Deloitte Türkiye’nin sağlık ekonomisi raporuna göre, Türkiye’de sağlık harcamaları yükselirken, sosyal güvenliğe yönelik olarak merkezi bütçeden yapılan transferler de giderek artıyor.

13 Temmuz 2011, İstanbul; Deloitte Türkiye, sağlık ve ilaç harcamalarının Türkiye’deki durumunu diğer ülkelerle karşılaştırmalı olarak incelediği raporunda, Türkiye’de sağlık harcamalarının Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranının giderek yükseldiğini ortaya koydu.

Türkiye’deki sağlık harcamalarının son 10 yılına bakıldığında sevindirici gelişmeler yaşandığını belirten Deloitte Türkiye Sağlık ve İlaç Endüstrisi Lideri ve Ortak Güler Hülya Yılmaz, “Kişi başına sağlık harcamalarının 2000 ile 2007 yılları arasında 433 dolardan 767 dolara kadar artış gösterdi. Ancak Türkiye OECD ülkeleri içinde kişi başına sağlık harcamaları tutarı açısından hala son sıralarda. Ayrıca sağlık hizmetlerinde ilaç temininde yaşanan problemler doğrudan toplum sağlığını etkilerken sosyal güvenlik sisteminin yeterince adil ve şeffaf olmaması da sektörü olumsuz yönde etkiyor” dedi. Yılmaz, gelişmiş ülkeler dahil çoğu ülkede sosyal güvenlik kurumlarının bütçe açığı verdiğini belirterek önemli olan göstergenin verilen bütçe açıklarının oranı ve bu durumun sürdürülebilirliği olduğunu aktardı.

Sağlık Harcamaları

Türkiye’de toplam sağlık harcamalarının GSYH’ye oranı 2000 yılında %4,9 iken 2007 yılında %6’ya yükselmiştir. OECD ülkeleri içinde sağlık harcamalarını artıran diğer ülkeler arasında ise İrlanda, Slovakya ve Kore yer almıştır. Her ne kadar Türkiye 2000 – 2007 yılları arasında kişi başı sağlık harcamalarını 433 dolardan 767 dolara çıkarmış olsa da OECD ülkeleri arasında son sıradadır.

Kamunun sağlık harcamaları içindeki payı Türkiye’de 2007 yılında %67,8 olduğu, sosyal güvenlik anlayışının yerleşik ve kuvvetli olduğu Kuzey Avrupa ülkelerinde %85’lere kadar ulaştığı gözleniyor. Sosyal güvenlik kapsamının dar olduğu ülkelerde (ABD gibi) ise bu oran %45’e kadar düşüyor.

Sağlık hizmetinin kalitesine ve bilinç düzeyine işaret eden temel göstergelerden bebek ölümü oranında Türkiye OECD ülkeleri içinde kötü bir performans sergilese de Sağlık Bakanlığı 2008’de binde 17 olan bu seviyeyi binde10’a düşürme hedefinde olduğunu ifade etmiştir.

Sosyal Güvenlik Harcamaları

Türkiye’de sosyal güvenliğe yönelik olarak merkezi bütçeden yapılan transferlerin giderek arttığı ve kayda değer miktarlara ulaştığı görülüyor. Küresel krizin Türkiye’ye etkileri nedeniyle 2009 yılında transferler 52,6 milyar TL olmuş, 2010 yılında 57,7 milyar TL olması planlanmıştır. 2011 bütçesinde ise 62,4 milyar TL olması öngörülmüştür. Burada dikkat çekici unsur, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun topladığı primlerdeki artışın emekli maaşlarında ve sağlık harcamalarında yaşanan artışın gerisinde kalmasıdır. Emekli maaşı ödemeleri ve sağlık harcamaları 2000-2009 döneminde 10 kattan daha fazla artarken, prim gelirleri ancak 8 kat artmıştır.

Tedavi ve İlaç Harcamaları

2000 yılından 2009 yılına tedavi giderleri 3 kat artarken özel hastanelerden alınan hizmetlerdeki artış dikkat çekicidir. Özel hastane giderleri 2003 – 2009 döneminde 1,2 milyar TL’den, 3,7 milyar TL’ye artış göstermiştir. 2000 – 2009 yılları arasında kamunun ilaç harcamaları 2 kat artarken, bu harcamaların GSYH’deki payı %1’den %1,6’ya çıkmıştır.