Suriye Geçici Hükümet Başkanı Abdurrahman Mustafa, Habertürk'ten Kübra Par'a konuştu. Mustafa, TSK'nın Farat doğusunda yaptığı harekata destek veren, önceden Özgür Suriye Ordusu ismiyle anılan Milli Ordu'yla ilgili şu bilgileri verdi: "80 bin civarında askerden oluşuyor. Bunlar eğitilmiş, nizami ordudur. Bir kısmı İdlib tarafında, Hama'nın kuzey kırsalında. Bir kısmı Halep'in batısında, bir kısmı da Halep'in kuzeyinde. Fırat Kalkanı ve Zeytindalı harekatlarının olduğu bölgede. Bunların savaş tecrübesi çok yüksektir. Bu insanlarımız yaklaşık 9 yıldır savaşıyorlar. Bunları yeniden düzenleyip yeni bir şemayla, subaylardan oluşan komutanlarla pekiştirerek nizami orduya çevrilip sahaya sürülmüşlerdir"



Suriye Geçici Hükümeti Başkanı Mustafa'nın konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle: 

Geçici Hükümeti parlamento olarak düşünün. 2013 yılında kuruldu. Suriye Ulusal Koalisyonu'nun da başkanlığını yaptım. O dönemde de 2015 yılına kadar Suriye'nin yüzde 70'ine hakim olmuştu. Suriye Geçici Hükümeti kuruldu, kabinesi vardır, bakanları vardır. Suriye'de 2011 yılında barışçıl hareketler başladı. Rejim şiddetle karşılık verdi. Daha sonra da ağırlaştırarak devam ettirildi. Suriye genelinde bine yakın birlik vardı. Ama biraraya gelemiyorlardı. Birçok ülke müdahale ediyordu. Milli Ordunun oluşumu aslında ilk önce tümenler, tugaylar kuruldu. 2017 Ekim ayında Fırat Kalkanı Harekatı olduktan sonra Milli Ordu kuruldu. 30 birlikten oluşuyordu. Bunların içinde tabii ki bizim Türkmen birliklerimiz de mevcuttur.



"ORDUMUZ GELECEKTEKİ SURİYE'DEKİ MİLLİ ORDUNUN ÖZÜDÜR"

Halep'in kuzeyindeki birlikler birleşti. İdlib ve Halep'in batısındaki bölgelerde bulunan Suriye Kurtuluş Cephesi oluşmuştu. Bunlar birbirine çok yakındı, ılımlı muhalefet dediğimiz cephe. Başta birçok ülkeden destek alıyorlardı. Bunları birleştirmek çok zordu. Şu anda birleştirmek daha kolay oldu. Gelecekteki Suriye'deki milli ordunun özüdür, başlangıcıdır. Radikal gruplar değillerdir bunlar. Bunlar nizami ordunun çekirdek kadrosudur. Savunma Bakanımız Tuğgeneral Selim İdris komutası altında ve iki tane genelkurmay başkanıy yardımcısı vardır. Rejimden ayrılan subaylardan oluşan komite kademesi var.

"PKK/PYD VE CİHATÇILAR BİZİ HER ZAMAN ARKADAN VURDU"

Biz şimdi diğer yerlerde DEAŞ'a, El Kaide'ye karşı savaştık. PYD/PKK terör örgütüne karşı mücadele ediyoruz. Bahsedilen cihatçılardan kendimizi net olarak ayırdık, hiçbir ilgimiz olamaz. Bu bizim için siyasi bir intihar olur. 122 ülke tarafından tanınıyorsunuz. Cenevre'de uluslararası toplumla muhatap oluyorsunuz. Bizim yapımızda da öyle bir şey yoktur. Radikal ve cihatçılara karşı her zaman mücadele verdik. Biz Esad'la mücadele ederken bu terör örgütleri bunu fırsat bilerek PKK/PYD, cihatçı gruplar onlar zaten bizi hep arkadan vurdular. Esad'dan kurtardığımız bölgeleri DEAŞ'tan el değiştirerek PKK'nın eline geçti.



"SAVUNMA BAKANIMIZ ŞU ANDA CEPHEDE SAVAŞIYOR"

Bizim milli ordu ile TSK'nın işbirliği yaparak ortaklaşa operasyonlar yaptık, Fırat Kalkanı'nda DEAŞ'a karşı, Afrin'de Zeytindalı'nda birlikte hareket ettik. Şu anda daha etkili olacağız. Kademe-komutayla hareket ediyoruz. Savunma bakanımız şu anda cephede kurmaylarıyla savaşı yönetiyor. Bu ilk defa yapılmıyor, daha önce deneyimleri var. Bugün merkezi yönetim ve askeri komite vardır. Daha aktif, planlı, askeri kurallara dayalı hareket edilecektir. Türkiye tarafıyla daha koordineli bir şekilde olacaktır. Askeri birliklerimizle ilgili sayı vermek doğru olmaz. Askeri mücadeleyi yapacak kadar eğitilmiş özel kuvvetlerimiz şu anda sahada. Tel Abyad'a ilk girişi yapanlardır bunlar.

