Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Dünya Sağlık Örgütünün Türkiye'yi, ''Sağlıkta Dönüşüm Programı'' kapsamında örnek gösterdiğini belirterek, ''Kapsamı, içeriği ve genişliğiyle bütün dünya ülkelerine örnek olan bir program yaptık'' dedi.

Akdağ, AK Parti'nin ''Siyaset Akademisi'' programında katılımcılara ''Sağlıkta Adalet ve Kalkınma Dönemi'' başlıklı slayt gösterisi eşliğinde, Türkiye'de sağlık alanında hükümetin gerçekleştirdiği uygulamaları anlattı. Bakan Akdağ, ''Ne yaptık?' derseniz, bir zihniyeti değiştirmeye çalışıyoruz. Eski kültürü yıkıp, yerine yeni kültürü oluşturmaya çalışıyoruz.

Devletin bir hizmet organı olduğu ön kabulünden yola çıkan bir projedir Sağlıkta Dönüşüm Programı'' diye konuştu.

Bugüne kadar memurun genellikle vatandaşın amiri gibi algılandığını belirten Akdağ, ''Geç kardeşim sıraya', 'Kime şikayet edersen et' gibi şeylerle hep karşılaştık. Tapu dairesinde karşılaştık, nüfus dairesinde karşılaştık... Ama bunların hekim karşısında olması çok acı bir şeydir. Bu da vardı maalesef. Hekimin karşısında olduğunuz an en kırılgan olduğunuz andır, çocuğunuz hastadır, ana-babanız hastadır'' dedi.

Akdağ, babası kalp hastası olan birine geçmişte doktorların, ameliyatın özel hastanede yapılması gerektiğini söylediklerini, 'Hocam parası?' diye sorulduğunda da 'O zaman burada asistanlar yapar' cevabı verildiğini anlattı.

-BELGEYLE KONUŞMA MODASI-

70 yaşındaki bir emekli işçinin, ilaç parasını almak için istenen belgelerin yazılı olduğu kağıdı kendisine verdiğini ifade eden Akdağ, söz konusu kağıdı göstererek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan sonra belgeyle konuşma modası çıktığını söyledi.

Bu sözleri salonda gülüşmelere yol açan Akdağ, konuşmasına, ''Bir lider bu kadar mı basiretsiz olur? Bir parti bu kadar mı şanssız olur? Bir başka parti ve onun liderine de Allahu Teala bu kadar mı takdim eder? Adam ne kadar belge çıkardıysa o kadar rezil oluyor'' diye devam etti.

Akdağ, SSK'nın bu hasta vatandaştan 20 liralık bir ilaç parası için fatura, reçete, rapor, sağlık karnesi, nüfus cüzdanı, vizite kağıdı gibi pek çok belge istediğini aktararak, ''Bugün ise bir diyabetli emekli, aile sağlığı hekimine gidiyor. Hasta otururken, hekim reçetesini yazıyor. O da en yakın eczaneden ilacını alıyor. Başka bir şey yok. AK Parti'nin Sağlıkta Dönüşüm Programının anatomisi budur'' dedi.

Aile hekimliği sisteminde eski sağlık ocağı sisteminden ayrılan pek çok şey olduğuna dikkati çeken Akdağ, sağlık ocaklarında 700 doktorla hizmet verilirken, bugün aile hekimliğinde 3 bini aşan doktorla hizmet sunulduğunu, iyi hizmet alamayan hastanın başka hekime gitme seçeneği bulunduğunu, bu nedenle iyi hizmet veremeyen doktorun da para kaybettiğini söyledi.

Akdağ, ''Burada hizmet alan taraf, yani vatandaş, yani biz üstün konuma geçiyoruz. Sağlıkta dönüşümün anlamı da budur. Biz böyle bir ülke, böyle bir devlet anlayışıyla hareket ediyoruz'' diye konuştu.

Cumhuriyet tarihinden bu yana en uzun sağlık bakanlığı yapan kişinin kendisi olduğunu, bundan önce sadece 1923'te göreve başlayan Refik Saydam'ın 13 yıl hizmet ettiğini anlatan Akdağ, ''Bu, AK Parti'nin istikrarından kaynaklanıyor ve hiçbir dönemde de sağlıkta köklü bir reform yapılamamış, Sağlıkta Dönüşüm Programı'na kadar'' dedi.

Birkaç yıl öncesine kadar doğuda kış şartları altındaki hastaların ambulansla hastaneye götürülmeye çalışıldığını söyleyen Akdağ, şimdi 131 adet kar üstü aracı ve ambulans uçaklarla bir yılda 7 bin 500 kişiye ücretsiz hizmet verildiğini anlattı. Akdağ, sözlerini şöyle tamamladı:

''SSK hastanelerinin bakanlığa geçmesi konusunda CHP, Anayasa Mahkemesi'ne gitti. 8 sayfa rapor yazdılar SSK bürokratlarıyla, 'neden bu iş yapılmamalı?' diye. Ne sıkıntılar çektik, kolay olmadı bütün bunlar. Devlet hastanelerinde çark, bağışlarla dönüyordu. Bugün Dünya Sağlık Örgütü Türkiye'yi sağlıkta dönüşüm hususunda örnek gösteriyor. Kapsamı, içeriği ve genişliğiyle bütün dünya ülkelerine örnek olan bir program yaptık.''