Gündem

Prof. Dr. Şükrü Ersoy: Marmara'da bir deprem bekliyorsak, tsunamiyi de birlikte anmak gerek

17 Ağustos 1999 depreminin 25'inci yıl dönümünde, olası Marmara depremi hakkında konuşan Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "Marmara'da büyük bir deprem olacak, bu 7’yi geçecek bir büyüklükte deprem. Marmara'da bir deprem bekliyorsak, tsunamiyi de birlikte anmak gerek. Bu tehlikenin gerçek olduğunu kabul ettiği zaman bir şey yapması gerekiyor ama bu konuda bilimle siyaset arasında anlaşma yok" dedi.

Abone Ol

“MARMARA DENİZİ; DÜNYANIN EN İYİ BİLİNEN DENİZLERİ HALİNE GELDİ"

Prof. Dr. Şükrü Ersoy, Marmara’nın deprem tarihine değinerek, “İstanbul'un deprem tehlikesi Kuzey Anadolu Fayından kaynaklanmaktadır. Kuzey Anadolu Fayı, yaklaşık bin 500 kilometre uzunluğunda bir fay zonu, oluşturabileceği en büyük deprem 8 büyüklüğünde. Doğu’da Bingöl Karlıova'dan başlayıp Kuzey Anadolu Bölgesi boyunca paralel gittikten sonra Marmara Denizi'ne girer, oradan da Şarköy üzerinden Saros Körfezi’ne giden uzun bir fay zonu. Tarihsel dönem içerisinde Marmara Denizi'nde, İstanbul’u da etkileyen aslında tüm Marmara'yı etkileyen büyük depremler var, 7'nin üzerinde büyük depremler var. Bunların en sonuncusunu 1999'da yaşadık. Önce bir Kocaeli depremi 7.4 büyüklüğünde, daha sonra da 7.2 büyüklüğünde Düzce depremini yaşadık. Binlerce insanımız hayatını kaybetti, bu depreme hazırlıksız yakalandık. Niye derseniz; biz depremi hep Anadolu'da olur sanıyorduk. Ama gördük ki; gelişmiş kentlerimiz de deprem tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Dolayısıyla 1999 bir milat oldu. Bunun üzerine pek çok şey yapıldı; yasalarımızda, yönetmeliklerimizde çok şey değiştirildi. Kurumlarda örgütlenmeler başladı. Mesela 2009'da AFAD kuruldu, Afet İşleri yerine AFAD kuruldu. AFAD'ın kuruluş amacı çok doğruydu. Biz şimdiye kadar hep yara sarma politikalarıyla yaklaşım yaptık. AFAD'ın kurulma nedeni afet olmadan önce hazırlıkları tamamlamak şeklindeydi. Nitekim bu strateji; iyi bir strateji. Daha sonra çeşitli örgütlenmeler yapıldı, işte yasalar çıktı. Marmara Denizi'nin içerisinde o kadar fazla deniz tabanı araştırması yapıldı ki; denizin taban ayağındaki bütün fayların yerlerini artık biliyoruz. Marmara Denizi; dünyanın en iyi bilinen denizleri haline geldi. Bunun dışında İstanbul ilçeleri için mikro bölgeleme çalışmaları yapıldı. Zeminler kategorize edildi. Yerleşmeye uygun, yerleşmeye uygun olmayan gibi dört kategoride çalışmalar yapıldı. Başka başka denetim yasaları çıktı ve yapı denetimi denilen bir olay hayatımıza girdi. Bunun dışında, DASK dediğimiz bir sigorta havuzu geliştirildi" ifadelerini kullandı.

{ "vars": { "account": "UA-18838004-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }