Geçtiğimiz Cuma akşamının gündemi CHP Efeler İlçe Başkanı Polat Bora Mersin’e yapılan siyasi içerikli saldırı oldu. En sonda söylemem gerekeni en başta söyleyerek yazımıza başlayalım. Siyaseten söyleyecek sözü olmayan aciz kişiler bunu kaba güç kullanarak ya da karşısındaki görüş sahibini küçük düşürmeye çalışarak acizliklerini ortaya koyarlar.

Polat Bora Mersin CHP’nin başarılı Efeler İlçe başkanıdır. Efeler ilçesindeki en büyük siyasi örgütlenmenin başıdır. Yerelde iktidarı elinde bulunduran bir siyasi partinin tüzel kişiliğini temsil eden birisidir. Kendisini sevin veya sevmeyin ülkenin ana muhalefet partisini Efeler ilçesindeki bir numaralı temsilcisidir. Ayrıca hangi siyasi partinin ilçe başkanı olursa olsun önemli bir tüzel kişiliği temsil ettiklerinden dolayı saygı gösterilmesi gereken bir görevi vardır. Siyasette hoşgörü ve rakibe sayı olmazsa olmazlardan birisidir. Hangi neden ve amaçla olursa olsun siyasi bir kişiliğe yapılan saldırının gerekçesi olamaz ve saldırı asla kabul edilemez, partisi ne olursa olsun.     

Olayı ilk duyduğumda aklıma seksen öncesi yaşanan olaylar geldi. O yılları yaşayanlar bilir. Kimsenin eleştiriye, karşı görüşe tahammülü yoktu. Sorgu sual olmadan kardeşin kardeşi vurduğu günlerdi. O günlerde hiç suçu olmayan insanlar sadece diğer insanlardan farklı düşündükleri için öldürüldü, insanlar bir mahalleden diğer mahalleye gidemedi. Siyasi hazımsızlık neredeyse insanları ve özellikle gençlerin yaşam biçimi olmuştu.

Siyasi özeliği olan kişiler elbette rakiplerini eleştirecek, onların açıklarını bulup oradan rakiplerini vurmaya çalışacaktır. Elbette eleştirinin dozu ayarında olmalıdır. Eleştirinin dozu artsa bile hoşgörü ile karşılamak siyasi nezaket gereğidir. Zaman zaman televizyonlarda İngiltere gibi ülkelerdeki siyasilere karşı yapılan eleştirileri görmekteyiz. Bize göre sınırı aşan eleştirilerde bile siyasi kişilikler hoşgörü sınırları içerisinde tepki verebilmektedir. Bizde ise şiddetli bir siyasi hazımsızlık söz konusu. Eğer karşımızdaki kişi bizimle aynı düşünmüyorsa yok hükmündedir, hatta ölmesinde bile sakınca yoktur. Aslında eleştiri siyasilerin yaptıkları yanlışları fark edip düzeltmelerini sağlayacak bir mekanizma iken bizde eleştiri yapılmaması gereken bir davranış olarak algılanmaktadır.

Her ne kadar Polat Bora Mersin olayı trafikteki bir olaya bağlanmak istense de işin aslı siyasete dayanmaktadır. Belki Polat Bora Mersin yaptığı konuşmalarda veya sosyal medyada yazdıklarında eleştirinin dozunu kaçırmış olabilir. Eleştirinin dozu kaçmış olsa bile işi şiddete bağlayıp kişinin sağlığını bozacak davranışlarda bulunmak yukarıda yazdığım gibi siyasi hazımsızlık ya da siyasi acizliğin göstergesidir. Herkes siyasi fikrini özgürce söyleyebilmeli, rakiplerini kıyasıya eleştirebilmelidir. Sözlü bir eyleme karşı şiddet içeren eylemlerde bulunmak yakışık almamaktadır.

Siyasi sağduyuya en çok gereksinim duyduğumuz bu günlerde Aydın’da böyle bir olayın yaşanması oldukça talihsiz bir durumdur. Karşımızdaki kişi bizim gibi düşünmese de onu şiddetle cezalandırmak, dövmek, doğru bir davranış değildir. Umarım en kısa zamanda bu davranışı yapanlar hukuk önünde gerekli cezaları alır ve böyle bir olayın ilimizde bir daha yaşanmaz. Sağduyu ve hoşgörü her siyasi kişilik tarafından benimsenir ve uygulanır.

“İnsanları kandırmak, kandırıldığına inandırmaktan daha kolaydır.” (Oscar Wilde)

 

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!