13 askerin şehit düşmesinin ardından başta TV kanalları olmak üzere şov dünyasında eğlence amaçlı gösterilerle ilgili farklı görüşler ortaya çıktı. Kimileri “Böyle günde eğlence olmaz, acıyı paylaşmalıyız” derken kimileri “Terör bizi sindirmemeli” görüşünde..
 
Dün sosyal medyada en çok konuşulan, en çok tepki gösterilen olaylardan biri bazı televizyon kanallarında yayınlanan eğlence programlarıydı... Büyük bir çoğunluk 13 şehit verdiğimiz bir günde eğlencenin tam gaz sürmesine isyan ediyordu. Kimileri ise “terör bizi sindirmemeli” görüşündeydi.
 
Doğru olan nedir? Böyle bir günde ne yapılmalı? sorusunun yanıtını arayan Vatan Gazetesi konuyla ilgili sektör temsilcilerinin görüşlerini aldı. 
 
Artiz Mektebi’ni yayınladık çünkü...
- İrfan Şahin (Doğan TV Holding Ceo’su): Terörün amacı korku, panik ve endişe yaratmaktır. Korku, panik ve endişe de insanların normal yaşantısının dışına çıkmasına neden olmaktadır. Biz 30 yıldır terörle beraber yaşıyoruz. Terörün bize korku, panik, endişe duygularını aşılamaması gerekiyor. O yüzden de şehitlerimiz için bir taraftan ağlarken diğer taraftan normal yaşantımızı sürdürmeliyiz. Normal standart yaşantımızı değiştirdiğimiz zaman terör o zaman amacına ulaşır. Çünkü amaçları bu. Artiz Mektebi ile ilgili de bu yüzden devam kararı aldık. Bizim bir sürü kanalımız var. Kanal D, Star TV, CNN Türk... CNN Türk de terör haberlerini verdik. Diğerler kanallarımızın ise yayın akışlarını değiştirmedik, çünkü değiştirmemiz gerekiyor. Batıda birçok ülke uzun yıllar terörle mücadele etmiştir. O televizyonların da izlediği yöntem budur.
 
Eğlence programını durdururdum
- Adem Gürses (ATV Genel Müdürü): Bizler kamuya yönelik yayın yapan kuruluşlarız. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz ülkenin hassasiyetleri, problemleri tabi ki medyacıların da problemi ve hassasiyetidir. Bazen terörün amacı varlığını hissettirmektir. Terörün üzerimizden propaganda yapmasına mani olmalıyız. Diğer taraftan da halkın hassasiyetine dikkat etmeliyiz o dengeleri korumalıyız. Bizim yayın akışımızda dün bir dizi vardı. Ama akışımızda bir eğlence programı olsaydı durdururdum, yapmazdım.
 
Öyle bir günde yayın yapmazdım
- Fatih Aksoy (Yapımcı): Televizyonlar halkın duyarlılığına karşı belirli bir hassisayet göstermek zorundadır. Bir yanda 13 genç insan şehit olmuşsa hiçbir şey olmamış gibi davranamızsınız. Bu sebeple yayın akışında düzenlemeler yapmalısınız. Çünkü böyle bir günde seyircilerin halet-i ruhiyesi hoplayıp zıplamaya çok uygun değildir. Yıllardır eğlence programı yapımcısıyım. Bizim de böyle günlerde yayınlarımız oldu. Ancak o hafta yayın yapmadık, yapamazdık.
 
Terörün amacı bu...
- Osmantan Erkır (Artiz Mektebi yapımcısı): Terörün amacı hayatı durdurmak, ama bunun olmaması gerekiyor. Hayatımın en zor yayını oldu, yarışmacısından jürisine kadar herkes için çok sıkıntılıydı. Yayına 1 saat kala acı haberi aldık. İnsan yayın içinde sadece şehit olan 13 askeri ve onların ailelerini düşünüyor. (Tepkilerle ilgili olarak ise) Tepkileri de haklı görüyorum. 13 gencecik insan. Jüri üyeleri de haberi duyduklarında hepsinin yüzü bembeyaz oldu. Yarışmacılardan bazıları üzüntüden fenalaştı. Programın sonunda da incittiysek, üzdüysek diye özür de diledim, yine dilerim.
 
Seyirci de tepki göstermeli
- Abdullah Oğuz (Yapımcı): Zor bir durum. Ben Tarkan’ın konseri yarıda bırakmasını doğru buluyorum. Ama sadece sanatçıya düşmüyor bu. Hayata kaldığı yerden devam etmek diye bir şey yok. O acıyı yaşamak lazım diye düşünüyorum. İnsanlar eğlence programlarını izlemişler, reytinglere baktım. Gönül isterdi ki ortada bir yanlış varsa seyirci buna tepki göstersin, ama seyretmiş. Benim bir eğlence programım olsa kanalla konuşurdum, ‘acaba yapmasak mı?’ derdim.
 
Kendilerini o ailelerin yerine koysunlar
- Yüksel Aytuğ (Tv eleştirmeni): Bu acıya herkesin ortak olması lazım. Lütfen kendilerini o acılı ailelerin yerlerine koysunlar. Böyle bir günde yayın akışları değişmeli. Yoksa toplumsal duyarlılığın giderek körelmesine ve terörün sıradanlaşmasına sebep olacak.
 
Yas ilan edelim
- Okan Bayülgen: (Mesut Yar’ın sunduğu Burada Laf Çok programında) “Bu riyayı bırakalım, ulusal yas ilan edelim. Ben bir yayıncı olarak ne yapabileceğimi bilmiyorum. Biraz da bana riyakarlık olarak görünüyor. Sanki bende bu riyakarlığın içindeymişim gibi geliyor. Çünkü olaylar olmadıkça, medyada yazılan çizilen, herkes bir yumuşuyor, herkes kardeştir deniliyor. Sonra böyle bir olay oluyor, tekrar içimize kapanıyoruz. Bu bizim ülkemizdeki milli bir felkakettir, milli bir yastır. Bu gece üzgün duralım, yarın tekrar vur patlasın çal oynasın eğlenmeye başlayalım olmaz”