İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Abdi İpekçi Parkı"nda TEKEL işçilerine müdahale emrini vermesinin sözkonusu olmadığını söyledi.

Genel Kurulda, Adalet ve Milli Savunma bakanlıklarının bütçelerinin görüşmeleri başlamadan önce CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol söz aldı.

TEKEL işçilerinin 3 gündür Ankara"da sorunlarını dile getirmek için uğraştığını, muhalefet milletvekillerinin, işçilerle bugün sorunlarını dinlemek için bir araya geldiğini anlattı.

Anadol, "Habur"da terör örgütünün kıyafetiyle, "Biz pişman olmadık" diyenleri, rahatlıkla sınırdan içeri sokan ve çadır mahkemeleri kuran iktidarın güvenlik güçleri, orantısız güç kullanarak, bütün işçilere adeta terör uyguladı. Milletvekilleri de dahil, hepsine su sıkarak, biber gazı kullanarak terör uyguladı. İktidar, bu müsamahanın binde birini alınteriyle, ekmek parası kazanmak isteyen TEKEL işçilerine de göstermek zorunda. İktidarı göreve davet ediyorum" diye konuştu.

Kemal Anadol"un sözlerine, AK Parti sıralarından laf atılması üzerine CHP"li bir grup milletvekili, AK Parti sıralarına doğru yürüdü.

AK Parti Kocaeli Milletvekili Muzaffer Baştopçu, "Ne bağırıyorsun?" diye CHP"lilere seslenirken, birleşimi yöneten TBMM Başkanvekili Güldal Mumcu, milletvekillerini, "Burası konuşma yeri, bağırma yeri değil. Yerinize oturun" diyerek uyardı.

TEKEL İŞÇİLERİNE ZULÜM

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da yerinden söz alarak, Hükümetin, TEKEL işçilerine Sıhhıye Meydanı"nda "zulüm uyguladığını" iddia ederek, buna karşı duyarsız kalamayacaklarını söyledi.

TEKEL işçilerinin, hak aramak, kayıplarını kazanmak için Ankara"da olduklarını vurgulayan Şandır, "TEKEL işçilerine su, biber gazı sıkarak neyi ispat etmek istiyorsunuz? İktidarın gücü, TEKEL işçilerine mi yetiyor?" diye sordu.

Şandır, "bu zulmün durdurulması gerektiğini aksi halde bütçe görüşmelerinin hiçbir anlamının kalmayacağını" dile getirerek, polisin aşırı güç kullanmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

Şandır, "işçilere yönelik zulmü, şiddetle kınadıklarını" kaydetti.

OLAYI KINIYOR MUSUNUZ?
AK Parti Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş ise milletvekillerinin bahsettiği konuda bilgi sahibi olmadıklarını belirtti.

Özelleştirmelerin, bugüne kadarki hükümetlerin kabul ettiği bir süreç olduğunu dile getiren Elitaş, iktidarlarından, 2002 yılından önce 16 bin 228 kişinin, özelleştirmeden dolayı aç ve açıkta kaldığını söyledi.

Elitaş, "16 bin 228 kişiyi aç ve açıkta bırakanların, sorumluklarını ortaya koymadan, yavuz hırsız ev sahibini kovar misali... Özelleştirmeden dolayı aç ve açıkta bulunanları 4-C kapsamına alarak, biz iş, aş vermişiz. Bugüne kadar sendikaların bize teşekkür plaketi var. TEKEL işçileri aç ve açıkta kalmayacaklar. 4733 sayılı yasa, 57. Hükümet döneminde çıkarılan yasa çerçevesinde, özelleştirme kapsamındaki işçilerin, 2004"teki düzenlememizle, kamu sektörlerinde çalışmalarına imkan sağlanmıştır" diye konuştu.

Mustafa Elitaş, TBMM Başkanvekili Mumcu"nun, "Olayı siz de kınıyor musunuz?" sorusuna, "Özelleştirme kapsamındaki TEKEL işçilerini tahrik ederek, yasa dışı eylem yapmalarını teşvik edenleri kınıyorum. Orada demokratik şekilde yaptıkları eyleme, orantısız güç kullananlar varsa, onlara da bu şekilde davranmamalarını tavsiye ediyorum" diye karşılık verdi.

