İstanbul 15’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada Oktay, özetle şunları söyledi: “Mahkeme kararı olmaksızın emniyet mensuplarının telefonumu dinlediği anlaşılmaktadır. Bu uygulama ancak faşizmle yöneltilen ülkelerde mümkündür. Yaşamım boyunca askeri kadrolarla ilgim olmadığı gibi çetelerle de bir bağlantım olmamıştır. Mehmet Haberal’ı basından tanıyorum. Organ nakli konusunda başarılı bir insandır. Tutukluluk süresinin yasal süreci aştığı Yargıtay kararıyla da tescil edilmiştir.

Şengün rica etti, ben de aradım

Tülay Bekar, Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile yakın hemşehrilik ilişkisi içerisinde olduklarını söyledi. Şengün’le (Ergenekon davasının görüldüğü mahkemenin eski başkanı) Tülay Bekar tanıştırdı. İstanbul’da yemek yedik. Başkan bana çok sıkıntıları olduğunu, durumu HSYK’ya anlatmak istediğini söyledi. Ben de o zamanki HSYK Başkanvekili Kadir Özbek’den randevu alabileceğimi söyledim. Aramalardan 8,5 ay sonra kuşku üzerine Angora Evleri’ndeki evimi arattım. Salondaki bilgisayarın kasası ve pencerenin kornişi üzerinde dinleme böceği bulundu. İddianamedeki hususların hangilerinin bu böcekler vasıtasıyla elde edilen kanıtlar olduğunu belirtilmesi gerekmez mi? Tapelerin gerçekliğe uygun olup olmadığının bilirkişi vasıtasıyla tespit edilmesini, İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nin o günkü başkanı (Zafer Başkurt), İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nin o günkü başkanı (Erkan Canak), Köksal Şengün, Kadir Özbek ve Gürbüz Çapan’ın tanık olarak dinlenmesini istiyorum.”      

Hürriyet