Kıbrıs Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, Türkiye’nin, Rumlar adına Doğu Akdeniz’de petrol ve doğalgaz sondajı yapacak Noble Energy şirketinin sondaj platformunun sözde "12. Parsel"deki sondaj noktasına ulaşmasına tepki göstermediğini, bunun, "son haftalardaki aslanlıklarının içi boş olduğunun kanıtı olduğunu" iddia etti. 
 
Rum yönetimi Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, Rum Simerini gazetesine verdiği demeçte, "Türkiye’nin Akdeniz’de sıcak olay çıkarmasının mümkün olmadığını" ileri sürerek, Türkiye’nin Güney Kıbrıs’a ve Noble Energy şirketine karşı "saldırgan bir harekette bulunması" ihtimalini uzak gördüğünü belirtti. Markulli, bu değerlendirmesini izah ederken, şunları kaydetti. 
 
"Böyle bir gelişme mümkün değil. Çünkü, Türkiye’nin Amerikan çıkarlarını zedelemeye karar verirken iki kere düşünmesi gerekir. Ayrıca, ABD’nin Türkiye’ye, Noble’dan uzak durması ve tacize yeltenmemesi, saldırgan veya düşmanca olarak algılanacak herhangi bir harekette bulunmaması yönünde sert mesaj vermişe benziyor." Markulli, Türkiye’nin, doğalgaz sondajlarında kullanılacak platformun "Afrodit" adı verilen "12. Parsel"deki sondaj noktasına ulaşmasına tepki göstermediğini de belirterek "Bu, Ankara’nın son haftalardaki aslanlıklarının içi boş olduğunun bir göstergesidir, elbette olumlu bir gelişmedir" iddiasında bulundu. 
 
Türkiye’nin KKTC ile birlikte yaptığı bazı hareketleri "hukuki açıdan geçersiz" diye niteleyerek, bunların Rum tarafınca şikayet edileceğini, sözde "egemenlik haklarını uygun her yöntemle savunacaklarını" ileri süren Markulli, ilgili sorulara karşılık özetle şunları söyledi: "Türkiye’deki politikacıların halen, kriterleri aday ülkelerin değil AB’nin koyduğunu anlamadıklarına inanıyorum. Maalesef, Türkiye’nin büyük ve güçlü bir ülke olduğuna ve AB’nin büyük tavizler istemeden kendilerini kabul etmek zorunda olduğuna inanıyorlar. Üyelikte mesele büyüklük değil, AB mevzuatına ve davranışlarına uyum meselesidir. 
 
Türkiye, AB’nin sabrını sınıyor ve aynı zamanda pek çok karta oynuyor. 
 
Bunlar arasında Arap dünyasına liderlik edecek bölgesel İslam, Müslümanlık kartı da var. Bana göre AB’nin ciddi şekilde düşünmesi ve nihayet, Türkiye’nin üyelik sürecine ilişkin karar alması, üyeliği konusunda kendisine; AB üyesi ülkelerin tamamını tanıması ve diğer devletlerle ilişkilerinde uluslararası hukuka uygun davranması da dahil, bazı net tavsiyelerde bulunması gerekir. 
 
Türkiye’nin son zamanlardaki, bölgesel rolünü artırmaya yönelik diplomatik hareketlerini endişeyle izliyoruz. Yalnız biz değil, AB’nin tamamı, ABD ve diğer bütün büyük güçler Erdoğan hükümetinin yeni yaklaşımlarını, özellikle de İsrail’le tehlikeli şekilde gerilen ilişkilerini izliyor. Arap dünyasını aniden kucaklaması ve Arapların kurtarıcısı ve Müslümanların lider ülkesi Türkiye’ymiş gibi ortaya koyduğu söylemi ile Türkiye’ye yeni bir görüntü katıyor. 
 
İsrail ile enerji alanında olası işbirliği konusunda diyalog içerisindeyiz ve bu diyaloğumuz tatmin edici düzeyde ilerliyor. 
 
BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olan Rusya ve ABD ile ilişkilerimiz de mükemmel düzeydedir ve gerek ABD gerek Rusya ile bütün alanlarda geleneksel ilişkilerimiz vardır. Rusya ezelden beridir Kıbrıs sorununda hararetli ve istikrarlı destekçimizdir. 1960’tan bugüne, ülkemizin geçirdiği bütün zor zamanlarda yanımızda olmuştur. ABD’de önemli sayıda soydaşımız yaşıyor ve onların yardımıyla Kongre ve genel olarak Amerikan hükümetiyle ilişkilerimizi ileri götürüyoruz." 
 
radikal