Projeden elde edilen ilk verilere göre, resim ve müzik etkinliklerinin ardından hastaların stres hormonları ve kaygı düzeylerinde önemli ölçüde azalma gözlenirken, bazı hastaların tedavi günü olmamasına rağmen kemoterapi ünitesine gelerek, resim derslerine katıldığı görüldü.

Tedavi kararlarının tümör konseylerinde alındığını, ilaçların robotik yöntemlerle hazırlandığını anlatan Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurullah Zengin, ''Hekim sorumluluğunun burada bittiğini düşünmüyoruz. İnsan bir bütün ve psikolojik yönü de var. Sanatla yapacağımız girişimlerle hasta uyumunu artırabileceğimizi ve bunun da tedaviye olumlu katkı vereceğini düşünüyoruz'' dedi.

100 HASTA ÜZERİNDE ÇALIŞMALAR BAŞLADI
Bu kapsamda Gazi Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Öğretmenliği Bölümü'nden yüksek lisans öğrencilerinin teklifiyle 100 hasta üzerinde çalışmalara başladıklarını belirten Zengin, şu bilgiyi verdi: ''Resim yapmanın kemoterapi alırken stresi azaltabileceği yaklaşımıyla bilimsel çalışma başlattık. Hazırlanan protokolü hastanemizin Bilimsel Araştırma Komisyonu'nda görüştük. Onların da onayıyla yaklaşık bir aydır uygulama yapıyoruz. Ana hatlarıyla, resim derslerinin öncesinde psikologların gözetiminde stres ölçümü yapıyoruz. Daha sonra hastalar, tedavi sırasında resim yapıyorlar ve tedavi bittiğinde yeniden stres ölçümü yapıyoruz. Bu verileri objektif kriterlerle değerlendiriyoruz. Çalışmalarımız sürüyor, bilimsel sonuçlara ulaştığımızda bunları bilim camiasıyla paylaşacağız.''

Projelerinin ilk verilerine göre, çok olumlu geri bildirimler aldıklarını dile getiren Zengin, şunları kaydetti: ''Hastalarımız kemoterapi günü yaklaştığında sıkıntıya düşer, gelmek istemez ve strese girer. Çalışma sonunda, tedavi günü olmadığı halde sırf resim için üniteye gelen hastalarla karşılaştık. Hastalarımız kesinlikle çok rahatladıklarını ifade ediyor. Bu bizim için gerçekten çok çarpıcı. Hastalarımız ayakları geri giderek değil, isteyerek geliyor. Yurt dışında pek çok örneği bulunan sanatla terapi yönteminin iyi örneklerinin Türkiye'de de yapılması için çalışıyoruz.''

STRES VE KAYGILARI AZALIYOR
Gazi Üniversitesi Resim Öğretmenliği Bölümü yüksek lisans öğrencisi Zeynep Gönülay, kanser hastalarında, destek tedavinin önemli olduğunu söyledi. Bu kapsamda kendilerinin de sanat terapisini uyulamaya başladıklarını anlatan Gönülay, ''Hastalar, yaratıcı faaliyetlerde bulunarak kısa süreliğine de olsa hastalığını unutuyor. Dikkat ve enerjisini farklı bir şeye kanalize eden hastaların stres ve kaygıları azalıyor'' dedi.

Onkoloji psikoloğu Melek Akçayılmazer, resim ve müziğin, bütüncül terapinin vazgeçilmez unsurları olduğunu vurgulayarak, ''İnsan bedensel, ruhsal ve sosyal olarak bir bütün. Öyleyse kanser tedavilerinde de bilişsel, zihinsel ve bedensel yöntemlerin yanında ruhsal, manevi yöntemleri ve aynı zamanda uğraş terapilerini kullanmak gerekiyor. Bunlar, baş etmede önemli unsurlar'' diye konuştu.

