Dünya kıyılarını atıklardan temizlemeyi amaçlayan Atıksız Denizler Projesi (Waste Free Oceans-WFO) Türkiye, Ortadoğu ve Afrika Başkanı Yavuz Eroğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, denizlerdeki plastik ve diğer atıkların balıkçılar tarafından özel ağlarla toplanması, geri dönüşüme kazandırılması esasına dayanan WFO hareketiyle dünya kıyılarının 2020'ye kadar yüzen atıklardan temizlenmesini hedeflediklerini söyledi.
Proje kapsamında 69 ülkenin denizlerinin temizliğinden sorumlu olan Eroğlu, projenin uygulandığı tüm ülkelerde üniversiteler, kamu kuruluşları, yerel yönetimler, plastik sektörü ve geri dönüşüm endüstrisi tarafından da desteklendiğini belirterek, ''Ülkemiz denizlerindeki atıkların daha çok kıyı atıkları, okyanus atıkları, iç su atıkları, plastik şişeler, kağıt, cam, bez, teneke, sünger, molozlar, medikal atıklar ve en çok da izmarit gibi sigarayla ilişkili atıklardan oluştuğunu görüyoruz'' dedi.

Eroğlu, Türkiye denizlerindeki kirliliğinin yüzde 53'ünün dış kaynaklı olduğuna dikkati çekerek, ''Yani diğer ülke kıyılarındaki kirlilik, akıntılar, rüzgar gibi etkilerle kaynağından ayrılarak ülkemiz kıyılarına kadar ulaşıyor ve denizlerimizi kirletiyor. Dış kaynaklı bu kirliliğe ülkemizdeki atık sorununun sistemli bir şekilde yürütülememesi eklenince ne yazık ki denizlerimiz günden güne kirleniyor'' diye konuştu.
Türkiye'deki kirlilik durumuna bakıldığında en kritik bölgelerin İskenderun Körfezi, Karadeniz kıyıları, Antalya Körfezi ve Muğla bölgesi olduğuna değinen Eroğlu, şunları kaydetti:

''Ülkemiz denizlerinin kirliliği daha çok dış kaynaklı, örneğin Akdeniz'de yaşanan kirliliğin ana sebeplerinden biri Akdeniz'e kıyısı olan Suriye, Lübnan, Mısır gibi ülkelerin düzensiz atık depolama alanları ve bu alanlardan kopup gelen çöpler. Ülkemizde de maalesef başta İskenderun Körfezi olmak üzere düzensiz katı atık depolama tesisleri mevcut. Bu tesislerin süratle düzenli hale getirilmesi veya kapatılmasının sorunun kaynağında çözümü için önemli bir adım olacağına inanıyorum. Denizlerdeki kirlilikte de çevre bilincine sahip bireylere ve kurumlara büyük görev düşüyor. Çevre konusunda hepimiz sorumluyuz. Atıkların yerinin deniz ya da doğa olmadığını, ekonomik açıdan da bir değer taşıyan bu atıkların geri dönüştürülmesi gerektiğini tüm platformlarda dile getiriyoruz. Yerel yönetimlerin ve devletin atık sorununu bir sisteme oturtması, bu sistemin koordineli bir şekilde işlemesi gerektiği ortaya çıkıyor.''

DENİZLERDEKİ ATIKLAR GERİ DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR

Eroğlu, ambalaj atıklarının ayrıştırılarak geri dönüştürülebildiğini belirterek, ''Ekosisteme zarar vermeyen düzenli çöp depolama alanları oluşturulması ve yaygınlaştırılması önemli bir konu. Evsel ve sanayi atıklarının arıtılmadan denizlere bırakılması çevre için büyük bir felakettir. Marmara, Ege, Karadeniz ve Akdeniz'de birçok noktada arıtma sistemi olmadığını görüyoruz'' dedi.

Dünya genelinde kıyı ülkelerinin kirliliğinin birbirini etkilediğini ifade eden Eroğlu, şöyle devam etti:
''Dolayısıyla bir ülkenin kendi kıyısını temizlemesi veya temiz tutması uzun vadede tek başına yeterli çözüm getirmiyor. Bu nedenle geliştirilecek ve uygulanacak projelerin WFO örneğinde olduğu gibi global boyutta ele alınması büyük önem taşıyor. Ayrıca WFO hareketinin ekonomik boyutunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Deniz yüzeyindeki plastik, cam gibi atıkların toplanması ve geri dönüşüme kazandırılması gerek ülke ekonomisine katkısı gerek bu işi üstlenen balıkçılara sağladığı maddi getiri yönüyle de dikkati çekiyor.''

HATAY'DAKİ KİRLİLİK

Eroğlu, Hatay'ın Samandağ kıyılarında gözle görülür derecede kirlilik yaşandığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
''Kirlenme ağırlıklı olarak Suriye Lazkiye ve Lübnan Sayda kentlerinin atıklarından ve düzensiz atık toplama alanlarından kaynaklanıyor. Ancak yine o bölgedeki bazı belediyelerimizin halen düzensiz atık depolama alanlarını kullanması ve arıtma yapmadan uyguladıkları deşarj da Samandağ kıyılarımızı kirletiyor. Lübnan ve diğer bölgelere yönelik çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz ancak Suriye'deki siyasal durum nedeniyle şu an için bu alanda çalışma yapamıyoruz. Ülkedeki belirsizliğin giderilmesiyle önümüzdeki dönemde bu bölgeye de yoğunlaşabileceğiz.''