Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Başkanı Hulusi Şentürk, Çin başta olmak üzere yurt dışından Türkiye'ye gelen oyuncak, sağlık malzemeleri ve kırtasiye gibi insan sağlığını doğrudan ilgilendiren milyonlarca üründe yeterince denetim yapılamadığı uyarısında bulundu.  
 
Çakma CE belgesi 

TSE Başkanı Şentürk, vatandaşın kullandığı bir çok ürünün gerçek standartları taşımadığına dikkat çekti. BUGÜN'e bilgi veren Şentürk, Türkiye'deki bir çok firmanın, denetimlerden kaçmak için TSE yerine yurt dışındaki bazı kuruluşlardan "çakma CE belgesi" alıp ürünleri kolaylıkla gümrüklerden geçirdiğini bildirdi. Şentürk, "Belge TSE'den alınmış olsa bu ürünler piyasada TSE tarafından denetlenebilir. Ancak belge yabancı kuruluşlardan alındığı için denetim zorlaşıyor. Bu da firmaların işine geliyor. Bazı firmalar üç kuruşluk kazanç uğruna halkın sağlığını tehlikeye atıyor" dedi. 
 
Peynir Ekmek gibi belge veriliyor 

Başkan Şentürk, TSE'nin CE belgesini firmalara 5 bin dolara satıp herhangi bir kar almadığını, buna karşılık Yunanistan başta olmak üzere bir çok ülkeden Türkiye'ye gelen yabancı kuruluşların 2 bin 500 liraya CE belgesi sattığını söyledi. Şentürk, "Bizim karsız verdiğimiz belgeyi kar amacıyla kurulmuş firmalar yarı fiyatına veriyorsa orada bazı uygunsuzluklar var demektir. Ürünler gerçek denetimden geçirilmeden peynir ekmek gibi belge veriliyor. O belgelere inanıp CE belgeli ürünü alan vatandaş tehlikeyi bilemiyor" dedi. 
 
Kontrol yok 

Ürünlerin CE belgesine sahip olmasının kaliteli olduğu anlamına gelmediğine işaret eden Şentürk, CE işaretinin ürünlerin çevre sağlığı, kullanım yönünden emniyetli olduğunu gösterdiğini söyledi. Şentürk, "Ancak özellikle oyuncak ve kırtasiyede bunu da sağlayamıyorsunuz. Ürünün kanserojen etkisi var. Bu ürünün CE belgesi almaması gerekiyor. Ama alıyor. Bunu kim kontrol ediyor? Kontrol son derece kısıtlı. Yetkimiz olmadığı için biz denetim yapamıyoruz" diye konuştu. Şentürk, şöyle devam etti: 
 
Sağlık ürünlerinde kanser tehlikesi 

"Standardizasyonda facialar yaşıyoruz. Piyasada çok fazla Çin'den ithal medikal malzeme var. Bunların denetiminin yapılması gerekiyor. Bu sağlık malzemelerinin bir tanesini laboratuarımıza getirip inceleyebilsek göreceğiz. Ama yetkimiz yok. Bu ürünler Türkiye'ye giriyor. Kullanan firma ucuz olduğu için tercih ediyor. Doktorlar ise şikayetçi. Vatandaşın CE yanında TSE'nin kalite belgesini de araması gerekiyor. Çünkü TSE'den kalite belgesi alabilmesi için o ürünün bizim testlerimizden geçmesi gerekiyor."
 
İthal sağlıksız ürün korunuyor 

"Oyuncak sektörü çöktü, kırtasiye çöktü, medikal sektörümüz çöküyor. Biz kendi sektörümüzü kollamak için koruma kalkanı oluşturalım demiyoruz. Ancak, TSE'den bir sağlık kuruluşu CE belgesi almak istediğinde bize gelecek. Ürününün standartlara uygunluğunu kanıtlayacak. Değilse hatasını düzeltip ürününü standartlar seviyesine çıkaracak. Sonra belgeyi alacak. Üstelik belgeyi TSE'den aldığı için yurt içinde sürekli denetime tabi olacak. Oysa ithal ürünün üzerinde bir tane CE işareti görünce, 'tamam sen geç Türkiye pazarında ürününü istediğin gibi sat' deniyor. İşte bu tam bir haksız rekabet. Sistem ithal ürünleri koruyucu bir politikaya doğru gelişme gösteriyor. Biz sanayicimizi korumayalım, ama haksız rekabete de maruz bırakmayalım. İthal ürünlerin bu kadar piyasa denetimsiz olmaması gerekiyor. Ülkeye gelen ürünlerin belgede yazdığı standartları taşıyıp taşımadığının ciddi anlamda denetlenmesi gerekiyor."
 
500 milyon dolar kayıp 

TSE Başkanı Şentürk, Türkiye'de satılan ürünlerin belgelendirilmesi için yıllık 600 milyon dolar para harcandığına işaret ederken bu kaynağın sadece 65 milyon dolarının TSE'ye geldiğini söyledi. Diğer yerli firmaların verdiği belgelerle birlikte toplam 100 milyon doların Türkiye'de kaldığını belirten Şentürk, "500 milyon dolarlık pazar yabancı belge kuruluşlarının elinde. Firmaların çoğu içeride denetimden kaçmak için kolay yoldan yabancı firmalardan belge alıyor" diye konuştu. 

HABER: Erdoğan SÜZER-BUGÜN