İYİ Parti Efeler İlçe Başkanı Pınar Öncer Radyo Aydınpost” haber programında Murat Alpdoğan’ın konuğu oldu. (16 Şubat)

Partilerinin il binasını açmak için geldiği Aydın’da Meral Akşener’in tartışma yaratan Özlem Çerçioğlu’nu ziyareti ile ilgili soruya verdiği cevapta dedi ki:

“Bu bir kadın nezaketidir. Bunu erkek siyaset anlayışı anlayamaz.”

O ziyaretin oluş şeklini eleştirenlerden biri olduğum için bu sözleri karşısında bana da cevap hakkı doğmuş oldu.

Genelde bakıldığında erkek egemen bir toplum olduğumuz için o doğrultuda kurumsallaşmış siyasetimizde de sert erkek tavrı gelenek haline gelmiştir.

Siyasette her kademede kadınlar söz hakkı elde eder de bu yöntem değişir mi bilmem ama değişen bir şeyin olacağına pek ihtimal vermiyorum.

Çünkü bu bizim yapımızla ilgili bir konudur.

Eskiden boy beyleri otağda sorunları tartışıp karara bağlamak için toplanır, yerine göre kavga derecesinde tartışırlar ancak sonunda herkes kucaklaşır, helalleşir, öyle ayrılırlardı.

1930 yılında Atatürk, Ali Fethi Okyar’a bir parti kurma teklifi yapınca o bunu “Cumhuriyet Halk Fırkası Başkanı İnönü ile geçinemeyiz, dolayısıyla sizinle aramız bozulur,” diyerek kabule yanaşmaz.

Gazi’nin tarafsız kalacağı teminatı üzerine partiyi kurar ama ömrü uzun olmaz, üç buçuk ay zor dayanır.

İnönü ve arkadaşlarının işi “rejim düşmanlığına” vardıran suçlamaları sonucu Ali Fethi Okyar Serbest Cumhuriyet Fırkasını, kendisi için bir hayli zor geçen meclis oturumundan sonra kapatmak zorunda kalır.(A.Fethi Okyar’ın Anıları, say.81)

Bu noktadan balkınca bizde siyaset “yumuşak başlıların, nazik yapılıların” değil kendinde er meydanına çıkma cesareti bulanların, sert el enseyi, orak gibi tırpan yemeyi göze alanların işidir.

Zira bu arenada acıma, merhamet, fazla iyi niyet insanların zayıflığına yorumlanır.

Çünkü bizim insanımız kuvvete saygı duyar. Güçlü, gösterişli, otoriter erkek “yürekli adam”,kadın da “hanım ağa” diye övülür.

Beşeri ilişkilerde nezaket aranır, takdir de edilir ama siyasi arenada nazik siyasetçi fazla taraftar bulmaz.

Kadın da olsa prim yapan hamasettir… Yerine göre efelenmedir… Yani güç gösterisidir.

Özlem Çerçioğlu’na 2014’de seçimi tekrar kazandıran “Topuklu Efe” yakıştırması (sıfatı) değil miydi?

Meral Akşener’i popüler yapan, Türkiye’ye tanıtan 28 Şubat sürecindeki cesareti, meclis başkan vekilliğindeki dirayeti olmadığını kim söyleyebilir?

Onun için insanlardan beşeri ilişkilerde istenen sakinlik, efendilik, hanımefendilik kadın olsun erkek olsun siyaset söz konusu olunca yerini güce, kudrete bırakır.

Zira ilkinkiler seçim kazanmada, taraftar bulmada, kitlere coşku vermede, damardan girmede pek para etmez.

O nedenle söz konusu siyaset olduğunda kadınlar da rakipleri erkeklerle baş edebilmek için şartlar gereği “adam gibi” davranmak zorunda kalır.

Dedik ki, sertlik, otoriterlik bizim insanımızın karakterinde var. Onun için siyasetimize sertlik hâkim.

Peki, siyasete kadın eli değmesiyle bunda az da olsa azalma ya da şiddetini yitirme ümidi var mı?

Zor görünüyor.

Eğer olacak olsaydı bunun örneğini Meral Akşener’in Aydın’da BŞB’yi ziyareti sırasında görürdük.

Ama olmadı.

Özlem Çerçioğlu “şehremini” sıfatıyla ya da siyasi kimliğini bir tarafa bırakarak, insani yönden hemcinsi bir genel başkanı Efeler’e girişte karşılasa fena mı ederdi?

Bu kadın dayanışmasını ve bir birlerine sahiplenmesini herkes alkışlamaz mıydı?

Fakat puan toplama düşüncesi daha karlı, daha üstün gelince bu söylediklerimiz gerçekleşmedi.

İşte benim eleştirdiğim budur.

Pınar Öncer, böylesi rol aşırmalar da erkeklerin anlayamayacağı, kadın nezaketinin bir parçasıdır mı, diyecek?

Merak ediyorum.