Bir çocuk annesi Zerin Kılınç (36), sevgilisi ile birlikte Eskişehir’de yaşıyordu. 20 Haziran 2022 günü saat 21.30 sıralarında, oturduğu dairenin ikinci katının penceresinden düşme sonucu, şüpheli bir şekilde hayatını kaybetti. Düşme anını gören esnaf M.Y.’nin yardıma koştuktan sonra yukarıya doğru bakarak bir şeyler söylediği ve el işaretiyle birisini aşağı çağırdığı da görüntülere yansıdı. Soruşturma kapsamında, Kılınç’ın evinde yapılan incelemede, yerde kan lekeleri, sürüklenme izleri, evdeki fırçanın kırık olduğu, evin tuvaletinin içerisinde kırılmış kül tablası ile genç kadının bazı kıyafetlerinin parçalandığını gösteren fotoğraflar dosyaya girdi. Yılmaz S. ifadesinde, genç kadının pencereden atlayarak intihar ettiğini ileri sürdü. Şüpheli ifadesindeki çelişkilere rağmen hakkında herhangi bir adli kontrol kararı bile verilmeden serbest bırakıldı.

‘ADLİ KONTROL KARARI VERİLSİN’

Olayın üzerinden yaklaşık 6 ay geçtikten sonra genç kızın ailesi 26 Aralık 2022 tarihinde savcılığa başvurarak, şüphelinin tutuklanmasının ya da hakkında adli kontrol kararı verilmesini talep etti. Başvuruda olayın intihar mı, Cinayet mi olduğunu ortaya koyacak Adli Tıp Kurumu raporunun hazırlanması için gerekli olan mahkeme kararının bile gönderilmediği belirtildi. Alınan bilgilere, savcılık, Adli Tıp Kurumu’nun raporunu hazırlayabilmesi için gerekli olan mahkeme kararını 6 Ocak tarihinde gönderdi.

‘KIZIM HAYAT DOLUYDU’

Genç kadının annesi Telli Özokcu alınan ifadesinde kızının ölmeden 2 ay kadar önce Yılmaz ile evleneceğini kendisine söylediğini anlatarak, “Yılmaz ile evlenmelerine gönlüm razı gelmedi, kızıma da bunu söyledim. Bunun üzerine kızım benimle yaklaşık 2 ay hiç görüşmedi. Kızımın benimle görüşmemesinin sebebi Yılmaz’ın kızımı tehdit etmesinden dolayıdır. Kızımın intihar edebileceğini düşünmüyorum. Kızımın herhangi bir psikolojik olarak rahatsızlığı ve kullandığı bir psikolojik bir ilaç bulunmamaktadır” dedi.

Baba Dede Kılınç ise Fransa’da yaşadığını, sürekli telefon ile görüştüklerini belirterek, “En son 17 Haziran’da görüştüm. Telefonda bana siparişler vermişti. Kızım hayat doluydu. Kendi kızını da çok seviyordu. Kesinlikle kızımın intihar ettiğine inanmıyorum. Kızımın ölümünde bu şahsın payı büyüktür. Kızımı binadan attığını düşünüyorum” iddiasında bulundu.

‘YAPMA, DİYE BAĞIRDIM’

‘Kasten öldürmeye teşebbüs’ suçlamasıyla şüpheli olarak ifadesi alınan Yılmaz S., olay günü uyandıklarında Zerin’in burnunun kanadığını gördüğünü, ‘nikâhsız birlikte yaşadıkları’ gerekçesiyle ev sahibiyle tartışmaları nedeniyle moralinin bozuk olduğunu iddia ederek, özetle şunları belirtti: “O gün yağmur yağdığı için içeri sızan suyun üzerine koymak için günlük giydiği tişörtünü yırtarak pencerenin sızıntı yerine koydu. Tepsinin üzerinde olan kül tablası yanlışlıkla kayarak yere düştü, kırıldı.

‘AYAĞINA CAM BATMIŞTI’

Yerdeki cam kırıklarını kendim süpürdüm. Odadan çıkarken ayağına cam battı. Bunun üzerine gülünce süpürge sapını bana fırlattı. Ben de ona gülerek fırlattım. Bacağına gelince kıyamadım, gittim, sarıldım. Sonra bisikletimi kapı çıkışına aldım. Bu sırada bana ‘Sen zaten beni istemiyorsun’ dedi. Bisikletimle uğraşırken ‘Asıl sen istemiyorsun, saygısızsın. Sen sevmiyorsun, kaçacak olan sensin’ dedim. ‘Ben sevmiyorum ha’ diyerek bağırmaya başladı. Pencereden sol bacağını gördüm. ‘Yapma’ diyerek bağırdım. Hemen koşarak aşağı indim.”