SON 5 yılı şöyle bir hatırlayın ve F.Bahçe deyince aklınıza gelen, dillere pelesenk olmuş ilk sorunun ne olduğunu söyleyin... Birinci sırayı “Ne olacak bu F.Bahçe"nin hali?” sorusu alıyor değil mi? Biliyorsunuz son yılların bu en klişe sorusu iki hafta önce Beşiktaş için soruluyordu, şimdilerde ise G.Saraylılar"ın ağzında...

Ve bu sezon sonunda bu klişe soru “Ne olacak bu 3 Büyükler"in hali“ biçimine dönerse sanırım hiç kimse buna şaşırmayacaktır. Bakın Üç Büyükler"in sergilediği futbola ve taraftarlarının tepkilerine, ya da ligimizin ilk dört sırasını gözden geçirin ne demek istediğimi gayet iyi anlayacaksınız.

2 BÜYÜK"E G.SARAY JESTİ

BU girişten de anlayacağınız gibi bu haftaki yazımda “Nereye gidiyor bizim 3 Büyükler” diye sormayı planlıyordum. Ama olmadı... Çünkü G.Saray bir kez daha kötü gidişiyle aradan sıyrılıp gündemin 1 numarası olmayı başardı.

G.SARAY"DA işlerin iyi gitmediğini artık "Sağır Sultan" bile biliyor. 12. haftada yenilgisi galibiyetiden fazla. Ne gönderilen Frank Rijkaard ne de futbolcular bu berbat gidişin birincil sorumluları değiller. Hele Gheorghe Hagi asla değil.

Bir numaralı sorumlu bir numaralı koltukta oturandır. Sayın Adnan Polat iyi bir G.Saraylı olabilir. G.Saray"ın sportif ve idari başarısı için varını-yoğunu ortaya koymuş da olabilir ama bu onun ve yönetiminin G.Saray"ı iyi yönettiği anlamına gelmez. Sarı-kırmızılı kulüp sayın Adnan Polat döneminde Cemal Nalga, Lincoln, Rijkaard gibi çok ciddi krizler yaşadı ve bu krizlerin hiçbirisini doğru yönetemedi. Ayrıca transfer stratejisi de sürekli eleştirildi. Kriz yönetemeyen, transferde sürekli aynı hataları yapan bir yönetimin başarılı olduğunu söylemek saflık olur.

Çok övündükleri “şirket birleşmesi” yanlışı düzeltmekten öte bir şey değil. Stat Projesi ise rahmetli Özhan Canaydın döneminden gelen ve devamlılık isteyen bir iş...

İSTİFA TEK TARAFLIDIR

Kısacası Adnan Polat başkanlığındaki G.Saray yönetimi başarısızdır. Nasıl ki sportif başarı beklenen teknik direktörler başarısızlık sonrasında şapkalarını alıp gidiyor ya da gönderiliyorlarsa, yönetimler de başarısız olunca gitmeyi bilmelidir. Unutmayalım ki istifa tek taraflı bir uygulamadır. İstifanızı eder, tasınızı-tarağınızı toplar gidersiniz. “İstifamı kabul etmediler” demek sadece abesle iştigaldir.

Şimdi kim Hagi için ter dökecek?

GHEORGHE Hagi"nin Manisa maçı sonrası yaptığı açıklamaları da tartışmamız lazım aslında. Tartışacağımız Hagi"nin konuşmasının içeriği değil, yaptığı açıklamanın yeri ve zamanıdır. Hatırlayalım; Rijkaard giderken “kiralık sözcü“ kullanarak bazı futbolcuların bilerek oynamadığını ima etmişti. Servet, Sabri, Ayhan bu isimlerin başında geliyordu. Şimdi Hagi direkt konuştu. İsim vermedi ama gönderme yaptığı isimler Rijkaard döneminin “bilerek oynamayanları...“

HAGI, sıcağı sıcağına futbolcuları hedef alan açıklamasıyla büyük bir hata yaptı. Oysa bu sıkıntılarını kamuoyundan önce yönetimle paylaşıp radikal çözüm üretebilirdi. Elindeki büyük kozu kaybetti. O koz da futbolcuların ona olan sevgi ve saygısıydı. Şimdi her biri potansiyel suçlu olan bu futbolcular Hagi için ne kadar ter dökerler acaba?

HAKSIZLIK EDİLMEMELİ

BAKIN ne Servet, ne Ayhan ne Sabri ne de diğerleri asla bilerek oynamamazlık etmemişlerdir. Bunca yıl karakterli oyuncu olduklarını kanıtladılar. Euro 2008"i ne çabuk unuttuk. Ya G.Saray"ın yaşadığı son mucizevi şampiyonluğu. Servet değil miydi o dönemlerin cengaver oyuncusu. Kırılmadık yeri, yaşamadığı sakatlık kalmamıştı. Ayhan en zor günlerde taşın altına elini sokmamış mıydı? Üçlü çektirdiğiniz Sabri"nin performansını ne çabuk unuttunuz.

Hata üstüne hata yapan yönetim dururken, bu futbolculara yapılan haksızlıktır. Onlar için söyleyecek tek söz var o da bu sezon “berbat” oynadıklarıdır.. Kısacası yaşanan tam anlamıyla bir kara mizahtır...

