10 canı yutan Adana Kozan'daki baraj yıkıntısının başından ayrılmayan acılı ailelerin bekleyişi sürüyor. Kayıp 6 işçiden Veli Damaksız'ın eniştesi Osman Durukan da ilgisizliğe isyan etti. Kayıp canların bulunması için kayda değer bir çalışma yapmak yerine Enerjisa'nın yaltakçılığının yapıldığını belirten Osman Durukan, patlama sonrası baraj bölgesine giden yol boyunca ENERJİSA levhalarının söküldüğüne dikkat çekti

Sabancı Grubu'na ait Enerjisa firmasının Adana Kozan'da yaptırdığı Gökdere Barajı'nda 26 Şubat günü öğle saatlerinde meydana gelen patlamanın üzerinden 10 gün geçti. 10 kişiye mezar olan barajın enkazından 4 işçinin cesedi çıkarılırken; kayıp 6 kişi ise hala bulunamadı. 10 canı yutan Adana Kozan'daki baraj yıkıntısının başından ayrılmayan acılı ailelerin bekleyişi sürüyor.

ENERJİSA LEVHALARI TEK TEK SÖKÜLDÜ

Barajın enkazında yapılan aramaları gözü yaşlı şekilde takip eden kayıp 6 işçiden Veli Damaksız'ın (31) eniştesi Osman Durukan, Akit'e çarpıcı açıklamalarda bulundu. İlgisizlikten yakınan Durukan, “Burada Adana Kozan Gökdere Barajı'nda yapılan çalışma, kurtarma çalışması değil. Burada Enerjisa'nın yaltakçılığı yapılmakta. Olaydan önce yol boyunca Enerjisa levhaları vardı. Olaydan sonra hepsi tek tek söküldü. Borsada hisse değerlerini kaybetmemek adına burada Gökdere Barajı'nda ölen 10 kişiyi kurban vermiş oldular” dedi.

“GELİP BİZİMLE BEKLESİNLER”

Enerjisa yetkililerinin sıcak evlerindeki yumuşak koltuklarında oturarak olayı takip ettiğini belirten Durukan, “Bana burada bir tane Enerjisa yetkilisi gösterin. Kimse yok! Burada herkes kendi kişisel imkanıyla kaybolan yakınını arıyor. Taşeron olan Özaltın-Cengiz firmasına suç bulmuyorum. Bu firma zaten taşeron bir firmadır. Burada işin asıl ve gerçek sahibi olan Enerjisa'nın çıkıp sahiplenmesi gerekirdi. Ama onlardan da kimse yok. Ekranlardan takip etmesinler, gelip burada bizimle beklesinler. O zaman samimiyetlerine inanırım” diye konuştu.

GÜLER SABANCI'YA ANLAMLI GÖNDERME

Sabancı Grubu'nun olayı gerçekten takip ettiklerine inanmak istediklerini vurgulayan kayıp Veli Damaksız'ın eniştesi Osman Durukan, “Gerçekten takipçisiyse çıkacak sıcak evinden, gelecek benim gibi kendi de çamura girecek. Güler Sabancı'nın çıkıp da televizyonlarda ahkam keserek çok para kazandığını ifade etmesinin bana bir faydası yok. Canımdan gideni versinler bana. Dirisinden vazgeçtik, ölüsünden vazgeçtik, en azından bir kolunu bir bacağını versinler bize. Bu durumu bu hale getirenlerin cezasını çekmesini en derin duygularımla temenni ediyorum” diye konuştu.

BİZİM 10 CANIMIZ CAN DEĞİL Mİ?

Her işyerinin kendine özgü hataları olduğunu; ancak bu hataların telafi edilemez olmadığını belirten acılı enişte Durukan, şu çarpıcı çağrıda bulundu:

“Bu durumda devlet büyüklerinin ilk günlerde gelip buradaki durumun ne olduğunu gözlemlemesi gerekir. 3- 5 tane milletvekili gelmiş. Burada bu milletvekillerinin kime ne şekilde faydası olabilir. Bugün ayrımcılık adına söylemiyorum. Hepimiz insan evladıyız. Biz burada ayrımcılık yapmadık. Laz olsun, Kürt olsun, Çerkez olsun hep beraber kardeşçe yaşadık ama bir Hrant Dink öldü memleket hep Hrant Dink oldu, bir Ermeni öldü herkes Ermeni oldu. Burada kaybolan 10 garibana, bunlar bizim vatandaşımız, bizim garibanımız diyerek buraya yönelmediler. Neden buradaki durumun ihmalkarlığını basına veya yüksek kesimdeki yöneticilere duyurulmak gibi bir girişimde bulunulmadı?.. Biz burada üvey evlat konumundayız? Bu kadar mı gözardı edilmek zorundayız? İllaki buradan birinin canını yakarak veya türlü bahanelerle insanları kullanarak dikkat çekmek zorunda mıyız? Yani o hainliği yaptığımız kişi de insan evladı, onun da canı var. Bu durum ne kadar böyle gidebilir?”