Uluslararası Şeffaflık Örgütünün Türkiye'de temsilciliğini yapan Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Zeki Gündüz, Uluslararası Şeffaflık Örgütünün yayımladığı Küresel Yolsuzluk Raporu'na göre sadece gelişmekte olan veya geçiş ekonomilerinde politikacılar ve bürokratların aldığı rüşvetin yılda 20-40 milyar dolar seviyelerine ulaştığını kaydetti.

Kuruluş amacı ulusal arenada yolsuzlukla mücadele etmek, bu süreçte hükümet, sivil toplum, iş dünyası ve medyayı bir araya getirmek olan Merkezi Berlin'de bulunan Uluslararası Şeffaflık Örgütünün yayımladığı, raporun 2009 konusu ''Özel Sektör ve Yolsuzluk'' oldu.

Afrika'dan Avrupa'ya kadar çeşitli piyasalardaki yolsuzluk riskini analiz etmeyi hedefleyen rapor sonuçlarını açıklayan Gündüz, raporda Türkiye'nin yer almadığını, raporun ele aldığı konular arasında rüşvet, yolsuzlukla mücadele yöntemleri, kurum içi yolsuzluk ve kartelleşme gibi başlıkların yer aldığını bildirdi.

Zeki Gündüz, krizin kurumsal yönetişimin önemini bir kez daha hatırlattığına dikkati çekerek, kriz nedeniyle özel sektör ve kamu sektörü temsilcilerinin yönetişim sistemlerini bir kez daha inceleme, derin analiz yapma gereği duyduklarını dile getirdi.

Çin ve Hindistan gibi yeni ekonomilerle gelişen yeni piyasalar ve yeni oyuncuların yolsuzluk karşısındaki durumu hakkında en küçük KOBİ niteliğindeki firmalardan uluslararası şirketlere kadar sonuçlar içeren raporda yolsuzluğun toplumsal düzeyde önemli bir ekonomik büyüklük oluşturduğunu ifade eden Gündüz, ''Sadece gelişmekte olan veya geçiş ekonomilerinde politikacılar ve bürokratların aldığı rüşvet yılda 20-40 milyar dolar seviyelerine ulaşmıştır'' dedi.

Gündüz, araştırmalara katılan her 5 yöneticiden 2'sinin kamu ile ilişkilerinde rüşvet verilmesi yönünde bir taleple karşılaştığını belirterek, yüzde 50'sinin ise rüşvetin, maliyetleri en az yüzde 10 oranında yükselttiği görüşünde olduğunu dile getirdi.

Araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde 20'sinin, rakiplerinin rüşvet vermesi nedeniyle iş kaybettiğini düşündüğünü ifade eden Gündüz, üçte birinin ise ise rüşvetin gün geçtikçe yaygınlaştığı fikrinde olduğunu bildirdi.

''HER 3 ŞİRKETTEN BİRİNDE ZİMMET, HER 10'UNDAN BİRİNDE MUHASEBE DOLANDIRICILIĞI''

Gündüz, kayırmacılık ve iltimas ile ahbaplığın iş dünyasında önemli yer tuttuğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

''OECD ülkelerinde faaliyet gösteren şirketlerin yöneticilerinin yüzde 50'si, OECD dışı ülkelerde kamu ihalelerini alabilmek için en kolay yolun 'aile ve yakın arkadaşlık ilişkisi' kullanmak olduğunu belirtiyor. Yolsuzlukla mücadele alanında bakış açısının artık rüşvet gibi temel konulardan, ticari işletmelerin usulsüz uygulamalarına doğru genişlemesi gerekmektedir. Her 3 şirketten birinde zimmet, her 10'undan birinde muhasebe dolandırıcılığı görülmekte olup, bu olayların yarısında üst ve orta düzey yöneticiler olaylara karışmış bulunmaktadır. Farkındalık yaratma, eğitim ve izleme ve gözleme gibi etkinlikler gereklidir. Almanya, Fransa, İngiltere ve Amerika gibi ülkelerde dahi şirketlerin yüzde 80'inin yabancı ülke görevlilerine rüşvet verilmesine ilişkin OECD Konvansiyonunundan haberdar olmadığı saptanmıştır. Dünyadaki 200 en büyük şirketin yüzde 90'ı şirket içi etik yönetmeliğine sahip bulunsa da ancak yarısı bunun uygulamasını takip etmektedir.''

