Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2011'in seçim yılı olduğunu belirterek, ''Bu nedenle yılın ilk yarısında biraz daha fazla harcamayı planlayabiliriz. İkinci yarısında biraz daha disiplinli olmayı planlıyoruz'' dedi.

Şimşek, The Economist tarafından düzenlenen ''Değişim Sürecinde Türkiye-Türk Hükümetiyle 18. Yuvarlak Masa Toplantısı''nda yaptığı konuşmada, Economist'in bir okuyucusu olarak burada bulunmaktan dolayı mutluluk duyduğunu ifade etti.

Son dönemdeki gelişmelere değinen Şimşek, önceki yıllarda ''etkileneceğiz ama yine de temelimiz çok güçlü. Kriz yok olunca geriye dönüş, toparlanma çok güçlü olacak'' denildiğini belirterek, bir toparlanma, iyileşme sürecinde olunduğunu söyledi.

Şimşek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

''2009'un son çeyreğinden başlamak üzere güçlü yıllık artı büyüme hızına kavuştuk. Bu yılın ilk 3 çeyreğinin sonuçlarını biliyoruz. Büyüme hızı oldukça güçlü oldu. Yılın ilk yarısında yüzde 11'lik, çift haneli büyüme gördük. Net ihracatımız nötrdü. Eğer birinci çeyrekte yüzde 17 olsaydı o zaman GSYH da yüzde 17 oranında artacaktı. Çok güçlü bir şekilde toparlandık. Bu bir, tabiri caizse 'ölü kedinin sıçraması' mıdır? Aslında büyüme zafiyetlere sahip mi? Evet, zafiyetleri var. Bu çift haneli büyüme hızını sürdüremeyeceğiz. Hep böyle gitmeyecek. Çünkü bunu destekleyecek tasarrufumuz yok. Bunu destekleyecek bütün ana yapısal problemlerimizi çözmüş değiliz. Ama hiç şüphe yok ki büyüme yine de önümüzdeki yıllarda güçlü olarak devam edecek.''

Türkiye'de sağlıklı bir bankacılık sektörü olduğunu, bunun büyük önemi bulunduğunu ifade eden Şimşek, büyümeyi desteklemek için sağlıklı bir bilançoya ihtiyaç olduğunu, uzun süreli büyümenin sağlıklı olması gerektiğini vurguladı.

Şimşek, ''Basel 3 kararlarını bugünden itibaren uygulamaya başlarsak o zaman Türkiye bankacılık sistemindeki sermaye yeterliliği oranı yüzde 70'e varacaktır. Basel 3'ü bugün uygulamaya hazırız'' dedi.

-''(BANKACILIK SEKTÖRÜNDE) YÜZDE 22-23 ORANINDA KARLILIK OLACAK''-

Mehmet Şimşek, bankacılık sektörünün karlılığının çok yüksek olduğuna dikkati çekerek, ''Yüzde 22-23 oranında karlılık olacak'' dedi.

Türkiye'deki büyüme öyküsünü başarılı kılanın sadece bankacılık sektörü olmadığını, bir başka faktör daha olduğunu, kamu sektörü bilançosunun da iyi durumda olduğunu vurgulayan Şimşek, gelişmiş ülkelerin çoğu ve gelişmekte olan ülkelerin bir kısmının büyük kamu açıklarından dolayı sorun yaşadığını, bunun uzun vadeli toparlanmayı olumsuz etkilediğini, Türkiye'nin bu ülkelerden olmadığını söyledi.

Şimşek, ''Geçen yıl bütçe açığının yurt içi hasılaya oranındaki durumları biliyorsunuz. Kamu açıklarının yurt içi hasılaya oranı bu yılın sonunda yüzde 42'ye düşecek'' dedi.

Bu yıl bütçe açığının yüzde 4,9 olacağını hesapladıklarını, yıl sonunda bunun yüzde 4 olacağını bildiren Şimşek, şunları kaydetti:

''Altyapı yatırımlarında bu kadar eli açık davranmasaydık, yılın ikinci yarısında hedeflerimizin önüne geçtiğini görünce eli açık davrandık, bu açık yüzde 3'e düşecekti. Bizim hala ihtiyaçlarımız çok. Eğitim, Ar-Ge ve altyapıya yatırım konusunda yapacağımız çok şey var. O nedenle hedeflerimize ulaşmak çok önemli.''

