Solunum yolu ile bulaşan ''RS (Respiratuvar Sinsisyal Virüs'' isimli virüs, özellikle prematüre, kronik akciğer, doğuştan kalp hastalığı ve sinir-kas sistemi hastalığı olan bebeklerde ölüm riski taşıyor.

Marmara Üniversitesi Yenidoğan Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Eren Özek, AA muhabirine yaptığı açıklamada, prematüre, kronik akciğer ve doğuştan kalp hastalığı olan bebeklerde, alt solunum yolu enfeksiyonlarından ''RS'' isimli virüs kaynaklı ölüm riskini bulunduğu uyarısında bulundu.

Özellikle zamanından iki ay veya daha önce doğmuş küçük bebeklerin risk altında bulunduğunu belirten Özek, söz konusu virüsün hastaneye yatarak tedavi gerektiren ve ölüme yol açabilecek kadar ağır klinik tablo ile seyrettiğini belirtti.

Özek, bu virüse karşı ailelerin dikkatli olması gerektiğini vurgulayarak, RS virüsünün damlacık yolu ile ve hasta kişilerin salgılarıyla temas sonucu bulaşan ve bir yaşın altındaki çocuklarda görülen akut bronşiolit ve zatürrenin en önemli nedeni olarak tanımlandığını söyledi.

İki yaşına gelene kadar hemen hemen bütün çocukların, en az bir, yarısının ise iki kez RS virüs ile enfekte olduklarını anlatan Özek, RS virüsü ile tekrarlayan enfeksiyonların yaşam boyu yaygın olarak görüldüğünü ifade etti. Özek, virüsün sağlıklı bebeklerde ölüme yol açma riskinin ''düşük olmakla beraber mevcut'' olduğuna dikkati çekerek, ''Risk grubundaki prematüre doğan bebeklerde, kronik akciğer, kalp hastalığı, bağışıklık sorunu olanlar ile sinir-kas sistemi hastalığı bulunan bebeklerde risk altında bulunuyor. Bu bebeklerde ölüm riski daha yüksek oluyor'' diye konuştu.

-SOLUNUM YOLU İLE BULAŞIYOR-

Prof. Dr. Özek'in verdiği bilgiye göre, RS virüsü esas olarak solunum yolu ile bulaşıyor. Hasta kişilerin solunum salgılarında yüksek oranda virüs bulunuyor. Havaya karışan solunum salgı parçacıkları veya enfekte solunum salgıların, eller ve ortamdaki yüzeylere bulaşması ile başka kişilere hastalık bulaşabiliyor.

Hastalık, sağlıklı çocuklarda hafif atlatılırken, yaş küçüldükçe bronşiolit ve zatürre şeklinde seyretme riski artıyor.

Hastaneye yatacak ağırlıktaki bronşiolitlerin yüzde 40-75'i, zatürrenin yüzde 15-40'ı bu RS virüsünden kaynaklanıyor.

Türkiye'de yapılan bir çalışmada, akut bronşiolitli bebeklerin boğaz salgılarında yüzde 35-40 oranında RS virüsü bulunuyor. Başka bir çalışmada da ilk 6 ayda bronşiolit olan bebeklerin yarısında etken olarak RS virüsü bildiriliyor.

-KALABALIK VE SİGARA MARUZİYETİ RİSK FAKTÖRÜ-

Hastalık, vakaların çoğunda üst solunum yolu enfeksiyonu şeklinde ve hafif seyrediyor. Bu durumda sadece destekleyici tedavi yeterli oluyor.

Hastaların yüzde 10-40 oranında alt solunum yolları tutuluyor ve hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır bir seyredebiliyor. Çeşitli araştırmalar, RS virüsü ile geçirilen bronşiolit sonrasında hışıltı ve astım sıklığının arttığını gösteriyor.

Kalabalık ailede yaşamak, sigara ve benzer çevre kirliliğine maruz kalmak, okula giden kardeş varlığı, kreşe gitmek RS virüsü enfeksiyonu açısından risk faktörleri arasında yer alıyor.

Prematürelik, RS virüs hastalığı için tek başına bir risk faktörünü oluşturuyor. Çünkü, olgunlaşmasını tamamlamamış bağışıklık sistemi, düşük doğum ağırlığı, gelişmesini tamamlamamış havayolu ve akciğer dokusu, düşük solunum kas kapasitesi, riski artıran en önemli etkenler olarak gösteriliyor. Bu bebeklerin, prematürelikleri ve solunum aletine bağlanmaları nedeniyle uzun süreli akciğer hastalığı bulunması halinde de RS virüs hastalığını geçirme ve ağır seyretmesi riskini artırıyor.

-ENFEKSİYONDAN KORUNMA BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR-

RS virüs tanısında en güvenilir yöntem, solunum yolu salgılarında viral etkenin üretilmesi olarak gösteriliyor. Ancak bu yöntem, çabuk sonuç vermiyor ve gelişmiş laboratuvarlar ortamı gerektiriyor. Bu nedenle hızlı sonuç veren bir yöntem olan üst solunum yolu salgılarında RS Virüs antijenine bakılıyor.

Hastalığın üst solunum yolu bulguları ile seyretmesi durumunda destekleyici tedavi yapılıyor. Yoğun bakım ünitesine yatışı gerektirecek ağır olgularda bazı ilaçlar kullanılıyor, ancak tedavinin etkinliği bilim insanlarınca tartışılıyor. Bu nedenle risk grubundaki bebeklerin bu enfeksiyondan korunması büyük önem taşıyor.

-''AŞI, HASTANEYE YATIŞ SIKLIĞINI YÜZDE 55 AZALIYOR''-

Ailelerin bebeklerini bu hastalıktan korumak için alabilecekleri önlemler şöyle sıralanıyor:

''Çocuklar, RS virüs sezonu olarak tanımlanan Ekim-Mayıs ayları arasında alışveriş merkezleri gibi kalabalık ortamlardan uzak tutmalı. Yüksek riskteki bebeklerin, RS virüs sezonunda kreşe gönderilmemeli. Sigara içilen ortamlardan kesinlikle uzak tutulmalı. El hijyenine özen gösterilmeli. Çocukların, solunum yolu hastalığı olan kişilerle temas etmemeleri sağlanmalı. Anne sütü verilmeye özen gösterilmeli.''

Bütün bu önlemlerin, başta prematüre bebekler olmak üzere yüksek riskli grupta RS virüs enfeksiyonunu ve hastaneye yatışları engellemediği vurgulanıyor.

RS Virüs enfeksiyonunun komplikasyonları ve hastaneye yatışları önlemek amacı ile belli risk gruplarına, RS Virüs sezonu boyunca, Ekim?Mart ayları arasında koruyucu aşı uygulanıyor.

Aşı yüksek riskli bebekleri takip eden doktorlar tarafından, belli kriterlere göre ailelere öneriliyor. Aşı yapıldığında hastaneye yatış sıklığı yüzde 55 oranında azalıyor.