Kısa Dalga yazarı Sedat Bozkurt, son yazısında İYİ Parti’nin dağılacağını Osman Kavala ve Gezi tutuklularının da serbest bırakılacağını yazdı.
Bozkurt, İYİ Parti’de istifa depremlerinin bayramdan sonra yaşanacağını ve Koray Aydın’la birlikte hareket eden milletvekillerinin istifa edeceğini belirtirken bu durumun gerçekleşmesi halinde TBMM’de İYİ Parti grubu için riskli olduğunu belirtti.
Bozkurt’un yazısı şu şekilde;
İyi Partiden istifa eden partinin kurucularından Yavuz Ağıralioğlu da yeni parti kurma çalışmalarını hızlandırdı. Ankara Yıldız’da bir bina tutuldu. Bu bina daha önce de Abdullatif Şener’in partisine ev sahipliği yapmıştı.
Recep Tayyip Erdoğan, yargıyı devreye sokarak Meral Akşener’e MHP’den ayrılarak kurdurduğu İyi Parti’yi, tekrar Meral Akşener ile siyaset sahnesinden siliyor. Bu parti ile Akşener, Erdoğan’a, İyi Parti milletvekillerinin ve parti yöneticilerinin bile haberi olmadan 2 cumhurbaşkanlığı seçimi kazandırarak bir görev yerine getirmiş oldu. (Mevcut sistem pratiğinde devlet eşittir Erdoğan olduğuna göre, her şey yerine oturuyor) 14 Mayıs seçimleri öncesinde anketlerdeki olumsuz sonuçlara karşın Erdoğan’ın rahatlığı AKP içindeki paniğin de tek nedeniydi. Rahatlığının nedenini artık herkes biliyor galiba.
Akşener’in bundan sonraki yol haritasının ne olacağını kestirmek aslında çok zor değil.
AKP’de de işler karışık
Partilerin milletvekilleri ile kamp yapma meselesi bir gaz alma operasyonudur. Çoğu zaman da işe yarar. Çünkü milletvekilleri partisi iktidarda ise bakanları görüp seçmen taleplerini iletir, genel başkanlara ve parti yöneticilerine kendilerine göre şahane olan fikirlerini aktarırlar. Hatta varsa eleştirilerini yüzlerine karşı söyleyerek gerçekten rahatlarlar. AKP’nin son Kızılcahamam kampında bunlardan hiçbiri olamamış. Umutsuz ve heyecansız gidilen kamptan aynı şekilde dönülmüş. Kamp bir yasak savma niteliğindeymiş. Erdoğan’ın yüzüne karşı olumsuz tabloyu yumuşak ifadelerle eskilerden Halil Ürün ile Musa Uzunkaya dillendirmiş. (Partide eleştirilerde öne çıkan 2 isim var. Ali İhsan Yavuz ve Ertan Kandemir. Birisi Berat Albayrak’ı, diğeri Bilal Erdoğan’ı temsil ediyor. Ama bu kampta açıkça hedef alındılar. Önemli bir detay)” dedi.
Osman Kavla’ya ilişkin geçtiğimiz haftalarda Hürriyet Gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi’nin yazısını hatırltan Bozkurt, “Sadece AKP içinde değil, devlet içinde de sıkı bir mücadele var. Selvi’nin dillendirdiği Kavala ve gezi tutsakları da bu mücadelenin bir alanı. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan MİT Müsteşarlığı’ndan bu yana Kavala’nın tutuklanmasına karşı. Her toplantıda bunu da açıkça dile getirdi.
"Şimşek’e bile siyaset yaptırıyor"
ozunu yükselterek sürdürüyor. Bu konuda en büyük destekçisi, yerine gelen MİT Başkanı İbrahim Kalın. Fidan, bakanlar arasında en güçlü politik figür. Kalın’ın da gücü bakanların üzerinde. Bu konuyla ilgili Numan Kurtulmuş, Ömer Çelik, Hayati Yazıcı ve Abdulhamit Gül gibi partinin önemli isimlerinin de benzer görüş belirttikleri parti içinde sır değil. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek bu konulara çok girmese de ülkede yaşanan sıkıntıların para bulmaya çalışırken sürekli engel yarattığını her konuşmasında ısrarla dile getiriyor. Yani meselenin ciddiliği Şimşek’e bile siyaset yaptırıyor. Sonuç olarak Erdoğan, içine CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i de koyarak bir oyun kuruyor. Özel’in de girişimlerinin katkısının bulunduğu izlenimi yaratılarak, Kavala ve gezi tutsakları, kısa zamanda, aynen Selvi’nin yazdığı gibi bırakılacaklar sanırım. Umarım meseleyi; AKP, “CHP istedi biz de yaptık” gibi “kıyak/lütuf”, CHP de “bastırdık yaptırdık” gibi “zafer” noktasına getirmezler” ifadelerini kullandı.