Yargıtay kararıyla kesinleşenlerin de dosyalarını re'sen (kendiliğinden) veya talep üzerine açtığı ve bazı dosyalarda "infazın durdurulması kararı" verdi.

Mahkeme Cuma günü, katıldıkları gösteriler nedeniyle "terör örgütü üyeliği" suçundan mahkum ettiği Deniz Bakır ve Necla Çomak (MLKP) ile Seher Tümer (KCK) hakkında verilen infaz kararlarının durdurulmasına karar verdi. Mahkeme ayrıca "terör örgütü kurmak ve yönetmek" suçlarından sanık Uğur Arslankoç, Musa Maşrap, Nurol Karaca ve Fatih Demirci hakkındaki kesinleşmiş kararlar uyarınca çıkarılan infaz kararlarının da durdurulmasına karar verdi.

İnfaz savcılığı tahliyelere itiraz etti

Ancak bu kararlara İnfaz Savcılığı tarafından itiraz edildi. İtirazda 3. Yargı Paketi'nde örgüt kurucusu ve yöneticisi olmak suçlarında herhangi bir ceza indirimi düzenlenmediği belirtilerek infazın durdurulması kararlarının iptal edilmesi istendi. Bu itirazlarla ilgili kararların bugün özel yetkili Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi verecek. Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin bu kararlarının "120 Hizb-ut Tahrir üyesi ve yöneticisi tahliye edildi" şeklinde haberlere konu olması üzerine Adalet Bakanlığı bir açıklama yaptı.

Bakanlık: 1'i hariç sol örgüt üyeleri

Bakanlık açıklamasında, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 130 infaz dosyası talep üzerine ve resen incelemeye alındığı belirtilerek 13 Temmuz 2012 tarihine kadar 21 kişinin tahliyesine ve 25 kişinin ise yakalamalı olarak aranması hükmünün kaldırılmasına karar verildiği belirtildi. Açıklamada tahliye edilenlerin yalnızca 1'inin Hizbut Tahrir'le ilişkisi olduğu ve bu kişinin de "örgüt adına bildiri dağıtmak" suçundan hüküm giydiği ifade edildi. Açıklamada Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesince infazı durdurulan ve tahliye olan, yakalama kararı kaldırılan diğer kişilerin tümünün sol örgütlerle ilişkili olduğu kaydedildi. Açıklamada cezaevlerindeki Hizbüttahrir örgütüyle ilişkili hükümlü sayısının 12 olduğu kaydedildi.

"Mahkeme dosyaların içeriğine bakmış"

Bakanlığın açıklamasında "3. Yargı Paketi'nin getirildiği lehe düzenlemenin örgüt kurucu ve yöneticileri ile örgüt üyelerini kapsamadığı çok açıktır" denildi. Açıklamadaki bu ifadeye rağmen örgüt üyeliği, kurucu ve yöneticiliği suçlarından mahkum olanların infazının durdurulmasına karar verilmesi tartışma yarattı. VATAN'a konuşan üst düzey bir bakanlık yetkilisi "Biz de terör örgütü üyesi, yöneticisi ve kurucusu olarak görünen bazı kişilerin tahliyesinden ötürü tereddüt ettik. Mahkemeye sorduk. Bize verilen yanıt 'bu kişilerin her ne kadar bu suçlardan yargılansalar da, dosyalarının içerik itibariyle propaganda suçunu oluşturması' oldu. Dolayısıyla mahkeme dosyaların içeriğine bakmış ve bu kararları vermiş. Bu kararlar tabi itiraza tabi, ayrıca daha Yargıtay aşaması var" dedi.

Öğrenci, gazeteci, sendikacı, KCK davaları

11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği karara yapılan itiraz reddedilirse veya diğer mahkemeler de aynı yorumu yaparsa gösteriler ve düşünce açıklamaları nedeniyle "örgüt üyesi, yöneticisi" gibi suçlardan ceza alan veya yargılanan öğrenciler, sendikacılar, Ergenekon ve KCK davalarında "örgüt üyesi" olarak yargılanan gazeteciler için tahliye umudu doğacak.

VATAN