Pamuk üretiminin başlıca sorunlarından olan erken dönem zararlılarının üretim miktarı ve ürün kalitesini etkilememesi için hazırlıkların tamamlandığını açıklayan Nazilli Pamuk Araştırma Enstitüsü Müdürü Sadettin Öztürk, pamuğun Türk tarımı ve ekonomisinde çok önemli bir yere sahip olduğuna işaret etti. Pamuğun geniş alanlarda tarımı yapılan ve ihracatta çok önemli payı olan bir endüstri bitkisi olduğunu belirten Öztürk, “Pamukta ekimden sonra fidelerin çıkışı ile birlikte Pamuk yaprakbiti ve Tütün thripsi zarar yapmaya başlamaktadır. Havaların serin ve nemli gitmesi halinde yaprakbitleri, sıcak ve kurak gitmesi halinde ise thripsler sorun oluşturmaktadır. Pamuk yaprakbiti popülasyonu nemli ve serin hava koşullarında oldukça hızlı bir şekilde artış gösterirken, düşük nem, sıcak ve kuru havada ani düşüşler gösterir ve hatta yok olur. Şiddetli yağışlar yaprakbitini etkileyerek yoğunluğunun düşmesine neden olur. Tütün Thripsinin yaşam süresi ile sıcaklık arasında negatif bir ilişki vardır. Yani sıcaklık arttıkça thripsin yaşam döngüsü süresi azalır ve çok daha fazla sayıda döl verir. Tütün thripsi’nin yumurtadan ergin oluncaya kadar olan süre 25 ºC’de 9 gündür. Pamukta emgi yaparak beslenen yaprakbitleri bitki özsuyunu emerek, bitkide kıvrılma ve şekil bozukluklarına sebep olur” dedi.
Zarar gören bitkilerde gelişmenin yavaşladığı ve tamamen durduğunun görüldüğünün altını çizen Öztürk, “Ayrıca yaprak bitleri beslenme esnasında kendileri için fazla gelen şekerli maddeleri vücutlarından dışarı atarlar. Dışarı atılan şekerli maddeler üzerinde havada bulunan saprofit funguslar gelişerek siyah bir renk alır. Şekerli maddelerin bu şekilde siyah renk almasına 'Fumajin' denir. Şekerli madde salgısının fazla olması nedeniyle pamuk yaprakları parlak bir görünüm alır. Tütün Thripsi pamuk bitkilerinin yaprak ve saplarını ağız parçaları ile zedeleyerek öz suyunu emer. Bitkide thripsin beslendiği yerler bir süre sonra gümüşi bir renk alır. Yoğun bulaşmalarda pamuk fidelerinin yaprakları kıvrılır, esmerleşir ve dökülür. Bitkinin büyüme noktasının zarar görmesi halinde ‘Çatal Bitki’ meydana gelir. Zarar gören bitkinin alt kısımlarındaki meyve dallarında azalmalar meydana gelerek verimde azalmalara neden olur” diye konuştu.
Pamukta sorun olan erken dönem zararlılarının küçük oldukları için üreticilerin gözünden kaçabilmekte olduğuna işaret eden Öztürk, şunları söyledi: “Oysa pamuğun fide döneminde ortaya çıkan zarar sonraki dönemde verim kaybı şeklinde kendini hissettirmektedir. Bu sebeple, üreticilerin tarlalarını iyi kontrol etmeleri, özellikle fidelerin yapraklarında ve tepe noktalarında bu zararlıları gördüklerinde tarım teşkilatına müracaat ederek, gerekli tedbirleri almaları gerekmektedir. Eğer bu zararlılara karşı ilaçlı mücadele yapılacaksa, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan “Pamuk Entegre Mücadele Teknik Talimatı”nda tavsiye edilen ilaçlardan birisi önerildiği şekilde kullanılmalıdır. Üreticilerimiz erken dönem zararlılarına karşı ilaç kullanırken, söz konusu ilaçların çevre dostu olmasına ve faydalı böceklere zararının olmamasına özen göstermelidir”