Kremlin Sarayı’nda 18 Temmuz’da yapılan görüşmede, Putin başkanlığındaki Rusya heyetinin Suriye ilgili değerlendirmeleri ana hatlarıyla şöyle oldu:

EŞİT PAYLAŞIM
Bu rejim veya Beşar Esad devam etsin diye katı bir tutum içinde değiliz. Ancak geçiş sürecinde muhalefetle, olaylara karışmamış mevcut rejimin temsilcileri eşit düzeyde temsil edilmeli. Biz Annan planına açık destek veriyoruz ve bu planın işlemesini istiyoruz. Bizim bu görüşümüz Annan planının ilk iki maddesine uygundur.

(Türk tarafı bunun üzerine, Ankara’nın Suriye ile ilgili değerlendirmesinin “Rejim değişsin ama devlet yıkılsın anlayışı” olmadığını özellikle vurguladı. Türk heyeti, rejimle birlikte devleti yıkma yanlışının Irak’ta yapıldığını ve bunun acısının hala çekildiğini de belirtti.)

NEDEN VETO EDİYORUZ?
Suriye’ye karşı ağır yaptırımların uygulanmasını istiyorsunuz. Bu yaptırımların ekonomik boyutta olacağını belirtiyorsunuz. Ancak BM yedinci madde dışarıdan askeri bir müdahaleyi de içeriyor. Sizin bu konudaki samimi açıklamalarınızı biliyoruz, ancak Libya’da diğer Batılı ülkelerin ne yaptığını gördük. Batı öylesine içini doldurdu ki, Libya’da askeri müdahaleyi yaptı. Açıkçası bu kez Libya’daki gibi bir oldu bitti oyununa gelmeyiz. BMGK’deki vetomuz özü itibariyle bundan kaynaklanmaktadır.

(Türk tarafı bunun üzerine, Suriye’deki olayların artık ülke içinde sınırlı olmadığını, bölgeyi ve bir süre sonra da dünyayı olumsuz etkileyeceğini belirterek, “BM’nin varlığı, dünyada barış ve istikrarı korumak için. Bu nedenle BMGK’ye önemli görev düşüyor” karşılığını verdi.)

İKİLİ İLİŞKİLERİ ETKİLEMEZ
Suriye’deki geçiş sürecine ilişkin modelite konusunda farklı düşünebiliriz. Ancak bundan iki ülkenin diğer ekonomik ve ticari ilişkilerde ayrı düşeceği anlamını sakın çıkarmayın. İkili ilişkilerimiz en iyi şekilde devam etmeli ve edecektir de. Bundan hiç şüpheniz olmasın.