Yarım yamalak da olsa AK Parti iktidarının başlangıcı 2002 yıllarına kadar devletin şube müdürü, müdür yardımcısı ve müdür gibi il üst kademe yönetici atamalarında geçerli ehliyet, liyakat ve tecrübeyi esas alan ölçüleri vardı.

Her hangi bir kuruma en alt kademe şube müdürlüğüne atanmada bile  en az 10-12 yıl yöneticilik yapmak gerektiriyordu.

Ayrıca yöneticilikteki kıdemi, aldığı ödüller ve sicil notları atanmada belirleyici oluyordu.

Aksi takdirde adaylardan birisinin müracaatı halinde idari mahkeme iptal kararı veriyordu.

Yeni iktidarın bürokrat atamalarında devam eden kuralı daha geliştirmesi beklenirken  çoğu alanlarda bu uygulamayı önemli ölçüde terk etti.

Bu da milletvekillerinin inisiyatifine bırakılan bürokratların atanması ve ölçü tanımadan görevden alınmasının yolunu açtı ve milli eğitim, sağlık gibi yatırımcı müdürlüklerde bu değişimin ortalama üç buçuk yıla inmesi devlete zarar verir hale geldi.

Çünkü yatırımları öncelik sırasına göre planlanmak ve bağlı bulunduğu bakanlığın yatırım programına aldırmak il müdürünün görevidir ve gerçekleşmesi de o müdürün o ildeki kalış süresiyle doğru orantılıdır.

Aydın bürokrasisinde son üst düzey atama milletvekilleri arasındaki dengeyi sağlayamadığı için Sağlık Müdürü Fevzi Yavuzyılmaz’ın Balıkesir’e nakli oldu.

Şimdi merakla beklenen onun yerine kimin geleceği…

Sağlık Bakanlığı yeni müdürü belirlemek için Ankara’ya dört isim çağırdı.

Engin Tetik… Onur Serbest… Niyazi Kocakaptan… Kasım Çetin…

Ama haberlere bakılırsa, bakanlık kuvvetle muhtemel ya başka bir ilden kaydırma yapacak ya da mevcut adaylar dışında başka bir ismi müdür atayacak.

Çünkü milletvekilleri Mustafa Savaş, Metin Yavuz, Rıza Posacı ve Bekir Kuvvet Erim’in Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’yı bu amaçla ziyaretlerinde Bakan açıkça   “havuzdan birisini atarız,” ifadesini kullandı.

Bu söz aynı zamanda vekillerin bir isim üzerinde anlaşamadıklarının da bir işareti…

Ankara bürokratının en sevdiği siyasetçi bizimkiler gibi bir bürokratın atanmasında aralarındaki rekabetten dolayı ihtilafa düşen milletvekilleridir.

Çünkü üzerlerindeki bir müdüre ya da müdür adayına yer bulma baskısından kurtulmada kendilerine altın değerinde bir fırsat doğmuştur.

O nedenle hiç müdürlük tecrübesi olmayan ehliyet ve liyakat yoksunu yeni bir isim atanırsa ya da kaydırma yoluyla dışarıdan biri gelirse bu Aydınlı için pek şaşırtıcı olmaz.

Aydın bu yönüyle de Ankara bürokratı için gökyüzünün altındaki en güzel yeryüzüdür,

Onlara bu güzelliği bahşeden de kendi aralarında ağabeylik için yarışan iktidar milletvekilleridir.

Peki, vekillerimiz böyle müdür tayini ile aralarında inatlaşacaklarına enerjilerini hastane yapımına harcasalar bu işten hem kendileri hem de Aydın kazançlı çıkmaz mı?

Belki vekillerimizin hastanelerin içine düştüğü perişanlıktan haberleri yoktur, biz hatırlatmış olalım.

Bu gün Efeler’deki üniversite de dâhil devlet hastaneleri artık fiziki olarak ihtiyaca cevap veremez haldedir.

BİR: Günümüzde hastane odaları 6 yataklı Efeler dışında bir il merkezi neredeyse kalmamıştır.

İKİ: Fiziki şartların yetersizliğinden hastaneler gerek ameliyat gerek diğer yataklı tedavide sınıra dayandığı için doktorlar çareyi ya hastaları uzun zaman sedyede tutmakta ya da başka hastanelere sevkte bulmaktadırlar.

ÜÇ: Gerekli cihaz ve uzman hekim yokluğundan ilçelerdeki  “butik hastaneler” ancak müşahede hizmeti vermektedir.

DÖRT: Yeni hastane adı çıkalıdan beri hastanelere yeni teknoloji ürünü cihaz alınmamakta bu olay Aydın’ın sağlık alanında gün geçtikçe daha da gerilemesine yol açmaktadır.

Bu durum tedavi için İzmir’e ya da başka yerlere gitmek zorunda kalan hasta ve yakınları için hem daha fazla mali külfet hem de eziyet demektir.

BEŞ: En büyük çileyi de yakınındaki hastanede yatak yokluğundan başka ilçelerdeki hastanelere sevkle karşı karşıya kalan “yoğum bakım” hastaları ve gidip gelmek zorunda kalan hasta yakınları çekmektedir.

ALTI: Bunların doğruluğundan vekillerimiz şüphe duyuyorsa hastaneleri gezebilirler. O takdirde daha fazlasını göreceklerdir.

O nedenledir ki, Aydın’a Cumhurbaşkanı tarafından yapım sözü verilen 800 yataklı Şehir Hastanesi’nin acilen yapılması şarttır.

Bu da etki alanları göz önüne alındığında başta MKYK üyesi Metin Yavuz ve Meclis’in en itibarlı organı KİT komisyonu başkanı Mustafa Savaş’a düşen bir görevdir.

Hem böylece millete karşı sorumluluklarını yerine getirmiş olurlar hem de yarın seçmen huzuruna enerjilerini millet için harcamanın rahatlığı ile çıkarlar.

Yoksa millet de tarih de kendilerini affetmez… Bizden hatırlatması

BİR DE İYİ HABER

Uzun zamandır hem Kuyucak eski AK Parti ilçe başkanı Ali Çevik hem de Buharkent Ziraat Odası Başkanı Naim Özdamar’ın incirin orman ürünleri arasına alınması Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’den istedikleri bir konuydu.

Meclis Tarım Komisyonu üyesi Rıza Posacı’nın da ısrarlı takipleri sonucu nihayet bu istekleri gerçekleşti ve geçtiğimiz günlerde incir Meclis Tarım Komisyonu kararıyla orman bitkileri arasına alındı.

Bu şu anlama geliyor.

Devlet bundan böyle orman özelliğini yitirmiş mülkiyeti hazineye ait makilik alanları temizleyerek incir dikecek ve fıstık çamı uygulamasında olduğu gibi orman köylüsüne bakımı karşılığında tahsis edecektir.

Uygulama ile hem atıl konumdaki araziler değerlendirilmiş olacak hem de bu yolla gerek vatandaşın bütçesine gerekse Ülke ekonomisine önemli bir girdi kazandırılmış olacaktır.

Olay aynı zamanda milletvekillerinin aralarında hangi konularda rekabet edeceklerini göstermesi bakımından da iyi bir örnektir.

Allah bu vatanı “dâhili ve harici bedhahların” şerrinden korusun, bu millete de bir daha 15 Temmuzlar yaşatmasın.

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!