Spor içerikli en son yazımızda EURO 2016 ‘dan ilk izlenimlerimizi bu sayfalardan sizlere aktarmıştık.Şampiyonada Milli takımımız hepimizi hayal kırıklığına uğrattı.Bu yazımızda Fatih TERİM hocamızın maaşından söz etmeyeceğim.Sporumuza ,futbolumuza ,federasyonlarımıza sızmış terör destekçilerinden de çok fazla bilgiye sahip olmadığım için söz edemeyeceğim.Devletimizin güvenlik güçleri gerekli araştırmaları yaptıktan sonra ilgili şahısları yüce Türk adeletine teslim edecektir.Önümüzdeki süreçte bu konu ile ilgili hepimiz daha net bilgilere ulaşmış olacağız…

Her vatandaşımız bu kalkışmadan –terörist eylemden dersler çıkarıp üretme adına üzerine düşen görevi yerine getirmelidir.Normaleşme sürecine girip asli işlerimize dönme zamanının geldiğini düşünüyorum.Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün milli mücadeleden sonra;’’Hayır savaş bitmedi,asıl savaş şimdi başlıyor’’sözünü unutmamamız gerekiyor. Bu ekonomik, iktisadi savaşı ancak ;çok çalışarak ,üreterek,tasarruf yaparak kazanabiliriz… Çok çalışmamız lazım. Kadim kültürümüzden gelen’’ Emaneti ehline verme’’ ve en önemlisi ‘’adil olma’’ ilkesinden bir milimetre bile şaşmamalıyız. İktisadi savaşlar ülkesini, vatanını, bayrağını, paradan daha çok seven ekiplerce kazanılabilir…

Avrupa Futbol Şampiyonasından sürpriz bir şampiyon çıktı. Portekiz… Darısı başımıza. Bu planlama, bu koordinasyon ve uygulamalarla şampiyon olma durumumuzun hayal olduğunu da hemen belirtmeliyim.

Süper Lig 19 Ağustos akşamı Adanaspor-Bursaspor maçıyla start alacak. Lig uzun bir maraton… Ekip olabilmeyi beceren, ofansif ve defansif özelliklerini geliştirmiş, dikine top oynamayı başaran, takım kültürü ve takım coşkusu ileri seviyelerde olan ve iyi yönetilen takımların, ligde daha başarılı olacağına inanıyorum.

Kulüp yönetimi meselesine ayrı bir paragraf açmak gerekir. Ülkemizde Süper ligde son yıllarda en iyi yönetilen kulübün Beşiktaş olduğunu gözlemliyorum. Lojistik eksikliklerine (teknik ekip, yedek kulübe, para vb.)rağmen şampiyonluk ipini göğüslediler.Ancak; Süper kupa finalinde izlediğimiz Beşiktaş şampiyonlar liginde çeyrek final göremez. Takımda büyük teknik sorunlar var ve bu sorunları giderecek teknik adam asla Şenol GÜNEŞ ve ekibi olamaz. Başarılı Beşiktaş yönetiminin en büyük hatası Şenol Güneş ekibiyle yola devam etmesidir diye düşünüyorum. İnşallah ben yanılırım.. Fenerbahçe spor kulübü ise donanım açısından ülkemizin en yeterlilikleri olan kulübü olmasına rağmen, son iki yıldır yönetim zaafları ve yansımaları sebebiyle şampiyon olamadı. Fenerbahçe spor kulübünde teknik yönetim ile futbolcular arasında psiko-sosyal sorunlar var. Bu patolojik durum başarısızlıklara sebep oluyor.  Hastalık devam ediyor… Yazımın ön araştırmalarını yaparken FB Teknik Direktörünün görevden alındığını öğrendim. Şahsen Fenerbahçe kulübünün Alman bir teknik adamla yoluna devam etmesi gerektiğine inanıyorum. İyi bir teknik ekiple Fenerbahçe şampiyonluğun en güçlü adayı olur. Galatasaray geçen yıl yakalandığı ağır rahatsızlıktan kurtulmaya çalışıyor. Ayrıca önemli maddi sorunlarla da cebelleşiyor. Trabzonspor yeni yönetimiyle yeni başarılar elde etmek için çabalıyor. Kronik ağır sorunları var. Ersun hocamın da bu yılın yapılanma yılı olduğunu beyan ettiğini belirteyim. Trabzonspor fabrika ayarlarına dönerse bu sene ilk 5-10 içinde kendisine yer bulur. Trabzonspor’un Ersun hocamla beş yıllık uzun vadeli bir sözleşme yapması gerektiğini düşünüyorum. Diğer kulüplerimize de örnek olur.2016-2017 Sezonunda Başakşehir, Konyaspor,Kasımpaşa,Bursaspor,Akhisar ve Osmanlıspor  takımları da ligimizi forse edeceklerdir. Eskişehir ve Sivas takımlarının da PTT 1. Lig’de bu yıl misafir olduklarına inanıyorum.2017-2018 Sezonun da Süper lige geri döneceklerdir diye düşünüyorum…

14 Ağustos akşamı Süper Kupa finalini hep birlikte izledik. Doğrusunu isterseniz her iki takımda beni hayal kırıklığına uğrattılar. Beşiktaş’ın kalede, savunmada, orta alanda ve ileri ucunda büyük eksikleri var. Takımın iskeleti yok dersek yanlış olmaz. Beşiktaş takımında ikili mücadele kazanacak, hava topu alacak, agresif Melo tipli oyuncuya acilen ihtiyaç var. Şahsen Beşiktaş futbol takımının çağdaş ölçülerde antrene edildiğine inanmıyorum. Teknik direktörlerimizin büyük bir bölümü futbol ülkelerinin 20 yıl gerisinde diye düşünüyorum. Biyoloji, beslenme, antrenman tekniklerini bilmeyen, bilimi kullanamayan bir takımın yarışmacı takım olma şansı yok… Ülkemizde bu konunun bilim adamları tarafından araştırılması gerekir diye düşünüyorum.

Teknik adamlarımız bilime ne kadar yakın?

Bilim antrenmanlarda ne kadar kullanılıyor?…

Futbol antrenörlerini doğru seçiyor ve eğitiyor muyuz?

Futbol oynamış olmak antrenör olmak için yeterli kriter midir? Akademik donanım da önemli değil mi?

 Önümüzdeki günlerde AYDINSPOR 1923 takımımızla ilgili bilgilendirici yazılarımıza devam edeceğim. Gelen ve biriken haberler iç açıcı değil…

Sağlıkla kalın, sporla kalın…