Mumcu, AK Parti Trabzon Milletvekili Kemalletin Göktaş"ın, "Burası CHP Grubu değil, böyle yönetemezsin" sözleri üzerine, "Usulü sizden öğrenecek değilim" dedi.

GERGİNLİK ARADA DA SÜRDÜ
Elitaş"ın, "Yavuz hırsız ev sahibini kovar misali..." sözlerine başta CHP Grup Başkanvekili Kemal Anadol olmak üzere, muhalefet milletvekilleri tepki gösterdi.

Anadol"un, sinirlenip, ayağa kalkarak, "Bu Mecliste şerefsizler var" sözlerine AK Parti"li Göktaş, "Şerefsizsiz kim ortaya koy" diye karşılık verdi. Anadol ise "Yavuz hırsız kim?" diye bağırdı. Göktaş da bunun üzerine "Şerefsiz diyen şerefsizdir" dedi.

AK Parti ve CHP milletvekilleri birbirinin üzerine yürüdü. Bunun üzerine Güldam Mumcu, birleşimi bu şekilde yönetemeyeceğini belirterek, ara verdi.

Tartışma arada da sürdü. CHP ve AK Parti milletvekilleri, birbirinin üzerine yürüdü. AK Parti Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı araya girerek, milletvekillerinden sakin olmalarını istedi.

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, AK Parti Grup Başkanvekili Elitaş"a tepki göstererek, üzerine yürüdü. Öztürk"ü, araya giren milletvekilleri engellerken, Elitaş, Öztürk"e, "Sakin ol, doktorluk oluyorsun" diye seslendi.

AK Parti İstanbul Milletvekili Necat Birinci, CHP sıralarına gidip, milletvekillerinden sakin olmalarını istedi, CHP Sinop Milletvekili Engin Altay"a sarıldı.


BAKAN ATALAY: MÜDAHALE EMRİNİ VERMEDİM
İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Meclis"te yaptığı açıklamada, CHP"li milletvekillerinin iddialarına yanıt verdi. Ankara Valisi Kemal Önal"ın olay yerinde çok detaylı bir açıklama yaptığını belirten Atalay, "Sayın Vali, olayı bütün teferruatıyla açıkladı. İddia edildiği gibi benim öyle bir talimat vermem söz konusu değildir" Polislerin müdahalesinden sonra haberim oldu. Konuyu incelettiriyorum" dedi.


VALİ"NİN AÇIKLAMASI
Ankara Valisi Kemal Önal, TEKEL işçilerinin eylemine yapılan polis müdahalesiyle ilgili, "Eğer bu müdahale olmasaydı sizleri, bizleri, çok daha fazla meşgul edecek sıkıntılı günler bekliyordu" dedi.

Önal, TEKEL işçilerine polisin müdahalesinin ardından Abdi İpekçi Parkı"nda basın açıklaması yaptı.

TEKEL işçilerinin temsilcilerinin 2-3 bakanla görüşmesinin sağlandığını belirten Önal, "Kanunsuz da olsa bu eylemden beklenen sonuç alınmış oldu. Ancak ısrarla sonuçlar kesin olarak çözülünceye kadar Ankara"da sokak eylemlerine devam edecekleri söylendi. Yönetimde esas olan kanun hakimiyetidir. Bunu sağlamak da bize yasalarla verilen görevdir" diye konuştu.

Türk-İş Genel Başkanı ile Tekgıda-İş Sendikası Başkanı"nı defalarca uyardıklarını dile getiren Önal, şöyle devam etti: "Söylememize rağmen işçilerimizin sahipsiz kaldığını gördük ve yan unsurlar bu eyleme destek vermeye başladılar. Aldığımız bilgilere göre, diğer illerimizden de Ankara"ya gelip bu eylemi çok daha kalıcı yapma durumu ortaya çıktı. Buna tabii ki müsaade edemezdik. Son uyarıları saat 14.00"ten itibaren polis anons araçları ile uyardık, uyardık, uyardık. Ama maalesef uyarılarımız dinlenmedi. Kanun hakimiyetini sağlamak için de saat 16.00 itibarıyla müdahale edildi. Şu anda çok şükür, ne polisimizde ne vatandaşlarımızda yaralanma, can ve mal kaybı yoktur. Üzüntümüz vardır, keşke sözler dinlenseydi ve müdahaleye gerek kalmasaydı. Ama unutulmamalıdır ki burası Türkiye Cumhuriyeti"dir, kanun devletidir, hukuk devletidir, kanunları gereği gibi uygulamakta bizlere verilen görevdir." "MİLLETVEKİLLERİNİ ZİYARET EDECEĞİM" "Eyleme ilişkin bir provokasyon kuşkusu olup olmadığının" sorulması üzerine Önal, "Hayır. Kuşku değil, net bilgiler vardı elimizde. O nedenle, çok şükür kazasız belasız atlattık" diye konuştu.

