Geçtiğimiz Pazar günü yerel gazeteleri karıştırırken Yeni Kıroba Gazetesi'nde bir haber gördüm. Kıvanç Uğur arkadaşımızın kalma aldığı haberin başlığı “Eski müze millet kıraathanesi olacak” idi. Başlık ilgimi çekince haberi okudum, okudukça üzüldüm. En çok üzüldüğüm nokta ise Sayın Vali’nin buranın (Eski Arkeoloji Müzesi) müze olmak için uygun olmayacağı yönündeki sözleri idi. Gerekçesi ise daha da garipti, Sayın Valiye göre eski müzenin bulunduğu yer okullar bölgesi olduğu için müze olarak kullanmaya uygun değilmiş, kıraathane yapılmaya daha uygunmuş. Aslında bu talihsiz beyanat bize göre sözün bittiği yer, neden mi, açıklayalım.

Önce habere bakalım. Haber aynen şöyle:

Aydın Valisi Yavuz selim Köşger, eski müze binasının “Millet kıraathanesi" olması için ön çalışma yürütüldüğünü açıkladı. Binanın ilk önce Etnografya Müzesi olarak düzenlenmek istendiğini ancak yapının müze olmaya çok uygun olmadığını belirten Köşger; “Malumunuz, o bölge okulların ortasında. Millet kıraathanesine dönüştürülmesi için ön çalışma yapılıyor. İçerisinde kütüphanenin olduğu, kitap kafe tarzında bir mekân olması düşünülüyor” dedi.

Öncelikle müze olmaya uygun olmayan o bina yapılırken müze olarak yapıldı ve 2003 yılında tamamlanan restorasyonda yine müze olarak düzenlendi. Eğer bina müze için uygun değilse başlanıp bitirilemeyen Etnografya müzesi için yapılan restorasyon da hatalı yapılmıştır. Bu hata da Valilik Makamı'na aittir. Sayın Vali okullar bölgesi olduğu için kütüphane olmalı diyor. O bölgedeki bütün okulların son derece düzenli ve kapsamlı kütüphaneleri var. Ayrıca müzenin hemen yanında çok iyi düzenlenmiş çocuk ve gençlik kütüphanesi var. Yani o bölgeye bir kütüphane gerekli değil.

Gelelim okullar bölgesinin müze yapımı için uygun olmadığı gerekçesine. Şimdi literatürde "Eğitimde müzelerin önemi" konusunda bir araştırma yaparsak çok sayıda belgeye ulaşabiliriz. Eğitimde müzelerin önemi büyüktür. Müzelere öncelikle öğrencilerin ve eğitimde görev alan kişilerin gitmesi için çaba harcanır. Bu konuda geçen yıl Valilik Makamına doğrudan bağlı olan İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yapılan bir çalışma vardı. Bu çalışma ile öğretmenler seminer döneminde gruplar halinde Aydın Arkeoloji Müzesi'ne gönderilip müze hakkında bilgi sahibi edilmek istendi. Her ne kadar oraya giden bazı öğretmen grupları müzenin kapısında topluca fotoğraf çektirip kaçmış olsalarda burada onlardan istenen bilgi sahibi olmaları ve bilgilerini öğretim faaliyetlerinde kullanmaları idi. Yani Valilik Makamı ve ona bağlı kuruluşlar aslında müzelerin eğitimdeki yerini ve önemini biliyorlar.

Sayın Köşger'in de çok iyi bildiği gibi Aydın ilimiz Milli Mücadelenin başladığı yerdir. Geçtiğimiz yıl bu mücadelenin yüzüncü yılını kutladık. Bu yıl ise Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun yüzüncü yılı kutlanacak. Eğer bu ülke çok sayıdaki emperyalist düşmanlara karşı eşi olmayan bir Kurtuluş Savaşı verdiyse ve bu mücadele sonunda bağımsızlığını kazandıysa bunda Aydın’da başlayan Milli Mücadele ruhunun önemi büyüktür. Ama ne varki bu mücadelenin anılarını gelecek nesillere taşıyacak, yeni yetişen nesillere Milli Mücadele ruhunu verecek bir Kuvayı Milliye müzemize yok. Aydın dışında birçok yerde bulunan Kuvayı Milliye Müzesinin bu ateşin yakıldığı il olan Aydın’da olmaması üzücü.

Aydın Efeler ilçesinde bir etnografya müzesi de yok. Halbuki Aydın ilimiz farklı kültürlerin harman olduğu, folklorünün çok zengin olduğu bir yerdir. Böyle zengin bir geçmişe ve kültüre sahip olan Efeler'de bir etnografya Müzesinin olmaması da üzücüdür.

Sonuç olarak, Sayın Köşger'in uzun süredir çalıştığı Aydın iline giderayak bir hizmette bulunup eski müzeyi Kuvayı Milliye Müzesi veya Etnografya Müzesi haline dönüştürmesi yerinde bir karar olacaktır. Ancak bu şekilde arkasında iyi bir iz bırakıp giden ender valilerden biri olacaktır. Aksi takdirde kendisi sadece istatistik çalışmalarında yer alacak, burada yaşayan insanların gönüllerinde yer almadan kısa sürede zihinlerde silinip gidecektir. Karar kendisinin.

Çalışmak, çalışmak, çalışmak gerekir.