15 Temmuz 2015 tarihinde Nazilli’de yaşanan çöp olayı üzerine bir yazı yazmıştım.

Yazı Aydınpost arşivlerinde mevcut, isteyen oradan okuyabilir.

Yazımda Büyükşehir Belediyesinin ismine yakışır şekilde davranmasını ve Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğunda olan çöp depolama görevini medeni ölçülere göre yerine getirmesini talep etmiştim.

Aradan geçen bunca zamana rağmen Büyükşehir tarafından hizmet olarak yansıyan bir gelişme olmadı.

Gelişmeyi bırak, gelişmeye dair herhangi bir emare de ortada görünmüyor.

Belediyeler kendi imkânlarıyla çöpleri toplayıp “Vahşi depolama” yöntemiyle bertaraf etmeyi sürdürüyor.

O yazıda sorduğum sorular hala tazeliğini ve anlamını koruyor.

Büyükşehir ise duymamakta ısrar ediyor.

Sürece kısaca değinelim;

Nazilli Belediyesinde yönetime yeni seçilenler 2009 yılında çöp sorununun çözümü için çalışmaya başladı.

Çevre belediyelerle kurulan birlik vasıtasıyla Aydın’ın doğu bölgesinde toplanan çöplerin bertarafına yönelik “Katı Atık Bertaraf Tesisi” için kollar sıvandı.

Aranan kriterlere uygun arazi arayışına girildi.

Aranan kriterler neydi?

Katı atık depolama tesisinin kurulumu için;

1- Tesis yeri kapalı vadi olacak

2- Kuzey rüzgârlarının getireceği pis kokudan şehir halkı etkilenmeyecek.

3- Tesis su kaynaklarının kirlenmesini engelleyecek uzaklıkta,

4- Yerleşim yerlerine en az kuş uçumu iki kilometre mesafede kurulacak.

Nazilli Belediyesi uzun araştırmalardan sonra istenen yeri bulmuş, Sailer mahallesindeki mülk sahibine, 30 dönüm arazinin bedelini ödeyerek satın aldı.

Arazinin yanında bulunan 50 dönüm hazine arazisi projeye dâhil edilerek arazi toplamda 80 dönüme çıkarıldı.

Çalışmalarına devam eden Nazilli Belediyesi, arazi üzerine kurulacak tesis için yurt dışında araştırmalara yönelmiş, oradaki tesisleri inceleyerek benzer proje için ihaleye çıkmış, ihale sonucu Ankaralı bir firmaya 100.000 tl karşılığında proje hazırlatmıştır.

Ne var ki, proje hayata geçmeden hükümet tarafından Büyükşehir yasasıyla Aydın Büyükşehir olunca, Katı Atık Bertarafı Büyükşehir Belediyesinin görev alanına girmiştir.

Nazilli Belediyesi tarafından sorumlu belediyecilik gereği hazırladığı projeyi Büyükşehir Belediyesine teslim etti.

Yıl 2017 aylardan Ağustos.

Büyükşehir cephesinden şehir halkına bir müjde yok.

Sadece ilin doğu bölgesi değil, güneyi, batısı ve merkezi içinde bir gelişme yok.

Hala eski düzen devam ediyor.

Halkımız mağdur ama, Büyükşehir algı yönetmekle meşgul.

Dünyanın sekizinci harikası dediği ve aklımızla alay ettiği “Arapapıştı Kanyonu” da fiyasko çıktı.

Sulama amaçlı Kemer Barajında tutulan suya güvenerek tekne turu reklamı yapıldı.

Sulama amacıyla salınan sudan sonra gölde, özellikle kanyon bölgesinde tekne yüzdürülemiyor.

Sadece yüzdürülmüyor değil.

Aldığım bilgilere göre kurulan iskeleye yanaşıp ‘Turist’ bindirilemiyor.

Bu hesapsızlığın faturasını DSİ’nin suyu salıvermesine bağlayarak kendilerini kurtarmaya çalışılıyorlar.

Kanyonun büyük iddialarla tanıtımı yapıldı, ulusal kanallar davet edildi haberler yapıldı veya yaptırıldı.

Bütün bunlar yapıldı ama “Arapapıştı Kanyonu” için, fizibilite çalışması yapılmadığı ortaya çıktı.

Bırak öyle ince hesapları veya DSİ’den bilgi almayı, göl etrafında yaşayan köylülere sorulsaydı, köylüler gölün mevsimlere göre su seviyesi hakkında bilgi verirlerdi.

Bunu da yapmamışlar.

Aldığım duyumlara göre şimdi DSİ’yi suçluyorlar.

Allah aşkına siz büyükşehrin gelirlerini nereye harcıyorsunuz?

Çıkıp millete hesap verin.

Geliriniz, gideriniz nedir?

Bütçenizin ne kadarını yatırıma, ne kadarını reklama, tanıtıma, sosyal projelere harcıyorsunuz?

Bunları açıklayın bilelim.

Şeffaf yönetim istiyoruz.

Sayın Çerçioğlu, bize masal anlatmaktan ve uçuk kaçık hikâye yazmaktan vazgeçin.

Aydın sizin sandığınız gibi “Alice’nin (Özlem’in) harikalar diyarı” değil.

Sıkıntı büyük.

Hizmet üretemiyorsunuz, bari işinizi yapın!

Susuzlukla boğuşan mahallelerden haberiniz de mi yok?