Türkiye ile İsrail arasındaki kriz Türkiye'nin anlaşamadığı Kıbrıs Rum Kesimi'ne büyük sevinç yaşattı.

Düşmanımın düşmanı benim dostumdur ilkesi bir kez daha işledi. Türkiye ile büyük sorun yaşayan iki İsrail ve Kıbrıs Rum Kesimi ittifaka girdi.

Kıbrıs Rum kesiminde haftalık yayımlanan Kathimerini gazetesi, Kıbrıs Rum kesimi ile İsrail arasında yapılan, deniz bölgelerine ilişkin ''Münhasır Ekonomik Bölge'' (MEB) anlaşmanın ''Rumları bölgede söz sahibi yaptığını'' iddia etti.

Gazetenin haberinde, Rum yönetimi ile İsrail arasındaki MEB anlaşmasının, ''Doğu Akdeniz'deki jeopolitik ve jeoekonomik dengelerin yeniden düzenlenmesi sürecinde çok önemli bir adım addedildiği, bu hareketinin Rum yönetimini, Avrupa Birliği'nin (AB) enerji güvenliğinin merkezine yerleştirdiği'' yorumunda bulunuldu.

Haberde, ''jeopolitik açıdan bu düzenlemeyi, Türkiye-İsrail ilişkilerinde meydana gelen çatlağın tetiklediği'' değerlendirmesi yapıldı.

TÜRKİYE'NİN STRATEJİK ÖNEMİ EREZYONA UĞRAYABİLİR

Jeoekonomik açıdan yeni unsurun, Doğu Akdeniz'in çok büyük doğalgaz yatakları ''sakladığı'' ifade edilen haberde, Leviathan olarak adlandırılan bu bölgenin AB'nin enerji güvenliğiyle ilgili olguları tersine çevirebilecek ve Türkiye'nin stratejik önemini ''erozyona uğratabilecek'' kapasitede olduğu savunuldu.

''Ankara'nın gerçek hukuki bir dayanağı olmadığını'' iddia eden gazete, buna rağmen Rum-İsrail anlaşmasının imzalanmasına yoğun tepki gösterdiğini, bunun gerçekteki nedeninin de İsraillilerin, Türkiye'nin, sözde Rum münhasır ekonomik bölgesinde sondaj yapılmasını engelleme çabasını iptal etmeleri olduğunu öne sürdü.

İSRAİL DENGE İÇİN RUM KESİMİ VE YUNANİSTAN'A YÖNELİYOR

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ''Yeni Osmanlıcılık stratejisi olduğu, bu nedenle Türkiye-İsrail stratejik ilişkilerini bozup, Müslüman kamuoyunun sınavından geçebilmek için Filistin dostu söylemi benimsediği, İsrail'in Türkiye'nin bu Filistin dostu söylemine katlanabileceği ama İran ve Suriye ile imtiyazlı ilişkilerine katlanamayacağı'' iddiasında bulunulan haberde, İsraillilerin de ''Türkiye'nin düşmanca tavrını dengelemek'' maksadıyla Kıbrıs Rum yönetimine ve Yunanistan'a yöneldiği ileri sürüldü.

Haberde, bu iki ülkenin İsrail'le ilişkilerinin etkileyici bir şekilde geliştiği, bunun, yalnız Rum-İsrail münhasır ekonomik bölge sınırlarının belirlenmesi anlaşmasının imzalanmasını değil, muhtemel yataklardan Rum-İsrail işbirliğinde müştereken yararlanılmasını da kolaylaştırdığı yorumu yapıldı.

Gazetenin haberinde özetle şu değerlendirmelere yer verildi: ''İsrailliler tarafından Leviathan olarak isimlendirilen devasa doğalgaz yatakları Ortadoğu ve Doğu Akdeniz bölgesinin jeopolitik güvenliği açısından dönüm noktasını teşkil ediyor. Leviathan'da imtiyaz hakkı bulunan Amerikan şirketi Noble Energy tarafından yapılan son araştırmalardan ve deneme sondajlarından sonra bu yatağın hacminin 0,5 trilyon metreküp olduğu sanılıyor.

REZERVLER TÜRKİYE'YE TEHDİT

Böylece rezervler, Türkiye'nin bölgeyle ilgili projeleri açısından tehdit oluşturuyor. İsrail, Leviathan aracılığıyla, Avrupa piyasasının doğalgaz sağlayıcısı konumunda olacak ki bu da Türkiye'yi ve boru hatlarını Rus etkisine karşı güvenlik olarak daha az 'gerekli' hale getiriyor.

Şunu da belirtmek gerekir ki, yatakların ne boyutta olduğu tam olarak bilinmiyor. İsrail haritaları bölgedeki Leviathan'ın Lübnan'ın tartışmalı egemenlik bölgesi içerisindeki büyüklüğünü göstermiyor. Çoğu analizci bu yatağın kamuoyuna açıklanandan çok daha büyük olduğunu söylüyor.''

MİLLİYET