Kardiyoloji Uz. Dr. Nihat Pekel, 8 yıl önce kalp krizi geçirmiş, bir yıl önce de geçici felç geçirmesi nedeni ile hastaneye başvuran bir hastayı hastane doktorlarından Nöroloji Uzmanı Dr. Bülent Ünlü ile muayene ettiklerini söyledi.

Pekel, "Beyin arterine emboliyi açıklayacak diğer bir neden bulunmayıp bize yönlendirilen 54 Yaşında bayan hastamızda saptadığımız doğuştan kalp açıklığının ‘PFO' halk arasında şemsiye yöntemi olarak da bilinen özel cihazlarla ameliyatsız olarak kapalı yöntemle kapattık. Hastamıza bu işlemi narkoz vermeden, kasıkta bulunan toplar damara iğne ile girerek, kateter dediğimiz özel borularla kalbin sağ tarafından açıklığa ulaşarak gerçekleştirdik. Hastamızı da ertesi gün şifa ile taburcu ettik. Burada ilginç olan bu hastamızın beyin felcinden yaklaşık 8 yıl önce kalp krizi geçirmiş olması ve bu olayında yüksek ihtimalle mevcut kalp açıklığına bağlı muhtemel pıhtı atması durumu olduğudur. Çünkü biz bu hikayeden dolayı hastamıza kalp damar anjiyosu da yaptık ve önceden tıkalı olan kalp damarının şu anda tamamen normal ve açık olduğunu saptadık" dedi.

"Toplumda insanların yaklaşık yüzde 20'sinde bu kaynaşma tam olmaz"

Pakel, Patent Foramen Ovale ‘PFO' denilen oluşumu, anne karnında gelişim halinde iken anneden göbek bağı ile kalbin sağ kulakçığına gelen temiz kanın sol kulakçığa ve oradan sol karıncık vasıtası ile vücuda dağılmasını sağlayan olması gereken doğal bir açıklık olarak nitelendirdi. Pakel, "Anne karnındaki fetusta akciğerler oksijenlenme görevi görmediklerinden bu açıklık sayesinde anneden gelen oksijenden zengin kan organlarımızın gelişmesini sağlar. Ancak doğumla birlikte akciğerler çalışmaya başladığında kanın oksijenlenmesi sağlanmış olur ve kulakçıkların tabanından ve çatısından gelen iki yaprağın arasında kalan bu açıklık, sol taraf basıncının artması ile birbirine yaklaşır ve zaman içinde kaynaşarak kapanır. Ancak toplumda insanların yaklaşık yüzde 20'sinde bu kaynaşma tam olmaz ve belli derecelerde bu açıklık devam eder. Yaşamın ileriki yıllarında toplayıcı damarlarımızda oluşan pıhtılar bu açıklık olmadığında normalde kalbimizin sağ tarafından geçerek akciğerlerde temizlenir ve kalbin sol tarafına ve dolayısıyla atardamarlara ulaşamazlar. Ancak bu açıklık varlığında ıkınma, öksürük gibi kalbin sağ tarafında anlık basınç artışına neden olan durumlarda var olan bir pıhtı o anda sol kulakçığa ve oradan sol karıncığa ve atardamarlar vasıtası ile vücudumuzun herhangi bir organına gidebilir. Bu duruma arteriyelemboli ‘atardamarın pıhtı atmasına bağlı tıkanması' diyoruz. Eğer bu organ beyin olursa sonuç felç hali, eğer kalp atardamarı olursa kalp krizi hali olabilir" diye konuştu.

"Tanıda en çok kullandığımız EKO dediğimiz kalp ultrasonu"

Embolinin genelde felç geçiren hastaların yapılan kalp muayenelerinde tespit edildiğini ifade eden ve mutlaka müdahale edilmesi gerektiğini dile getiren Pakel şunları söyledi: "Diğer organlara olan emboliler fark edilmeyebilir. Biz bu açıklıkları genelde felç geçiren hastaların yapılan kalp muayenelerinde saptıyoruz. Özellikle nöroloji uzmanları tarafından beyin arteri embolisinin diğer nedenleri saptanmadığında ve emboli nedeni gizli olarak kalmışsa bu PFO dediğimiz oluşumun bazı özel tetkiklerle araştırılması gerekir. Tanıda en çok kullandığımız EKO dediğimiz kalp ultrasonu işleminin yemek borusundan yapılan endoskopik versiyonudur. Burada yemek borusunun kalbin kulakçıklarına olan yakınlığı nedeni ile kalbin kulakçıklarının ayıran bölme çok net olarak değerlendirilmektedir. Bu özel tetkikle PFO varlığı ve buradan sağdan sola serbest geçiş olduğu kanıtlandıktan sonra tedavide iki seçenek vardır. Ya uzun dönem güçlü kan sulandırıcı ilaçlar kullanarak toplar damarlarda pıhtı oluşumunu engellemek yada özel olarak üretilmiş cihazlarla açıklığı kapatmak gerekir."

İHA