"ORDUMUZ NİZAMİ ORDUYA ÇEVRİLİP SAHAYA SÜRÜLDÜ"

Milli Ordu 80 bin civarında askerden oluşuyor. Bunlar eğitilmiş, nizami ordudur. Bir kısmı İdlib tarafında, Hama'nın kuzey kırsalında. Bir kısmı Halep'in batısında, bir kısmı da Halep'in kuzeyinde. Fırat Kalkanı ve Zeytindalı harekatlarının olduğu bölgede. Bunların savaş tecrübesi çok yüksektir. Bu insanlarımız yaklaşık 9 yıldır savaşıyorlar. Bunları yeniden düzenleyip yeni bir şemayla, subaylardan oluşan komutanlarla pekiştirerek nizami orduya çevrilip sahaya sürülmüşlerdir.



"PYD MÜNBİÇ'TE GÖSTERMELİK KAHRAMANLIK YAPTI"

PYD terör örgütü algı operasyonunda çok süperdir. Biz bunu 2014 ve 2015 yılında bunlara PYD dediğimizde, malesef Türkiye'de bazı çevreler 'Bunlar Suriye'ye demokrasiyi getirecek' diyorlardı. Ayrıca 'DEAŞ'ı yendiler' diye başarılı algı operasyonu yaptılar. Bunların devir teslimlerini sahada her yerde gördük. Tel Abyad'da DEAŞ'tan devraldıklarını, Münbiç'te göstermelik kahramanlık yaparak 'DEAŞ'ı yendik' dediler. Rakka inşallah kurtarılacak, bunların Rakka'da yaptıklarını göreceğiz yakında. Afrin'le Elbab'ı buraları gidip görelim ve Rakka'yla karşılaştıralım. Afrin kurtarıldıktan iki üç gün sonra ziyarete gidince şaşırmıştım. Hiçbir sivil ve meskun mahallerin zarar görmediğine şaşırmıştım. Bugün Afrin'de 50'en fazla döviz bürosu vardır. İstikrarın, güvenliğin olmadığı yerde döviz bürosu mu olur?



"ORDUMUZ SİVİLLER KONUSUNDA OLDUKÇA HASSASTIR"

Buraya gelmeden önce PYD-PKK terör örgütü destekçileri 'insan hakları' diye başladılar. Rejimin, İran'ın, Rusya'nın bize uyguladıklarını kendileriymiş gibi fotoğraflarını servis ediyorlar. Bugün biz tecrübe kazandık. Özgür Suriye Ordusu, bizim milli ordumuz tecrübe kazandı. Teröristler halkın içine dağıldılar. Bizim orada ilk önce yapacağımız istihbarat işlerine çok dikkat etmek lazım. Teröristler sivil elbise giyerek kamufle olamayacaklar, bizim orada istihbaratçılarımız vardır. Eski adıyla Özgür Suriye Ordusu, yeni adıyla Suriye Milli Ordusu siviller konusunda çok dikkat ediyoruz. Komutanlarımızın birçoğu BM çatısı altında, Cenevre'de eğitim gördüler.

"BUNLARA ALMANYA, FRANSA MÜTHİŞ DESTEK VERİYOR"

Çoğu ailelerimiz Fırat Kalkanı, Zeytindalı Harekatı bölgesindedir. Hayat sadece Kamışlı'da değildir. Öyle bir algı operasyonu var ki, buna da Avrupa ülkeleri, Almanya, Fransa müthiş destek veriyorlar. En ufak bir şeyde dünyayı ayağa kaldırıyorlar. Bir çete birisine zarar versin bunu ÖSO veya TSK yapmış gibi göstermeye çalışıyorlar. Fotomontajlı fotoğrafları yayıyorlar. Geçen hafta yaşlı bir kadını çete ölmüş. Hırsızlık meselesidir. Onun yerine etnik grubun ismini zikrediyor ve 'Bu bayan şu yüzden katledildi' diyor. Çete onun etnik grubuna bakmaz, hırsızlık için gelmiş. Bugün dünyanın her yerinde vardır.



"RAKKA'NIN 2011'DEN ÖNCEKİ DEMOGRAFİSİNE BAKSINLAR"

Bugün İdlib, Cerablus, El Bab, Azez, Afrin bölgelerinde 4 milyona yakın zorunlu göçe zorlanan insanlarımız geldiler. Şam'dan, Humus'tan geldiler. 2015 yılında Rusya müdahil olduktan sonra büyük katliamlar oldu. Oradaki insanlar göçe zorlandılar ve bizim bu bölgelere geldiler. Bugün Rakka'ya baksınlar. 2011'den önceki nüfus yapısına baksınlar. Arap şehridir. Bir Türkmen olarak bunu söylüyorum. Oradaki insanları sürdüler. DEAŞ'la mücadele bahanesiyle demografiyi değiştirdiler. Bunlar orada köyleri nasıl yaktıklarına dair uydudan fotoğraflar vardır. Bizim Aynel Arab dediğimiz yer Kobani oldu. Şu anda Münbiç'teler. 3 yıldır orayı yönetiyorlar.

