Tayyar’a göre okur, bu kitapla birlikte Ergenekon’un, Kürtler üzerinden yürüttüğü PKK kolu ile ilgili planlarının derinlikleri ve şifrelerini net bir şekilde görebilir. 1978yılında birmisyonla ortaya çıkan PKK, bugünKürt sorunundan uzaklaşan, varlığını korumayı önceleyen, 36 ülkede örgütlenmiş, çok sayıda gizli servisin mutfağında yemek pişiren çokuluslu bir şirket hüviyetindedir. Bu nedenle PKK, artık bir iç mesele değil uluslararası bir sorundur.”

Şamil Tayyar Timaş Yayınları arasından çıkan “Kürt Ergenekonu” adlı kitabında yaptığı bu tespitle, PKK’yı ‘içmesele’ olmaktan çıkarıp uluslararası bir ‘sorun haline getiren süreci adım adım, sağlam izleklerle sunuyor. PKK’nın kuruluşundan, ilk kanlı eylemine, oradan ulusal ve uluslararası konumuna değin tüm yapılanmayı büyük bir soğukkanlılık ve objektif düzlemden aktaran Kürt Ergenekonu, ‘egemenlik hakkını devletle paylaşan’ PKK’yı devlet, yönetim algısı, kadrolaşma biçimi ile gözler önüne seriyor.

LOJİSTİK DESTEK

Tayyar kitabında gözler önüne serdiği belki de en önemli gerçek, PKK’nın bizatihi MİT içersindeki bir grubun finansman ve lojistik desteğiyle kurulduğundan başlıyor ve Abdullah Öcalan’ın yakalanmasıyla sivil Ergenekon lobisi kurulduğu iddiasıyla zirveye çıkıyor. Ergenekon operasyonları ile ele geçen belgeler, dokümanlar, şüpheliler, sanıklar ve gizli tanıklık yapanların ifadelerinden ortaya çıkan çarpıcı sonuç ise PKK’nın kuruluş öncesine uzanan derin devlet bağlarının hâlâ aktif olduğu yönünde. Küresel siyasetin Türkiye’deki zeminini belirleyen önemli bir unsur olarak PKK, Abdullah Öcalan’ın İmralı’da avukatlarına söylediği, ‘Türkiye hangi blokta yer alırsa biz de karşı blokta yer alırız” ifadesini bir strateji haline getirerek, bu stratejiyi Ergenekon’un eylem planlarına göre mi biçimlendiriyor?’ sorusunu akıllara getiren Kürt Ergenekonu bu soruya cevaplar arayan bir çalışma olarak dikkat çekiyor.

‘İŞİN UCU ERGENEKON’A DAYANIYOR’

Kürt Ergenekonu kitabının yazarı Şamil Tayyar, BUGÜN’e konuştu. Tayyar, “Bu kitapta özellikle vurguladığımız bir şey var: PKK’nın bir Kürt sorunu yoktur, Kürtlerin PKK sorunu vardır. Kürtler üzerinden bir propaganda yürütülmekte” dedi.

Okur, bu kitapta ne bulacak?

Kürt Ergenekonu adlı kitabımızla, PKK’nın kuruluş hedefinden, anlam olarak ne ihtiva ettiğine, sabotaj amaçlı eylemlerinden, bu eylemlerin kaynaklarının neler olduğunu ve bağlantılarını ortaya çıkarmayı istedik. Ulusal bir sorun olmaktan çıkıp artık uluslararası bir sorun olan PKK, içeriden ve dışarıdan hangi odaklar tarafından destekleniyor veya besleniyordu, eylemlerini neye göre şekillendiriyordu gibi sorularla olayları analiz ederek cevap verdik. Öcalan’ı aşkın bir iradenin var olduğundan hareketle, bizim Kürt Ergenekonu’nda özellikle vurguladığımız bir şey var: PKK’nın bir Kürt sorunu yoktur, Kürtlerin PKK sorunu vardır. Burada Kürtler üzerinden bir propaganda yürütülmekte ve işin ucu Ergenekon’a dayanmaktadır.

Kürt Ergenekonu ne zaman oluştu?

PKK, eylemlerini Kürt halkının kanı üzerinden planlamıştır. 1984’teki ilk kanlı eylemler de bunun göstergesi zaten. Bu anlamda hareketi bir toplumsal hareket olarak nitelemek eksik bir yaklaşım olur. PKK kurulmadan önce MİT ile yakın ilişki içinde olan Öcalan, daha sonra bu bağları inceltip yabancı servislerle içli dışlı oldu. Bu karşılıklı ilişkiye de stratejik iş birliği adını verdi. İçten içe büyüyen ve tehlikeli hale gelen bu oluşuma müdahale askere havale edildi. Siyaset tribünde kalırken asker sahnedeydi. Bu dönemde gerçekleşen hiçbir olay ve eylem doğru okunmadı ya da yönlendirici derin güçlerle mücadele edilemedi. PKK kurulduğu yıllarda Öcalan’ın sürekli yanında olan Pilot Necati MİT içerisinden birisiydi. Bu, Öcalan’ın bilmediği bir şey değildi. Ergenekon Operasyonunda ele geçen belgelerde Pilot Necati ile ilgili gözden kaçırılmaması gereken iddialar var. 12 Eylül darbesinden haberdar edildiklerinden, üyelerin yurt dışına kaçışına kadar, Pilot Necati ile Öcalan ilişkisinin detaylarıyla ilgili notlar, bu oluşumun PKK’nın kuruluşuna uzandığını net bir şekilde gösteriyor.

Kürt Ergenekonu söylemi nasıl okunmalı?

Etnik taassuplardan kurtularak okumak ve o şekilde düşünmek gerekir. PKK’nın temelde bir toplumsal kalkışma kaynaklı olmadığını söylemiştik. Ergenekon ise zaten devlet içerisinde yer alan derin unsurların kendilerine verdiği addır. Ergenekon’un Fırat’ın ötesindeki işleyişinin büyük ölçüde PKK üzerinden gerçekleştiğini ve PKK’nın da Kürt hareketi kisvesine büründüğünü düşündüğümüzde bu kavram daha doğru okunacaktır diye düşünüyorum.

Türk Ergenekonu ile ilişkisi nedir?

Ergenekon’u Türk, Kürt şeklinde keskin çizgilerle ayırmak eksik bir yaklaşım olur. Konuyu özünden uzaklaştırıp milliyetçilik sınırları içine hapseder. Kürt Ergenekonu, PKK’nın derin unsurları üzerine eğiliyor. Ergenekon örgütü birden fazla değil elbette. Bu kavramlar birbiri ile bağlantılı kolların olduğu anlamına geliyor. Toparlayarak söyleyecek olursak Kürt Ergenekonu ile Türk Ergenekonu diye net bir ayrım yapılamaz. Sadece zaman zaman eylem bölgeleri ve şekilleri değişmiştir. Okurun Kürt Ergenekonu’nda net bir şekilde göreceği de Ergenekon’un, Kürtler üzerinden yürüttüğü PKK kolu ile ilgili planlarının derinlikleridir, şifreleridir.