Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan grup adına dernek başkanı Fikret Duran, bir açıklama yaptı. Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 250'nci maddesinin değiştirilmesinin olumsuz sonuçlar doğuracağını söyleyen Duran, "Bu mahkemelerin mevcudiyetini ve yetkilerini tartışmaya açanlar, darbeciler ve çetelerdir." dedi. Duran, Fransa, İtalya, Almanya, İspanya ve İngiltere gibi birçok gelişmiş ülkede özel yetkili mahkemelere benzer yargı organlarının olduğunu vurguladı.

Boğaziçi Avukatlar Derneği Başkanı Fikret Duran, özel yetkili savcılık ve mahkemelerin kaldırılmasının Türkiye'yi kaosun hakim olduğu eski günlere götüreceğini söyledi. Duran, "Bugün bu mahkemelerin mevcudiyetini ve yetkilerini tartışmaya açanlar, eskisi gibi dokunulmazlık özleminde olan darbeciler ve çetelerdir." ifadelerini kullandı.

Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanan Boğaziçi Avukatlar Derneği üyeleri adına konuşan Başkan Fikret Duran, Fransa, İtalya, Almanya, İrlanda, İspanya ve İngiltere gibi birçok gelişmiş ülkede özel yetkili mahkemelere benzer yargı organlarının olduğunu vurguladı. AİHM'nin bu mahkemelerde yapılan yargılama usullerinin insan haklarına aykırılık teşkil etmediği yönünde kararlarının olduğunu ifade etti. Türkiye'nin, darbelerin ve muhtıraların birbirini takip ettiği fakat yapılanlardan hesap sorulamadığı, aydınların ve gazetecilerin öldürülmesiyle toplumun hep kaos ortamında tutulduğu, işlenen cinayetlerin faillerinin meçhul kaldığı ve suç işleyen kamu görevlilerinin yargılanamadığı günleri geride bıraktığını aktardı. Soruşturulamayan, dokunulamayan mihrakların daima toplum için tehdit olmaya, kara bir gölge gibi toplumu sarmaya devam ettiğini kaydetti. Duran, "Bugün toplumun darbecilere prim vermeyişinde, insanların çetelere boyun eğmeyişinde, mafyaya karşı hakkını arayabilmesinde, suç işleyen herkesin sıfatına, unvanına, sosyal konumuna bakılmaksızın yargılanabilmesinde, bu yapılara karşı eli güçlendirilmiş olan hakim ve savcıların görev yaptığı özel yetkili mahkemelerin, Ergenekon, Balyoz, KCK gibi önemli soruşturma ve kovuşturmalarının bulunduğu bir gerçektir. 21. yüzyılın Türkiye'sinde artık darbelerin olmayacağını iddia etmek yanılgıdır. Kirli devrin bazı uzuvlarına sondajlar yapılmış, fakat dev halen canlıdır. Suçla mücadelede uzmanlaşmış mahkemeler gerekliliktir. Bugün bu mahkemelerin mevcudiyetini ve yetkilerini tartışmaya açanlar, eskisi gibi dokunulmazlık özleminde olan darbeciler ve çetelerdir. Yıllarca kendilerine hiçbir kamusal ya da sivil otoritenin dokunamadığı bu çeteler, bugün artık kendilerine dokunulabilmesini hazmedememektedirler. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılması ya da yetkilerinin tırpanlanması konusunda bulanık suda balık avlayanlara fırsat verilmemelidir. Bu konuda değişiklik yapılacaksa kapalı kapılar ardında değil, açık bir şekilde tüm toplum kesimlerinin tepkilerine bakılarak, görüşü alınarak yapılmalıdır. Oldu-bittiye getirilecek her şey demokrasinin yıpranması anlamına gelecektir." dedi.