Kuşadası'nda düzenlenen 3. Tepecik Enfeksiyon Günleri'nde doğum, hamilelikte antibiyotik kullanımı ve bunların alerjik hastalıklarla ilişkisi konuları ele alındı. Mikroorganizmaların, dünya için olmazsa olmazlarından biri olduğunu belirten Adnan Menderes Üniversitesi (ADÜ) Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Serhan Sakarya, böylesi bir ortamda, insanın yaşamını sürdürebilmesi için bu mikroorganizmalarla tanışıklığın yaşamsal önem taşıdığını ifade etti.
Doç. Dr. Sakarya, insanın yaşamda sağlıklı bir birey olarak tutunabilmesi için bu mikroorganizmaları bünyesinde çok sayıda barındırdığına, bunu da doğum sırasında anneden aldığına işaret ederek, ''İnsan için yaşamsal önem taşıyan mikroorganizmalar, normal doğum sırasında bebek doğum kanalından geçerken anneden çocuğa aktarılıyor. Daha sonra da anne sütüyle bunları güçlendiren birtakım faktörler yine anne tarafından veriliyor. Ne ek mama ne süt ne de başka bir besin bunun yerini tutuyor. Bu
mikroorganizmalar, normal doğumda, annenin doğum kanalından geçerken bebeğe ağız yoluyla bulaşıyor ve sindirim sistemine yerleşiyor ve burada tıpkı annedeki gibi aynı görevi yapmak için uyumlu bir çevre oluşturuyorlar. Bu mikroorganizmalar, sadece bulunduğu sindirim bölgesi için değil, insan için önemli olan tüm yaşamsal bağışıklık sistemleri veya aldığımız gıdaların kullanımı açısından çok önemli" dedi.
Bu mikroorganizmaların; kanser oluşumu, astım, alerji veya deri hastalıklarını engellemede önemli rol üstlendiklerine dikkati çeken Doç. Dr. Sakarya, annenin hamilelik döneminde sindirim sistemindeki mikroorganizmaların dengede tutulmasının birçok hastalık açısından çok önemli olduğunu söyledi. Doç. Dr. Sakarya, bu nedenle hamilelik döneminde antibiyotik kullanımına da çok dikkat edilmesi gerektiğini kaydederek, bu dönemde gereksiz ve hoyratça antibiyotik kullanımının bu dengeyi bozarak bebeğin
bağışıklık sisteminin gelişmesini olumsuz etkileyebildiğini sözlerine ekledi.