Önal, bir gazetecinin "Canlı bomba ihbarı olduğu söyleniyor" sözleri üzerine, "Söylenecek her şeyi söyledim ama söylemediğim bir şey varsa, o söylenmiyor anlamına gelir. O konuda ısrar etmeyin" dedi.

Önal, "Eylemciler arasında yaşlılar, kadınlar, kalp krizi geçirenler var. Bu konuda ne söyleyeceksiniz?" sorusunu yapıtlarken, 3 günlük eylem sırasında 3 kişinin kalp krizi geçirdiğini söyledi. Bu vatandaşlara ambulans ile müdahale edildiğini anlatan Önal, "Arkadaşlar biz hasım değiliz. Biz devletiz. Onlar hep bizim evlatlarımız, vatandaşlarımız. Biz bunların mutluluğu için buradayız ama başımıza ne geliyorsa hep yan etkilerden geliyor. Eğer bu müdahale olmasaydı sizleri, bizleri, çok daha fazla meşgul edecek sıkıntılı günler bekliyordu. Bu şekilde olmasından tabii ki üzüntülüyüz" ifadesini kullandı.

Bir gazetecinin, "Müdahalenin İçişleri Bakanı"nın talimatıyla yapıldığına dair CHP"li milletvekillerinin iddiaları var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna Önal, "Duymadım öyle bir şey. Bu konuda talimata da gerek yok. Kanunlar neyse o uygulanır. Haberim yok öyle bir konudan" yanıtını verdi. Müdahale esnasında bazı milletvekillerinin de olduğunun hatırlatılması üzerine Önal, şöyle konuştu: "Onu da duydum, ona da çok üzüldüm. Milletvekillerimiz milletin temsilcileridir. Ancak, bu olayda yaklaşık iki saat süreyle böyle bir müdahalede bulunulacağı ve vazgeçilmesi uyarısında bulunuldu. O arada tabii, kimin ne olduğu bilinemiyor. Ben de çok üzgünüm. Hatta burada olsalardı, kendileriyle bu üzüntümü paylaşacaktım ama olmadıklarını görüyorum. Kendilerini bizzat ziyaret edip, bu görüşlerimi paylaşacağım." Gazeteciler ile polis arasında gerginlik yaşandığının belirtilmesi üzerine Önal, gazetecilerin en yakın çalışma arkadaşları olduğunu belirterek, "Onlar olmazsa bizim yaptığımız işler bir anlam ifade etmez. Her türlü olayları onların vasıtasıyla kamuoyuyla paylaşıyoruz. Asla ve asla bir ön yargı ile hareket olmamıştır, olamaz da. Ancak, bir müdahale sırasında olabiliyor" dedi.

Bir gazetecinin, "Su ve gaz bombası yerine başka bir müdahale yöntemi olamaz mıydı?" sorusuna Vali Önal, "Nasıl mesela?" diyerek karşılık verdi. Gazetecinin, "Alan kapatılarak, eylemciler teker teker göz altına alınamaz mıydı?" demesi üzerine Önal, "Kimseyi göz altına almak istemiyoruz. Günahsız vatandaş göz altına alınır mı? Aklımızdan bile geçmedi. Sadece amacımız bu kanunsuz eyleme son vermekti. Müdahale edilenler gözaltına alındı. Yanılmıyorsam 29 vatandaşımız gözaltında. Onlarla ilgili yasal işlem yapılacak" diye konuştu./milliyet