TÜRK MUSİKİSİ GRUBU DA HASTANEDE
Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Nurullah Zengin, Türk Musikisini Araştırma ve Tanıtma Grubu'nun (TÜMATA) da Numune Hastanesi'nde müzik terapisine başladığını bildirdi.

Hastaları tedavinin yanında moral ve motivasyon açıdan desteklemek istediklerini ifade eden Zengin, ''Resim derslerinin yanında müzik uygulamalarının da bu amacımıza yönelik olabileceğini düşünüyoruz. TÜMATA grubuyla sürekli çalışma başlatmayı planlıyoruz. Tüm bu çalışmalarımızı bir başlangıç olarak görüyor ve daha detaylı bilimsel çalışmalar yapmayı planlıyoruz'' dedi.

TÜMATA'nın kurucusu Yrd. Doç. Dr. Rahmi Oruç Güvenç de Türk tarihinde ve kültüründe önemli yeri olan makam müziğiyle tedavinin bugünün tıbbında yeniden güncellendiğini ifade etti. Yurt dışındaki bazı araştırmalarda komaya giren hastalara Türk musikisi dinletildiği zaman kimi hastaların komadan çıktıklarının gözlendiğini aktardı.

ÖLÜM ORANLARINDA BİLE ETKİLİ
Bu sonuçların tedavilere yeni anlayış getirdiğini dile getiren Güvenç, komadaki bir hastanın müzik sayesinde transa geçmesinin bazı araştırmalara konu olduğunu belirtti. Güvenç, şöyle dedi: ''Transa girme halinde daha önce çalışmayan pek çok nöronun çalıştığı ve vücutta birçok mekanizmanın tekrar faaliyete geçtiği biliniyor. Burada müziğin etkisi tartışılmaya başlandı. Bu pilot alınarak immonoloji, geriarti, kardiyoloji ve onkoloji bölümünde çalışmalar hızlandı. Ameliyat sırasında ve sonrasında dinletilen CD'lerle, heyecan, korku ve ölüm vakalarının azaldığını kamuoyuyla paylaşan çalışmalar oldu.''

Gazi Üniversitesi Algoloji (Ağrı Bilimi) Bölümü'ndeki çalışmalarına ilişkin bilgi veren Güvenç, kronik ağrısı olan hastaların müzik terapisinin ardından stres hormonlarının yüzde 40 azaldığını tespit ettiklerini bildirdi.

Avusturya'da çocuk onkolojisi üzerine yapılan çalışmalarda olumlu gelişmeler yaşandığının laboratuvar bulgularıyla ortaya çıktığına işaret eden Güvenç, ''Şimdi Numune Hastanesi'nin davetiyle bu uygulamayı başlatmış oluyoruz. İleride bu ilmi araştırmalar ve diğer testlerle güçlendirildiğinde ümit ediyorum ki Avusturya'da yapılan çalışmaların ötesine geçme şansımız olacak. Çünkü onkolojik çalışmalarda ümmin reaksiyonların rolü çok büyük. Umarım Numune'de de bunu gözlemleyeceğiz'' dedi.

TEDAVİYE ODAKLANMAYI ENGELLİYOR
Hastanede 8 aydır kemoterapi gören Gülfen Ercan, resim yaparken tedaviye odaklanmaktan kurtulduğunu, sıkıntılarının azaldığını, daha az acı çektiğini söyledi. Bu sayede yeteneklerini de geliştirme fırsatı bulduğunu anlatan Ercan, ''Öğrenciyim, arkeoloji ve sanat tarihi konusunda master yapıyorum. Resme yeteneğim olduğunu burada öğrendim. Boya, çerçeve alıp, resme evde devam etmeyi düşünüyorum'' dedi.

İki aydır tedavi gören 36 yaşındaki Gülten Yılmaz da resim yaparken dertlerini unutup mutlu olduğunu ifade ederek, ''Önceden resim yapmayı denememiştim. Hocalar sayesinde kolayca öğrendim. Herkese tavsiye ederim'' şeklinde konuştu.