-''DURUM KONTROL ALTINDA''-

Maliye Bakanı Şimşek, 2011 bütçesini hazırladıklarını anımsatarak, ''Orada yüzde 2,8'lik merkezi hükümet açığı bekliyoruz. Ama genel açığımız AB tarafından tanımlanan açık yüzde 2 oranında olacak. Mali kurallarla ilgili olarak çalışmalar yaptık. Parlamentodan henüz geçmedi. Bu mali çerçeve içinde aslında durum kontrol altında'' şeklinde konuştu.

Bu hedeflere uymaya kararlı olduklarını belirten Şimşek, 2011 bütçesiyle ilgili tahminlerin oldukça realist olduğunu söyleyebileceğini, gelirlerde artış olacağını ve ilave önlemleri aldıklarını, yüzde 4,5'luk bir GSYH beklendiğini, bunun da gerçekçi bir rakam olduğunu söyledi.

Şimşek, ''Küresel ekonomiye, bölgemize baktığımızda bunun ihtiyatlı bir tahmin olduğunu görüyoruz. Evet, biraz dikkatli olmalıyız. Buradaki varsayımlar gayet mantıklı, rasyonel. Tek yapmamız gereken şu; gelecek yıl seçim yılı. Bu nedenle yılın ilk yarısında biraz daha fazla harcamayı planlayabiliriz. İkinci yarısında biraz daha disiplinli olmayı planlıyoruz. Çünkü her şeyin önlemi alınmış durumda' dedi.

- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, basılan sıcak paranın bir kısmının Türkiye'ye geldiğini belirterek,''Biliyorum ki bu zorluk getiriyor'' dedi.

Şimşek, The Economist tarafından düzenlenen ''Değişim Sürecinde Türkiye-Türk Hükümetiyle 18. Yuvarlak Masa Toplantısı''nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin oldukça sağlıklı bir kamu sektörü bilançosu bulunduğunu, konut sektöründe de anlamlı bir değer kaybı yaşanmadığını anımsattı.

Türkiye'nin sağladığı büyümenin aynı zamanda istihdam yaratabildiğine de işaret eden Şimşek, Türkiye'de istihdamın 1 milyon kadar arttığını hatırlattı.

Bankacılık sektörünün de gayet güzel bir şekilde devam ettiğini anlatan Şimşek, kamu sektörünün özel sektöre baskı uygulamadığını, özel sektörü içine çekmeye çalıştığını söyledi.

Şimşek, Türkiye'nin tasarruf oranının düşük olduğuna işaret ederek, cari açığın ise büyük olmasına rağmen yönetilebilir olduğunun altını çizdi.

Türkiye'nin enerji kalemi çıkarıldığında cari hesap dengesinin oldukça makul düzeyde bulunduğunu dile getiren Şimşek, mahkeme kararlarına rağmen özel sektörün hidrolik enerji santrallerine hız vermesini istediklerini anlattı.

Türkiye'nin şu anda nükleer enerji santrali bulunmadığını, buna yönelik Rusya ile anlaşma yapıldığını anımsatan Şimşek, Güney Kore ile de görüşmelerin sürdüğünü bildirdi.

Mehmet Şimşek, yenilenebilir enerji konusunda da birçok fırsat bulunduğuna işaret ederek, burada bürokrasinin yavaş gittiğini, süreci canlandırmayı istediklerini söyledi.

Şimşek, Türkiye'nin genç nüfusunun artı bir puan olduğunu, ancak bu nüfusa istihdam sağlamanın da önem taşıdığının altını çizdi.

Liranın epey değer kazandığını, bu konuda ihracatçıların da talepleri bulunduğunu hatırlatan Şimşek, bazı makroekonomik politikalara da bağlı kalmaları gerektiğini anımsattı.

-''3. DÖNEMDE İKTİDARA GELECEĞİMİZE İNANIYORUM''-

Mehmet Şimşek, önemli bir anayasa paketini parlamentodan geçirdiklerini, bu paketin mükemmel olmasa da ileriye doğru atılmış önemli bir adım olduğunu vurgulayarak, bugünkü kamuoyu yoklamalarının halkın hükümete güven duyduğunu gösterdiğini söyledi.