Diğer bir yolsuzluk türünün de ''Lobicilik'' olduğunu ifade eden Gündüz, şirketlerin, mevzuatla ilgili değişikliklerinin kendi çıkarları doğrultusunda yapılması yönünde çeşitli çalışmalarda bulunduklarını ve şirketlerin hükümetler arasında sıkı ilişkilerde bulunduklarını belirtti.

Gündüz, İngiltere'de siyasi bağlantıları olan şirketlerin değerinin, toplam piyasa değerinin yüzde 40'ı seviyelerinde olduğunu bildirerek, ''Rusya'da ise bu seviye yüzde 80'lere ulaşmakta. Brüksel'de AB siyasetini yönlendirmek üzere faaliyet gösteren 2 bin 500 lobi kuruluşu ve 15 bin lobici var. ABD'de her temsilci-senatör başına lobicilik faaliyeti harcaması 200 bin dolar ve her kanun yapıcı başına düşen lobici sayısı yüzde 5 olduğu belirtiliyor'' şeklinde konuştu.

Zeki Gündüz, yeni ekonomi devleri ve entegre piyasaların, yeni riskler oluşturduğunu bildirerek, Brezilya, Meksika, Çin ve Hindistan şirketlerinin yurt dışında faaliyet göstermeleri sırasında daha çok yolsuzluğa başvurduğunu belirtti.

YAPILMASI GEREKENLER

İş dünyasında yolsuzluğun iyi irdelenmesi gerektiğini dile getiren Gündüz, şunları kaydetti:

''Şirketler bazında, kurumsal dürüstlüğün önemi vurgulanmalı ve desteklenmeli, bireysel çaba yerine kollektif harekete geçilmelidir. Hükümetler, mevzuatla ilgili çalışmalara ağırlık vermeli, mevcut denetleme yöntemleri ve uluslararası koordinasyona önem vermelidir. Sivil toplum temsilcileri, iş dünyasında yolsuzluğun diğer sosyal sorunlara neden olabileceği düşüncelerini akıllarından çıkarmamalı ve kurumsal dürüstlük ilkelerinin yaygınlaştırılması yönünden toplumun her kesimiyle işbirliği içinde olmalıdır.

Hukuka uygunluk aktiviteleri, lobicilik faaliyetleri ve ticari faaliyette bulundukları her ülkedeki gelir ve devletlere yapılan ödemeler rapor edilmelidir. Tüm taahhütleri bağlayıcı, denetlenebilir ve izlenmeye açık bir şekilde yapılmalıdır. Bilgilerin kısmi paylaşımından kapsamlı şeffaflığa doğru geçilmeli, ayrıca rapor ve ihbar mekanizmalarını sağlayacak inisiyatifler geliştirmelidirler. Kamuyu aydınlatma zorunluluğu, kara listeye alma, hukuka uygunluğun izlenmesi gibi yenilikçi yöntemlerin kullanılması önem taşımaktadır. Uluslararası işbirliğine önem verilmelidir.''

Gündüz, sivil toplum kuruluşlarının ise kurumsal dürüstlük ve yolsuzlukla mücadele değerlendirmesini sosyal sorumluluk performansının bir parçası haline getirilmesi için faaliyette bulunmaları gerektiğini ifade ederek, Özel sektör çalışanlarının ihbar ve şikayetlerine yönelik hukuksal korumanın benimsenmesi ve geliştirilmesine ilişkin çalışmalar yapmanın gerekli olduğunu dile getirdi.

Türkiye'de büyük harcamaların yapıldığı alanlarda, genel ve kapsamlı denetimin yapılmadığını savunan Gündüz, bu alanlarda belli standartlarda denetimlerin yapılması ve yolsuzluğa mahal verilmemesi gerektiğini söyledi.

Şeffaflık Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Oya Çetinkaya ise, Uluslararası Şeffaflık Örgütü'nün raporlamada kullandığı araçlar arasında ''Yolsuzluk Algılama Endeksi, ''Rüşvet Verenler Endeksi'', ''Küresel Yolsuzluk Barometresi'', ''Küresel Yolsuzluk Raporu'' ve ''Rüşvete Karşı İş Dünyası Kuralları''nın yer aldığını söyledi.

Çetinkaya, 2008 yılında yayımlanan ''Yolsuzluk Algılama Endeksi'nde Türkiye'nin 58. sırada olduğunu hatırlatarak, bu yıl ki endeks sonuçlarının kasım ayı sonunda açıklanacağını bildirdi. /haber7