Anti-inflamatuar gıdalar, vücuttaki iltihaplanmayı azaltmaya yardımcı olan besinler olarak bilinir. Pek çok doktor ve uzman, bu tür besinleri olabildiğince çok tüketmemiz gerektiği konusunda görüş birliğine sahiptir. Otoimmün hastalıklardan diyabete, kalp hastalıklarından bağırsak rahatsızlıklarına kadar birçok iltihap kaynaklı hastalıkta, bu gıdaların tüketimi hızlı bir iyileşme süreci sağlayabilir. Özellikle bu besinler vücuttaki iltihabı hızlıca temizleyebilir
Her öğünde inflamatuar veya anti-inflamatuar yiyecekler arasında seçim yapma şansımız bulunuyor.
Bu seçimlerimiz, genel sağlığımızı iyileştirebilir veya kötüleştirebilir.
İLTİHAPLANMAYA NEDEN OLAN GIDALAR İnflamatuar gıdalar, şeker, rafine karbonhidratlar, endüstriyel tohum yağları, kırmızı et ve işlenmiş yiyecekler (örneğin kola, hamburger ve cips) gibi gıdalardan oluşur.
Bu tür yiyeceklerin tüketimi, genel sağlığımızı olumsuz etkileyebilir, kalp krizi gibi ciddi rahatsızlıklara neden olabilir ve vücut direncimizi düşürerek kronik hastalıkların oluşmasına yol açabilir.
İLTİHABI AZALTAN YİYECEKLER
Anti-inflamatuar gıdalar ise işlenmemiş ve katkı maddesi içermeyen tek bileşenli yiyeceklerdir.
Bu yiyecekler doğanın bize sunduğu en sağlıklı seçeneklerdir ve yüksek besin değerlerine sahiptirler.
Bu gıdaların tüketilmesi, bağışıklık sistemi, kardiyovasküler sistem ve genel olarak vücudumuz ve beynimiz üzerinde olumlu etkiler yarattığı için önerilmektedir.
EN ETKİLİ İLTİHAP SÖKÜCÜ YİYECEKLER
ORMAN MEYVELERİ
Yaban mersini, çilek, ahududu ve böğürtlen gibi orman meyveleri, antosiyanin adı verilen antioksidanları içerir.
Bu bileşikler, bu meyvelere canlı kırmızı, mavi ve mor renklerini veren maddelerdir.
Her ne kadar tüm meyveler antioksidan bakımından zengin olsa da, orman meyveleri iltihaplanma, kanser ve kardiyovasküler hastalıklarla mücadelede etkili kimyasal bileşiklere sahiptir.
Bu meyveler sadece mevcut iltihabı azaltmakla kalmaz, aynı zamanda hücreleri gelecekteki olası iltihaplanmalara karşı daha güçlü hale getirir.
Bu nedenle, orman meyvelerini düzenli olarak tüketmek sağlığımız için oldukça önemlidir.
YEŞİL YAPRAKLI SEBZELER
Yeşil yapraklı sebzelerin sağlıklı olduğunu hepimiz biliyoruz, ancak bu sebzelerin neden bu kadar faydalı olduğu hakkında çok az konuşuluyor.
Ispanak, lahana, pazı, roka, karahindiba gibi sebzeler ve diğer yapraklı yeşillikler, antioksidanlar açısından oldukça zengindir ve vücudu alkalize eder.
Bu yiyecekler, folat, lif, A, C, E ve K vitamini gibi vitaminler ve çeşitli mineraller açısından da oldukça zengindir.
Yeşil yapraklı sebzeler vücudumuzu hücresel düzeyde besler, bilişsel gerilemeyi önler, bağırsak mikrobiyomunun en iyi durumda kalmasını sağlar ve genel iltihabın azalmasına katkıda bulunur.
YAĞLI BALIKLAR
Alabalık, sardalya, hamsi ve uskumru gibi somon ve diğer yağlı balıklar, önemli anti-inflamatuar özelliklere sahip olan esansiyel omega-3 yağ asitleri bakımından zengindir.
Vücut bu yağ asitlerini kendisi üretemediği için dışarıdan alınması gereklidir.
Özellikle otoimmün hastalıklarınız varsa, omega-3 alımının önemi daha da artar.
