Erdoğan, coşkulu kalabalığa karşı yaptığı konuşmada muhalefete sert sözlerle yüklendi.

Konuşmasında, son günlerde yaşanan "darbe planı" iddiası ve askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasına olanak tanıyan "geceyarısı yasası"na değinen Erdoğan, yaşanan süreçte tansiyonun yükselmesinden muhalefeti sorumlu tuttu. Başbakan Erdoğan, "Muhalefet kurumlar arası uyumu bozmaya çalışıyor." diye konuştu.İşte

Sesini zaman zaman yükselterek yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan şu ifadeleri kulandı; "Mayın temizleme konusuyla ilgili "Toprakları İsrail'e verecekler" dediler. Nerede yazıyor İsrail? Hayal güçleri çok geniş. Bu kadar keskin zekalı bu beyefendiler. Geçen gün çıkardıkları yasanın altındaki imzayı bile göremediler.

Haysiyetsiz ölmektense haysiyetli ölmek yeğdir. Bunu böyle bilin. Böyle bilirsek ülkemiz tarihteki şanlı yerini böyle alır. Kurumlar arasında tam bir uyum, tam bir koordinasyon var. Türkiye büyük umutlar taşıyor."

MEHMET AKİF'İN ŞİİRİNİ SANSÜRLEDİ!

Başbakan kürsüden şiiri okuma geleneğini AKP Trabzon il kongresinde de sürdürdü. Seçim döneminde, Mehmet Akif'in "Zulmü Alkışlayamam" adlı şiirinden "Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum, Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!" mısralarını sık sık seslendiren Erdoğan, bu sefer aynı şiirden daha uzun bir bölüm okudu.

"Yıllarımızı böyle çaldılar ömrümüzü böyle çaldılar. Sana dokunmayan yılan bin yaşasın ya dokunursa ne olacak? Biz Akif gibi sesleniyoruz İstiklal şairimizin seslendiği gibi..." diye konuşan Başbakan Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü;

"Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!"

Bitmedi...

"Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!"

Bu mesele!..

Gençler;

"Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!

Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu..."

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Zulmü Alkışlayamam" adlı şiirdeki sert ifadeleri özellikle de son mısra olan, "İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu?" kısmını okumaması ise dikkatlerden kaçmadı. Başbakan'ın sansürlediği bölüm ile şiirdeki kafiye yarım kaldı ve metnin fonetiği bozuldu.

İŞTE O ŞİİRİN ORİJİNALİ

İşte Mehmet Akif Ersoy'un şiirinin sansürlenmemiş versiyonu:

Zulmü Alkışlayamam

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;
Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.

Biri ecdadıma saldırdımı,hatta boğarım!...
-Boğamazsın ki!
-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.

Üçbuçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;
Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.

Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;
Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!

Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

Kanayan bir yara gördümmü yanar ta ciğerim,
Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!

Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.
Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!

Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu...
İrticanın şu sizin lehçede ma'nası bu mu? (kanald.com.tr)