İkinci Dünya Savaşı'nda Pasifik Muharebelerinde Japonya'nın Nagasaki kentinin bombalanmasının 77'nci yılı dolayısıyla kentte anma töreni düzenlendi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres verdiği video mesajda "Nükleer silahların kullanımının karşısındaki tek garanti, bu silahların tamamen yok edilmesidir" dedi.

Peki İkinci Dünya Savaşı’nın kırılma noktalarından biri olan ve Soğuk Savaş döneminin ‘dehşet dengesi’ni yaratan bu olağan dışı güç neydi?

Nükleer silahsız bir dünya için çalışan ‘Hibakuşa’lar

Temmuz 1945’te İttifak devletleri "Potsdam Bildirisi’nde" Japonya’ya teslim olma çağrısında bulundu.

Taslakta yer alan, Japonya’daki imparatorluk sisteminin korunmasına dair madde, bildiriden kaldırıldığı için Japon Başbakanı Kantaro Suzuki, Potsdam Bildirisi’ni kabul etmedi. Bildiriye karşı "şartsız teslim olunamayacağını" ilan eden Tokyo yönetimi, aynı yılın ağustos ayı başında İttifak cephesine "anlaşmalı barış" teklifi yaptı.

Tam ve mutlak yıkım: Atom bombası

Cephenin teklifi kabul etmemesi üzerine ülkeler, kısa sürede tam ve mutlak yıkımla yüzleşti.

6 Ağustos pazartesi sabahı Hiroşima’ya atılan bomba ile birlikte ilk kez bir savaşta atom bombası kullanıldı.

9 Ağustos 1945'te ABD Hava Kuvvetleri'ne ait B-29 tipi bombardıman uçağı ‘Bockscar’, ikinci bir atom bombasını bir Japon şehrine atma göreviyle yola çıktı.

“Size bir hediye daha"

"Şişman Adam (Fat Man)" lakaplı atom bombasının üzerinde "Size bir hediye daha" ve Japon İmparatoru "Hirohito'ya ikinci öpücük" yazılı mesajlar yer alıyordu.

Ancak Nagasaki şehri, ikinci atom bombasının birincil hedefi değildi. Hedef Kokura kentiydi.

11 Mayıs 1945'te düzenlenen Hedef Tetkik Komitesi'nin ikinci toplantısında patlamanın etkisinin ölçülebileceği coğrafi yapıya sahip olması nedeniyle Kyoto, Hiroşima, Yokohama ve Kokura kentleri atom bombası atılması için uygun kentler olarak belirlenmişti. Daha sonra Kyoto'nun yerine Niigata kenti listede yer aldı.

Atom bombasının etkisinin ölçebilmesi maksadıyla seçilen dört kentte yapılacak olan herhangi bir hava saldırı yasaklandı. Bu bölgelere hava saldırısı olmayacağı söylentilerinin yayılmasının ardından sivil Japon halkı bu bölgelere göç etmeye başladı.

Binbaşı Charles Sweeney ve ona bu görevde eşlik eden eden yardımcı pilotlar Charles Donald Albury ve Fred J. Olivi, silah ustası Frederick Ashworth ve bombacı Kermit Beahan ‘Şişman Adam’ı Kokura şehrine bırakmakla görevlendirilmişti.

Japonya’nın silah deposu: Kokura

178 bin nüfuslu Japon kenti Kokura, Japonya'nın en büyük mühimmat depolarından birisiydi.

Ancak uçak Kokura şehrine geldiğinde gökyüzündeki yoğun sis bulutu hedefin tespit edilmesi için gerekli olan görüntünün alınmasına izin vermiyordu.

Önceki gün Kokura yakınlardaki Yawata'ya yapılan büyük bir bombalı saldırı sonrası çıkan yangın ve rüzgarla birlikte sürüklenen duman, Kokura üzerindeki alanın çoğunu kaplayarak pilotların hedef belirlemesini engelledi.

Bombayı bırakmak için istediği açıyı elde edemeyen ve yakıtı azalan Bockscar, ikincil hedefine yöneldi. Bu hedef Nagasaki’ydi.

Savaş tarihinin son atom bombalı saldırısı: Nagasaki

Artık Şişman Adam 240 bin Japon vatandaşının, 9 bin Japon askerinin ve 400 savaş esirinin bulunduğu Nagasaki'deydi.

