İyi giyimli hanımefendi, kağıt mendil karşılığında kendisinden yardım dilenen Suriyeli çocuğa çıkıştı.

-Yeter.. Yeter be.. Bıktık sizden.. Defolun..

-Gidin Erdoğan versin...!!!

Esmer benizli çocuğun yüzündeki ezik ifade neler neler anlatıyordu.

O hışımla yanı başımdaki kasap dükkanına giren çağdaş(!) bayan, satın aldığı bir kilo kadar etli kemiği Suriyeli çocuğun az ilerisinde yatmakta olan caddemizin köpeği Karabaş'a ikram etti..

***

Denizli’de bir esnaf tost sattığı dükkanının camına “İran, Suriye, Afgan müşteri bu dükkâna giremez, alışveriş yapamaz, girerse dayak yer” yazılı afişler asmış.

***

500 bine yakın Suriyeli öğrencinin eğitim gördüğü çadır okullarda görevlendirilmek üzere göreve atanan 95 Suriyeli öğretmen tepkilere neden oldu.

***

Bu filimler Almanya’da seyretmiş birisi olarak çok etkilendiğimi belirtmek isterim.

İnsanı dehşete düşüren, bu kadarı da olmaz dedirten bu olaylar her kültürden, her fikirden, her dinden insanın yüzyıllardır iç içe yaşadığı Anadolu topraklarında sergileniyor.

Ne olmuştu da “Yaradılanı severim yaradandan ötürü” diyen Yunus Emre'nin,

Ne olursan gel diyen Mevlana'nın,

Hoşgörü abidesi Bektaşi Veli'nin ülkesi bu hale gelmişti?

Ülkem insanı Murat Özdemir'in papağanı için gösterdiği hassasiyeti Suriyeli yavrular için neden gösteremiyor?

Suriyelilere bedava ev veriliyormuş.

İlaca para ödemiyorlarmış.

Yüklü maaşlar alıyorlarmış.

Hastanelerde öncelikleri varmış.mış..mış..mış..

Tamamı uydurma olan bu tür söylentilerle oluşturulmak istenen algı nedir?

Türkiye nereye götürülmeye çalışılıyor?

***

Günümüz dünyasının en büyük sorunlarından biri bu tür ayrımcı yaklaşımlardır.

Bir insan gurubunun başka bir insan gurubundan nefret etmesi olgusudur.

Göçmen karşıtlığı, yabancı düşmanlığı son yılların en tehlikeli ideolojisi olmuş durumda.

Daha önceleri çoğunlukla AB ülkelerinde karşılaştığımız bu çağdışı düşünce ne yazık ki ülkemizde de hızla yükseliyor.

Enteresandır, Avrupa’da aşırı sağ partilerin destek verdiği bu ideolojiye, ülkemizde hümanizm dendiğinde mangalda kül bırakmayan sosyal demokratlar öncülük ediyor. Olayları tabana pompalayanlar, bağıranlar, çağıranlar olaylardan en az etkilenen egemen elitler.

Hayvan sevmenin zirve yaptığı günümüzde, insanlara duyulan bu şoven ve ırkçı nefretin temelinde hangi sosyolojik nedenlerin yatmakta olduğunun ciddi anlamda araştırılması gerekmektedir..

Faşizan bakış derinleşiyor.

Nefret içerikli söylemler artıyor.

Oysa Zenginle fakirin, beyazla siyahın aynı safta durarak aynı secdeye kapandığı dinimizde ırk, renk, inanç ayrımı kesinlikle yoktur. Kuran-ı Kerimde, Müslümanlar kardeştir. Takva hali hariç, kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur denilmektedir.

***

Albert Einstein'in bir güzel sözü ile yazımı nihayetlendiriyorum.

Aptallara göre insanlar ırk, cinsiyet, milliyet, yaş, statü, renk, din ve dil başta olmak üzere sekizden fazla kategoriye ayrılırlar. Halbuki olay bu kadar komplike değildir. İnsanlar sadece ikiye ayrılırlar: İyi insanlar ve kötü insanlar.”

Hoş çakalın.

Dostça kalın,

Sağlıkla kalın.

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE!   Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!