Lupus, romatoid artrit, tip 1 diyabet, ülseratif kolit, sedef hastalığı ve multipl skleroz gibi rahatsızlıklarda omega-3'lerin faydalı olduğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır.
Ayrıca, omega-3'ler beyin sağlığı için de kritik öneme sahiptir.
İlginç bir şekilde, düzenli olarak yağlı balık tüketen bireylerin depresyon veya anksiyete yaşama olasılığı daha düşüktür.
Özetle, omega-3 yağ asitleri en yararlı besinlerden biridir ve vücut üzerindeki muazzam anti-inflamatuar etkileri yapılan araştırmalarla doğrulanmıştır.
AVOKADO
Çoğumuz avokadoyu düşündüğümüzde aklımıza ilk gelen sağlıklı yağlardır.
Bunun nedeni, avokadoların kolesterolü düşürmeye ve eklem iltihabını yatıştırmaya yardımcı olan tekli doymamış "iyi" yağlarla dolu olmasıdır.
Ayrıca avokado, K vitamini, C vitamini, E vitamini, manganez, selenyum ve çinko açısından da zengindir.
Avokadodaki sağlıklı yağlar, enerji sağlamanın yanı sıra kan pıhtılaşması, beyin gelişimi, yağda çözünen vitaminlerin emilimi ve iltihaplanmanın sınırlandırılması için gereklidir.
Avokadonun içerdiği çeşitli besinlerin, Alzheimer ve Parkinson gibi nörodejeneratif hastalıkların önlenmesinde de faydalı olduğu araştırmalarla kanıtlanmıştır.
Ek olarak, avokado aslında potasyum deposu olarak bilinen muzdan daha fazla potasyum içermektedir.
Bir porsiyon avokado, önerilen günlük potasyum miktarının %14'ünü sağlarken, bir muz ise %10'unu sağlar.
BROKOLİ
Brokoli, karnabahar ve Brüksel lahanası gibi turpgiller sebzeler, antioksidanlar, vitaminler ve fitokimyasallarla doludur.
Brokoli, K vitamini, C vitamini, potasyum, magnezyum ve lif açısından zengindir. Ancak brokoliyi diğer sebzelerden ayıran, içerdiği sülforafandır.
Sülforafan, brokolide yüksek miktarda bulunan ve kansere karşı koruyucu etkileri olduğu kanıtlanmış bir bileşiktir.
Ayrıca vücuttaki iltihaplanmayı tetikleyebilecek zararlı kimyasalların atılmasına da yardımcı olur.
SARIMSAK
Sarımsak, tıbbi özellikleri nedeniyle yüzyıllardır kullanılmakta olup araştırmalar, hem kanser önleyici hem de bağışıklık güçlendirici etkilere sahip olduğunu göstermektedir.
İçeriğinde doğal olarak anti-inflamatuar, antifungal ve antiviral bileşenler bulunur.
Bu bileşenler, sarımsağın soğuk algınlığı semptomlarını hafifletmede etkili olmasını sağlar.
Ayrıca taze sarımsak yemeklerde kullanıldığında lezzet katar, ancak sarımsağı asıl özel kılan, sağlığa olan faydalarıdır.
Sarımsak, bağışıklık sisteminizi hastalıklarla savaşmak için uyaran histamin ve kükürt bileşiklerini doğal olarak inhibe eden kuersetin gibi anti-inflamatuar kimyasallar içerir.
Artritiniz varsa, sarımsak tüketmek ağrı, iltihaplanma ve kıkırdak hasarı ile savaşmaya yardımcı olduğu için özellikle önerilmektedir.
ZENCEFİL
Zencefil, sarımsak gibi, iyileştirici özellikleri nedeniyle yüzyıllardır dünya çapında kullanılmaktadır.
Mide bulantısını gidermesi, araba tutmasına iyi gelmesi ve ağrıyı hafifletmesiyle bilinir.
Zencefil, iltihabı azaltan ve vücutta ağrıya neden olan bileşikleri engelleyen gingeroller adı verilen maddeler içerir.
Zencefil, sindirimi destekleyerek bağırsakların daha verimli çalışmasını sağlar.
Sindirim sistemi üzerindeki yararları nedeniyle zencefilin kolorektal kanseri azalttığı ve bağışıklık sistemini güçlendirdiği kanıtlanmıştır.
