HAS Parti Gençlik Kolları Aydın İl Başkanı Barış Soyuçok, sağlık sektöründe yaşanan sorunlarla ilgili bir basın açıklaması yaptı. Tarafların görüşleri hiçbir şekilde dikkate almayarak uygulamaya sokmak istenen kararlar sağlık ortamında kargaşaya neden olduğunu iddia eden Barış Soyuçok, “AK Parti hükümetleri döneminde sağlıkta büyük dönüşümler yaşandığını, eski SSK ve Devlet Hastanelerinin Sağlık Bakanlığı çatısı altında birleştirilmesi, hastaların hekime ulaşmasının kolaylaşması, ilaçların eczanelerden alınabilir olması, ambulans, hizmetlerinin önemli ölçüde geliştirilmesi yaşanan olumlu gelişmelerdir. Yine sigara ile mücadele ve son olarak obesite ile ilgili koruyucu sağlık hizmetleri yaklaşımı da önemli başarılı adımlardır. Fakat sağlıkta yaşananlar sadece bunlar değildir. AK Parti hükümetlerinin sağlıkta asıl yaptığı ve hızla gelişen süreç Dünya Bankası ve Dünya Ticaret Örgütü talimatlarıyla tam bir piyasalaştırma ve ardından gelmekte olan özelleştirmedir. Bu sürecin sonunda yaşanacak olan ise kaliteli sağlık hizmetine sadece parası olanların ulaşacağı vahşi bir kapitalist düzendir. AK Parti hükümetleri bir yandan önemli teşviklerle özel sağlık kurumlarının payını giderek artırırken diğer yandan da kamu sağlık kurumlarının işleyişini piyasalaştırmıştır ve kısmen özeleştirmiştir. Birçok Kamu sağlık kurumunda asıl kazanç getiren görüntüleme ve laboratuar işlemleri taşeron firmalara kazanç kapısı olarak sunulmuştur. Hekimlere ve diğer sağlık çalışanlarına baktıkları hasta ve yaptıkları iş başına yapılan ‘performans’ ödemesi ile birçok istismar ve israfın yolu açılmış, çalışma barışı bozulmuş ve tümüyle paraya endeksli bir çalışma düzeni ortaya çıkmıştır. Bütün bunların sonucunda sağlık harcamaları hızla artmış hükümet giderek vatandaşın cebinden çıkacak katkı paylarını artırmaya başlamıştır” diye konuştu.
Kamu hastanelerinde çalışmak istemeyen hekimlerin muayenehane açmalarının engellendiğini öne süren Soyuçok, “Hükümet son olarak şimdi de Üniversite hastanelerini sağlık bakanlığı çatısı altına almaktadır. Öncelikle Üniversitelerin kendi talebi olmadan bunun yapılmak istenmesi tümüyle haksızlıktır. Tıp eğitimi pratik içinde yapılması gerekli olan bir süreçtir. Tabi ki Tıp eğitimi pratiği üniversitenin anlaşmalı olduğu bir başka hastanede de yürütülebilir. Ama bu her şeyden önce özerk bir kurum olarak üniversitenin kendi vereceği karardır. Hükümetin çeşitli yöntemlere baskı altına alarak, gelişmelerini önleyerek, vakıf üniversite hastanelerine verdiği hakları bu kurumlardan esirgeyerek, üniversite hastanelerini teslim almak istemesi kabul edilemez bir tutumdur. Hükümetin tüm kamu hastanelerini bakanlık çatısı altına almak istenmesi bunların sağlık bakanlığı tarafından işletileceği anlamına gelmemektedir. Hükümetin sağlıktaki piyasalaştırma ve özelleştirme yaklaşımı birçok Avrupa ülkesi uygulamasını kat be kat geçmiştir. Sağlık temel bir insan hakkıdır. Bütün yurttaşlarımıza vergilerden sağlanacak finansmanla eşit ve ücretsiz olarak bir kamu hizmeti şeklinde sunulmalıdır. Sağlık çalışanları diğer çalışanlar gibi sendika ve grev hakkı olan bir düzende insanca yaşayacakları gelir düzeyine kavuşturulmalıdır” şeklinde konuştu.