Haftanın Takımı: TRABZONSPOR

MÜTHİŞ bir seyirciye sahip olan ve bu sayede rakiplerinin üzerine kâbus gibi çöken Bursaspor"u yenmek her babayiğidin harcı olmasa gerek. 11 haftadır yenilmeyen şampiyonu ancak şampiyon gibi oynayan bir takım yenebilirdi. O da Güneş"in Trabzon"u oldu. Rakip kim olursa olsun, maç nerede oynanırsa oynansın Trabzon için farketmiyor. Onlar için ana amaç kazanmak. En iyi yaptıkları iş de o.

Haftanın Oyuncusu: JAJA

SADRİ Şener Jaja"nın transferini açıkladığında ufak tefek tepkisini dile getiren olmuştu. Birkaç maç kötü oynayınca da bu ufak tepkiler çığ gibi büyümüş ve “Bir futbolcu sadece uzaktan sert şut atıyor diye transfer edilir mi?” şeklindeki eleştiriler alıp başını gitmişti. Ama zaman hem Şener"i hem de Güneş"i Teofilo"da olduğu gibi haklı çıkardı. G.Saray maçında “geliyorum” mesajı veren Jaja, Bursa"da beklenen patlamayı gerçekleştirdi. Sadece iyi şut atmadığını, pasörlük yaptığını ve etkili bir golcü olduğunu kanıtlayan Jaja"nın artık önü açık.

Haftanın Teknik Direktörü: HİKMET KARAMAN

HİKMET Karaman"ı büyük takımlar karşındaki başarıyı, daha alt sıradakiler karşısında elde edemediği için eleştirebilirsiniz. Ya da Makukula"nın G.Saray"a attığı gol sonrasındaki tepkisi için de. Ama hakkını teslim edelim. Şampiyon adaylarını bir bir alaşağı ederek ligin seyrini değiştirdi. Bu maçları “kazanacağız” diyerek kazandı.

Takım içinde büyük sorunları var. Kamuoyu ile çok azını paylaşıyor. Yani kızılcık şerbeti içiyor. Buna karşın hedeflerinden asla vazgeçmiyor. Ve doğal olarak da kendisine “helal olsun” dedirtiyor.

Haftanın Hakemi: CÜNEYT ÇAKIR

TAM anlamıyla en olgun dönemini yaşıyor. Otoritesini artık Türkiye"de herkese kanıtlamış durumda. İşte son örnek Konya-Kayseri karşılaşması. Çaldığı düdüklerin tamamında -ki bazıları hatalıydı- asla o eski tür futbolcu itirazlarıyla karşılaşmadı. Yine aynı maçta gördük ki, karşılaşmaların zorluk derecesi Çakır için artık bir ölçü değil. Çünkü tüm karşılaşmaları aynı seviyede görüyor ve kontrolünü hiç kaybetmiyor. Kart ve faul düdüklerinde mükemmele yakın standardı var. Kısacası Çakır, Türk hakemliğinin göz bebeği.

7 yılın en başarılı Kayserispor"u

27 puanla Trabzon"un 2 puan gerisinde 2. sırada yer alan Kayserispor 7 yıllık Süper Lig macerasında en başarılı sezonunu yaşıyor. 12 haftada 8 galibiyet, 3 beraberlikle yola devam eden sarı-kırmızılılar geçen sezon ilk yarıda 26 puan toplamıştı. Geçen yıl bir kere lider olan ancak sonra düşüşe geçen Kayseri"de aynı şeyin yaşanmaması için şampiyonluk dillendirilmiyor.

"G.Saray bayram hediyesi oldu"

TRABZON ve Beşiktaş"ın ardından G.Saray"ı da yenen Manisa"nın gözü lig üçüncüsü Bursa"da. Asbaşkan Selami Delan “Bu galibiyet, hem yönetime hem de taraftarlara bayram hediyesi oldu. Bu hafta zorlu Bursa maçından da puan alarak, çıkışı sürdürmek istiyoruz” açıklamasını yaptı.

"F.Bahçe galibiyeti ABARTILMAMALI"

F.BAHÇE"Yİ devirip tüm dikkatleri üzerine çeken G.Antep"te teknik direktör Tolunay Kafkas sadece bir galibiyet aldıklarını ve bunun abartılmaması gerektiğini söyledi. Kafkas “Dışarda yensek bu kadar sevinmezdim. İç sahada 8-9 aydır kazanamama fobimiz vardı, bunu da atlattığımızı düşünüyorum. Çıkış için kazanmamız gerekiyordu. Bu galibiye F.Bahçe gibi bir takım karşısında almamız daha önemliydi” dedi.

Sidal: Bizim için lig yeni başlıyor

BU sezon ligdeki ilk galibiyetini Sivas"tan alan Kasımpaşa"da yüzler gülüyor. Futbol şube sorumlusu Süha Sidal, “Bizim için lig yeni başlıyor. Lige başlamak için biraz rötar yaptık. Bundan sonra yükselişimiz devam edecek. Artık üst sıralara tırmanmak istiyoruz” diye konuştu.

"Büyükşehir emin adımlarla ilerliyor"

KARABÜK galibiyetiyle 4. sıraya yükselen İstanbul BŞ"de büyük sevinç yaşanıyor. Futbol şube sorumlusu Kamil Dizar, sezon başında Avrupa kupalarına katılma hedefini koyduklarını belirterek “Buna emin adımlarla yürüyoruz. Milli takımlara 10 oyuncu verdik, 12. haftalar itibariyle ilk kez 4. sıraya yükseldik. Bu başarılar 5 yıllık planlamanın sonucudur” dedi.