"16-17 YAŞINDAKİ ÇOCUKLARI ZORLA ASKERE ALIYORLAR"

Bugün Der Zor'a kadar, petrol kuyularına kadar onlara aittir. PYD-PKK Kürtleri temsil etmiyor. Kürt Ulusal Konseyi bizim bir parçamızdır. PYD totaliter, kendisi gibi düşünmeyen herkesi potansiyel düşman gören terör örgütüdür. Nasıl Fırat Kalkanı'nda, Afrin'de özgürlüğüne kavuştularsa, can ve mal güvenliğiyle hayatına devam ediyorsa bu gün o tarafta daha ihtiyaç vardır. Orada 16-17 yaşındaki çocukları zorla askere götürüyorlar. Herkese vergi uyguluyorlar. Müfredatı değiştiriyorlar. Oradaki Süryanilerin okullarını kapattılar. Bu dünyaya anlatılmıyor. Sanki orada hiçbir şey olmuyormuş gibi. Orada tamamen kendi yandaşları, Avrupa parlamenterlerin desteği var.



"ADAMIN KÖYÜNE DÖNMESİ DEMOGRAFİK DEĞİŞİM Mİ OLUYOR?"

Orada 1 milyondan fazla insanı PYD-PKK örgütü sürmüştür. Daha önce DEAŞ sürmüştü. PYD'nin ve Batının dediği gibi 'bu insanların köylerine dönmesinler' mi? Adamın kendi köyüne dönmesi demografik değişim mi oluyor? PYD'nin oradan zorla göç ettirdiği insanlar gayet tabii ki kendi memleketlerine dönecekler.

"PYD/YPG AFRİN'DE YENİLDİ! DİRENİŞ GÖSTEREMEDİ"

YPG'nin gücü abartılı. Afrin'de bunu gördük. Suriye devriminden önce orada PKK kampları vardı. Coğrafi olarak dağlık bir coğrafyası vardır. Orada yapılan tahsilatları medya gösterdi. Ona rağmen direniş gösteremediler. PYD'nin gücü, kendisini kullanan, alet eden, Suriye'deki çıkarları için kullanılan ülkelerin vereceği güçle orantılıdır. Güvenli Bölgeyi Türkiye 2014 yılında Suriye Ulusal Koalisyonu'nda destekledi. O dönem Türkiye'nin Güvenli Bölge projesini neden reddettiler? Batılı ülkeler bunu kabul etmediler. DEAŞ'tan sonra Suriye'nin yeni haritası çizilecekti.



"ESAD'A KARŞI MÜCADELEMİZDE EN BÜYÜK ZARARI ONLAR VERDİ"

Avrupalı ülkeler DEAŞ'lıların geri gönderilmesini kabul etmediler. DEAŞ değil kim olursa olsun onlarla mücadele edilecektir. Suriye'deki terör örgütlerinin kökü kazınacaktır. Bunlar Esad'a karşı mücadelemizde bize en büyük zararı veren terör örgütleridir. Bugün DEAŞ'ın, El Kaide'nin liderleri yabancılar. Suriye'deki bütün terör örgütlerini ülkeye getirip de 'alın sizin olsun' derseniz olmaz.

"ESAD'LA TOKALAŞIP NASIL MASAYA OTURABİLİRSİNİZ?"

Bugün Rusya, İran ve terör örgütleri Esad'ı ayakta tutuyor. Esad bir kukladır. Biz Suriye Ulusal Koalisyonu olarak 2014'den beri Suriye'deki çözümün askeri değil siyasi olduğunu her zaman vurguladık. Cenevre prensipleri ve BM kararları ortadadır. Bugün Suriye toprak bütünlüğünü istememiş olsak Fırat'ın doğusundaki operasyonda olmayız. Bugünkü yapılan operasyon Suriye'nin toprak bütünlüğünün korunması için ana hedeftir. Devrim ruhunu kaybetmedi. Demokrasi özlemiyle herşeye katlanıyor. Çocuğunu, herşeyini kaybetmiş hala 'Kahrolsun Esad' diyor. 1 milyon şehit var bugün. 500 bin insanımız nerede olduğu bilinmiyor. İşkence altında öldürülüyorlar. Tokalaşıp, Esad'la masaya nasıl oturabilirsin?

"TÜRKİYE'Yİ ÇOK SEVERİM AMA BENİM MEMLEKETİM SURİYE"

Kim kendi evine dönmek istemez? Ben bir Türkmen olarak Türkiye'yi o kadar çok seviyorum. Ama benim şu anda özlemim Suriye toprağımdır. Kendi isteğimle gelir kalırım ama zorunlu gelmişsin. Belki bir kısmı gitmez, orada mal varlığı yoktur. Buraya gelen insanların hepsinin hayatı vardı. Orada fabrikası olan, doktoru, mühendisi vardı.