Kokura ve Hiroşima’ya göre dağlık bir coğrafyada ve derin bir vadinin içinde yer alan Nagasaki, görece daha zorlu bir hedefti.

Dünyanın ikinci ve son atom bombası saldırısı Amerikan kayıtlarına göre 10:58'de, Japon kayıtlarına göre saat 11:02'de plütonyum-239 tipi atom bombası ile gerçekleştirildi.

Yaklaşık bir buçuk metre yüksekliğinde ve 3 metre uzunluğundaki, iç patlamalı plütonyum çekirdekli bir atom bombası olan Şişman Adam’ın kuyruğu, hedefine doğru giderken savrulmaması için özel olarak tasarlanmıştı.

Bomba bırakıldıktan 43 saniye sonra amaçlanan hedef noktasının yaklaşık 1.5 mil kuzeybatısında ve bin 650 fit yükseklikte 21 kiloton TNT gücüne eşdeğer bir patlama meydana geldi.

Şişman Adam’ın büyük yıkımı

Hiroşima'nın aksine Nagasaki'deki binalar ahşap veya ahşap çerçeveli geleneksel yapılardan oluşuyordu. Nagasaki üzerindeki patlama yarıçapındaki hemen hemen her yapıyı yerle bir etti.

Şişman Adam’ın yıkım gücünü şehrin etrafını çevreleyen tepeler sınırladı. Patlamayla birlikte 70 bine yakın kişi ölürken şehrin neredeyse yarısı yok olmuştu.

Bombanın düştüğü yerde binalar, köprüler, yollar yerle bir oldu. Radyosyon seviyesi öldürücü bir düzeye çıktı. Birçok insan yanarak öldü ya da vücutlarında ağır yanıklar oluştu. Radyoaktif serpinti insanların kör olmasına yol açtı.

Karadaki büyük yıkımın yanı sıra patlamanın yarattığı şok dalgasıyla bulutlar dağıldı. Kırmızı renkte bir ateş topu beyaz bir dumana dönüşerek adeta büyük bir mantar şeklinde göğe yükseldi.

Nagasaki Belediyesinin verilerine göre, patlama anında ve daha sonrasında ölenlerin toplam sayısı 143 bin 124'e ulaştı.

Hiroşima ve sonrasında Nagasaki’deki büyük yıkımın ardından Japonya "Shouwa" dönemi İmparatoru Hirohito, 15 Ağustos'taki mesajında ülkesinin koşulsuz teslim olduğunu ilan etti.

9 Ağustos 1945, bir savaşta ikinci ve son kez atom bombasının kullanıldığı tarih olarak kayıtlara geçti.

Nükleer silahsız bir dünya için çalışan ‘Hibakuşa’lar

Patlamalardan etkilenen ve kurtulanlara 'Hibakuşa' ismi verildi.

Hibakuşalar, bir daha benzer acıların yaşanmaması için “nükleer silahsız bir dünya” amacıyla çalışmalarına devam ediyor.

Sayıları azalan ve yaşları ortalama 82’ye yaklaşan Hibakuşalar, nükleer silahlardan vazgeçilmesine yönelik mesajlarını her yıl ağustos ayında düzenlenen anma törenlerinde dile getiriyor.

Hiroşima ve Nagazaki'deki anıtlara, yaşanan acının yıl dönümlerinde, hayatını kaybeden Hibakuşa'ların isimleri yazılıyor.

Nükleer savaşın gölgesi: Dehşet dengesi

Savaşın kırılma anlarından birini yaratan atom bombaları uluslararası ilişkilerin de dönüşüm geçirmesine sebep oldu.

2 Eylül 1945’te Missouri zırhlısında silah bırakma anlaşmasının imzalanmasıyla cephelerde silahlar sustu ve arkasında bıraktığı büyük yıkım ve acıyla birlikte İkinci Dünya Savaşı bitti.

Dünya, iki nükleer gücün birbirlerine doğrudan savaş açmadığı 42 yıl sürecek “Soğuk Savaş" dönemine girdi. 19’uncu yüzyıl güç dengesi sisteminin aksine ittifaklar biri diğerini anında yok edebilecek iki devletin çevresinde örgütlendi.

Nükleer silahlar, “Dehşet dengesi” olarak da isimlendirilen olağandışı bir caydırıcılık ve güç dengesi oluşmasına sebep oldu.