Şimşek, partisinin üçüncü dönemde iktidara geleceğine inandığını belirterek, ''Benim partim ve Hükümetim başkalarından daha akıllı olduğu için değil bütün bu başarıların elde edilmesi... Tek neden, güçlü, dayanışma içinde bir siyasi gruptuk. Koalisyon hükümetleriyle mücadele etmemiz gerekmedi. Önümüzde bir gündemimiz, programımız var. Kriz yılında gayet başarılı olduk'' diye konuştu.

Kendisinin iyimser olduğunu ifade eden Şimşek, şöyle devam etti:

''Çünkü Anayasa'yı öyle bir şekilde değiştirdik ki artık bu yeni temel reformlara da yol açabilir. Bunlar derhal gerçekleşecek diye beklemeyin. Pek çok şeyin seçimlerin sonrasını beklemesi gerekecek. Gerçekçi olan da bu. Çünkü elimizde bütün bu reformları yapabilecek o kadar çok zaman kalmadı. İyi politikalar ve iyi uygulamalar yapmaya devam edeceğiz. Ama önümüzdeki 6-8 ay içinde de muazzam gelişme beklenmemeli. Ama yine de partim üçüncü dönem seçilecek diye düşünüyorum. O zaman Türkiye sadece geçmiş 8 yıldaki kazançlarını konsolide etmekle kalmaz gerçek bir sistem oluşturur. Umuyorum ki önümüzdeki dönem çok daha güçlü bir ivme içinde olacağız.''

-''DOLAYLI VERGİLER KONUSUNDA YAPILACAK ÇOK ŞEY VAR''-

Konferans katılımcıların da sorularını yanıtlayan Şimşek, dolaylı vergilere ilişkin bir soru üzerine, dolaylı vergilerin diğer ülkelerden daha yüksek olduğunu ifade etti.

Şimşek, ''Evet itiraf ediyorum. Bu konuda yapılacak çok şey var. Vergi oranlarını artırma şeklinde değil ama kayıt dışı dışı ekonomik faaliyetlerle daha güçlü bir şekilde mücadele edebilmeliyiz. Vergileri daha hızlı toplayabilmeliyiz ve doğrudan vergileri artırmalıyız'' dedi.

Buradaki zaafı bildikleri, bu nedenle daha fazla insanı Gelir İdaresi'nde istihdam ettiklerini anlatan Şimşek, kaynakları koordine etmek için daha iyi bir sistem geliştirdiklerini, daha proaktif bir Gelir İdaresi sağlamaya çalıştıklarını anlattı.

Mehmet Şimşek, ABD Merkez Bankası'nın verdiği kararın ihracatçılar açısından sonuçlarına ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:

''Bütün bu olanlar bize tabii ki dış şartlardan dolayı ortaya çıkıyor. Bizim yaptığımız şeyler değil bunlar. Bazı şeylerin üzerinde kontrolümüz daha sınırlı. Pek çok para basıldı daha da çok para basılacak. Bunun bir kısmı Türkiye'ye geliyor anladığım kadarıyla. Biliyorum ki bu zorluk getiriyor. Bu benim hükümetimin politikası değil. Geçmişte herkes 'yüksek faiz oranı ve düşük döviz kuru sizin politikanız' diyorlardı. Bugün gerçek faiz oranları negatif ve eğrinin kısa çizgisinde. Merkez Bankasına borçlanma, 8 artı seviyelerinde. Peki ne yapılabilir? Evet incelememiz gereken bir durum. Kolay bir çözüm yok buna. Başka önlemler iyi sonuç verir mi bilmiyorum ama en iyisi ülkeyi daha rekabetçi hale getirmek. Mali unsurları kullanarak istihdam üzerindeki yükü azaltmak. Eğer mümkünse daha fazla mali destek vermek. Bu işin kolay bir çözümü yok. Seçtiğimiz yol uzun vadeli taahhütler gerektiriyor. Sonuçta Türkiye'nin başaracağına inanıyorum. Önümüzdeki yol bizi refaha çıkaracak bir yol. Ama tabii vakte ihtiyacımız var. Uzun vadede aslında başka alternatifler iyi sonuç vermeyecek.''

Türkiye'nin Çin, Bangladeş veya Hindistan ile ücretler konusunda yarışamayacağının altını çizen Şimşek, ''Biz AB'ye erişmeye çalışıyoruz. Dolayısıyla bizim sürekli olarak bir takım niş pazarlar ve ürünler bulmamız ve farklı odak noktalarına eğilmemiz gerekir'' diye konuştu.

A.A.