CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 'O stadyumun ihalesi kime verildi, kim var bunların arkasında, orada çalışanlarla o ihaleyi alanlar arasında bir bağlantı var mıdır, yok mudur. Bunu ileriki günlerde arkadaşlarımız ayrıntılı olarak kamuoyuyla paylaşacaklar' dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Erzurum"da NTV"den Miray Akdağ Uluç"un sorularını yanıtladı.

Kemal Kılıçdaroğlu, kısaca şunları söyledi:

“Galatasaray taraftarına eleştiri getirmek politikacılar tarafından hiç doğru değil. Demokrasiye inanıyorsanız insanların karşı düşüncelerini dile getirmelerine protestolarına saygı duyacaksınız. Sadece beni alkışlayacaksınız gibi bir anlayış hangi demokraside olabilir? Tek gücün olduğu bir yerde kimse protesto edemez ve biz buna demokrasi diyeceğiz. O yüzden hele hele Galatasaray stadını biz size yaptık, lütuf mantığı ile bunu söylüyorlarsa bu hiç doğru değil. Milletin parası ile yapacaksınız, millete satmaya kalkacaksınız. Millet bunu yutmuyor. Konuşma yaparken de aşağılayacaksınız, sizin bürokratınız aşağılayacak o insanlar da protesto edip "Sen bunu yapamazsın" diyeceklerdir.

O stadyumun ihalesi kime verildi, kim var bunların arkasında, orada çalışanlarla o ihaleyi alanlar arasında bir bağlantı var mıdır, yok mudur. Bunu ileriki günlerde arkadaşlarımız ayrıntılı olarak kamuoyuyla paylaşacaklar.

Bir ihalenin sağlıklı olması lazım. TOKİ"deki ihaleler, usulsüzlükler ve yolsuzluklarla ilgili kitaplar yazıldı. TOKİ başkanı doğrudan Sayın Başbakan"a bağlı. Bir ihale organı niye doğrudan Sayın Başbakan"a bağlı olur? Bizim bildiğimiz kadarıyla sadece MİT doğrudan doğruya Sayın Başbakan"a bağlıdır, bu da doğaldır. Bu iktidar döneminde en ballı kaymaklı ihalelerin yapıldığı kuruluşun yöneticisi doğrudan niçin Başbakan"a bağlı? Sayın Başbakan TÜSİAD"ın Genel Kurulu"na katıldı, yine güzel tablolar çizdi ama ne yazık ki o konuşmaların yapıldığı sırada Adana"da polis bir operasyon yapıyordu. İnsanlar taksitle böbreklerini satıyorlar. Sayın Başbakan kendine sordu mu bu insanlar niye taksitle böbreklerini satıyorlar.

Başbakan gerçekleri görmüyor. Sayın Başbakan ana muhalefet partisinin taahhütleri 200 katrilyonu buluyor. Ben Sayın Başbakan rakamlardan biraz anlar diye tahmin ediyordum. Samimi söylüyorum; ne rakamdan ne bütçeden, ne hedeflerden, ne ilkelerden... Hiçbir şeyden anlamıyor. Hele 200 milyar rakamını veren bir Başbakan"ın Türkiye'nin gerçeklerinden de haberi yoktur. Sayın Başbakan"ın üstelik bürokrasi deneyimi de yok. Sayın Başbakan ihalelerle uğraşana ihaleler dağıtan ülkeyi pazarlayan bir konumda. Başbakan"ın ülkenin gerçekleri ile ne ilgisi var bu ülkede ne kadar vergi hangi koşullarda toplanıyor, nerelere nasıl harcanıyor diye Sayın Başbakan biliyor mu? Bizim yoksulluğu önlemek için yaptığımız taahhütlerden korktu Sayın Başbakan. Yoksul sayısı artıyor ve bu yapıyı genişletmek istiyor Sayın Başbakan.

Her siyasal partinin temel hedefi tek başına iktidar olmaktır, bizimde öyle. Cumhuriyet Halk Partisi"nin iktidarına bu ülkenin ihtiyacı var. Çiftçisi memnun değil, esnafı memnun değil. Ekonomisi iyi değil, emeklisi ne durumda, uluslararası ilişkilerde iyi değil. Bütün bunlara baktığımız zaman Türkiye yeniden rayına oturan bir ülke konumuna gelmek zorundadır. Bunu yapacak olan da sosyal demokrat bir partidir. İnsanların inançlarına, etnik kimliklerine saygı gösteren, onların sorunlarına talip olan kararlılıkla mücadele eden; Erzurum"a gelen Ağrı"ya, Hakkari"ye Trakya"ya giden bir partiye, güçlü bir partiye ihtiyacı var. O nedenle biz CHP"ye bu ülkenin tek başına iktidara gelmesine ihtiyacı var.

İnsanlık Anıtı"nı ziyaret etmek gibi bir planım yok ama Kars"a gittiğim zaman anıt büyük zaten görünüyor. Anıt tartışmaları aslında toplumun gündemini çalmak demektir. Bu ülkenin başka derdi yok mu? 2.5 aylık bir çocuk açlıktan öldü, Türkiye'nin bunu tartışması lazım. İşsizlik almış başını gidiyor, esnaf şikayet ediyor siftah yapamıyoruz diye. Biz bunları unutmuşuz, bu ülkenin derdi Kars"taki heykel. Başbakan gündemi saptırmak halkın gözünü boyamak başka yerlere çekmek için yapıyor bunu. Heykelin olmaması olması çok önemli değil; heykellerin, güzel sanatların gelişmesi halkın karnının doyduğu ortamda daha güzel olur. Türkiye'de özgürlük yok. Bir kişinin özgürlüğü var o da Recep Tayyip Erdoğan. Onun dışında kimsenin yok, kimsenin konuşmaya neredeyse hakkı da yok. Halkımızın, aydınların, sanayicinin, esnafın ve çiftçinin bunu görmesi lazım. Türkiye'de halkın iktidarının olması gerekiyor.”