Seçim süreci enteresan gelişmelere sebep oluyor. Cumhurbaşkanı adaylarından Sayın Muharrem İnce seçim vaadi olarak öğretmen, polis ve hemşirelere 3600 ek gösterge müjdeledi. Arkasından diğer aday, mevcut Cumhurbaşkanımız Sayın Tayyip Erdoğan’da aynı vaatte bulundu. Hoş, 16 yıldır defalarca istenmesine rağmen hep geri çevirmişti ama yine de bu vaadi güzeldi. Yeri gelmişken öğretmen emeklisi olarak konuyu dile getiren Sayın Muharrem İnce’ye teşekkür ederim. Aslında bu 3600 gösterge isteği daha da eskilere dayanıyordu. Memur sendikalarının kurulmasından bu yana öğretmenlerin 3600 ek gösterge isteği haklı olarak hiç bitmemişti. Bu aşamada konuyu memur sendikaları bağlamında ele almak istedim.

Sendika, kurulmuş olduğu iş kolundaki çalışanların ortak hak ve çıkarlarını korumak, sorunlarını çözmek için kurulmuş ekonomik öğeler taşıyan, devlet, siyasi parti ve iktidar örgütlerinden bağımsız kuruluşlardır.(1)

Çalışanlar ile işveren arasındaki eşitsiz ortamın ortadan kaldırılıp iş adaleti sağlanması için kurulmuşlardır. Çalışanların sömürülmesini engellemek, onların özlük ve sosyal haklarını korumak için varlardır.

Temmuz ayında Resmi Gazete verilerine göre toplam 420.149 üye ile eğitim öğretim alanında yetki alan bir sendika var. Bu sendika 7 yıldır bu yetkiyi elinde bulunduruyor. Kuruluş yılı ise 2001. Diğer sendikaların toplam üye sayısı ise yaklaşık 360 bin. Ama ne yazık ki yetkili sendikanın ilkeleri arasında öğretmenlerin özlük haklarına, sosyal haklarına yönelik bir madde yok. (2)

Sarı sendika (ki ben ona sarılık hastası sendika diyorum) TDK sözlüğünde; “işverenden yana olan sendika” olarak tanımlanmaktadır. (3)

Eğitim iş kolundaki yetkili sendika neden sarılık olmuş? Görüntü gayet net; üyelerinin yararına çalışıyor gibi görünüyor ama işverenden yana tavır alıyor. Örnek verelim; 2017 toplu görüşmeleri. Hükümet yetkilisi %3 teklif ediyor, yetkili sendika sesini çıkarmasa iş hakem heyetine gidecek. Oradan en az %4 ya da % 4.5 kararı çıkacak. Ama ne yapıyor; %3.5’e yani buçuk zamma fit oluyor. Şimdi bu nasıl çalışan lehine davranma? Bu nasıl çalışanları koruma?

Kamu çalışanları içinde üniversite mezunları içinde birinci dereceye gelip de göstergesi 3000 olan eğitim çalışanlarından, daha doğrusu Milli Eğitimde öğretmenlerden başka çalışan yok. Maarif Müfettişleri bu hakkı daha önce aldılar çünkü.

Ek gösterge maaş hesaplamasında kullanılan bir katsayıdır. Memurlar içinde ek göstergesi 8000 olan bile vardır. Öğretmenlerin ek göstergesi 3000’den 3600’e çıkarsa çalışırlarken maaşlarında bir artış söz konusu olmuyor. Ama emekliye ayrıldıklarında alacakları emekli maaşları yaklaşık yüzde yirmi oranında artış gösterecek. Aynı miktardaki artış emekli ikramiyelerinde olacak. Yani emekliliklerinde biraz daha rahat yaşama imkânına kavuşabilecekler.

Şimdi bir sendika düşünün, 420 binden fazla üyesi var. Bu üyeler emekli olduklarında fazla emekli maaşı almak istemiyordu, emekli olurlarken daha fazla emekli ikramiyesi istemiyordu. Bu durum bize sendikanın gerçek bir sendika olmadığını açıkça gösteriyor.

Ayrıca diğer sendikalarda bu konuya fazla önem vermiyordu. Diğer sendikalarda bu konuda yeterince ses getirici eylem yapamıyordu. Sanki kendileri emekli olunca göstergeleri doğrudan yüksek olacak.

 Sarılık olmuş sendika yöneticilerinin suçu olmayabilir. Onların vekil olmak gibi belirli beklentileri de olabilir. Benim merak ettiğim bu kadar üye neden kendi özlük hakkı için yönetimlerine baskı oluşturmaz? Neden sayıları milyonu bulan eğitimciler bu konuda isteklerini yüksek sesle dile getirmezler? Sendikaların sarılık hastalığı gibi çalışanlar da mı sarılık hastası oldular? Sorunun cevabını bilen varsa lütfen bana bildirsin. Bizde 3600 ek göstergeyi istemekten vazgeçelim, hükümet de vermesin.

Hani derler ya; “kendim için istiyorsam namerdim”, ben bu pozisyonda değilim, elbette kendim için de istiyorum. Diğer tüm eğitim çalışanları için istediğim gibi. Umarım sendikacılarımız da artık isterler. Aslında sendikal mücadele ile hak alınmayacaksa, liderlerin iki dudağını aşamayacak isek, sendikalara ne gerek var?

Sular yükselince, balıklar karıncaları, Sular çekilince ise Karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine "suyun akışı " karar verir. (Kızılderili sözü)

  1. https://tr.wikipedia.org/wiki/Sendika
  2. http://www.egitimbirsen.org.tr/ebs/ilkelerimiz
  3. http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&view=bts&kategori1=veritbn&kelimesec=273970

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA İNDİR!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA