TEMA Vakfı Aydın İl Temsilcisi Mehmet Özdemir, Türkiye'de son dönemde yaşanan afetlerde iklim değişikliğinin yanı sıra su yataklarının insan müdahaleleriyle kontrol altına alınmaya çalışılmasının da büyük payı olduğunu belirtti.

Sinop ve Samsun'daki sellerde büyük toprak kaybı ve maddi yıkımın yanı sıra 9 kişinin hayatını kaybettiğini anımsatan Mehmet Özdemir,

"Temmuz ayının ilk haftasında Samsun'da yaşadığımız sel felaketinin yarattığı derin acıyı yüreklerimizde duyuyoruz. Kaybettiğimiz yurttaşlarımıza rahmet, yakınlarına ve aziz milletimize başsağlığı dileriz.

Bu ve benzeri yüreklerimizi dağlayan, can, mal ve toprak kaybına sebep olan olayların ardından şunu ifade etmek, söylemek zorundayız; 'Doğa değil, yaptığımız hatalar öldürüyor'. Bu felaketi tetikleyen dünyanın ve insanlığın bugüne dek karşılaştığı en büyük tehdit olan 'İklim Değişikliği'ni bir kez daha tartışmak, insanlık olarak bu konuda hala atmadığımız adımları ortaya koymak ve çok geç olmadan harekete geçilmesi için tüm karar alıcılara ve topluma ısrarla çağrıda bulunmaya devam etmeliyiz" dedi.

Fosil yakıt kullanımı, arazi kullanım değişiklikleri, ormansızlaşma ve çeşitli sanayi süreçleri gibi insan kaynaklı faaliyetlerin atmosferdeki sera gazı miktarının ve buna bağlı olarak küresel sıcaklıkların artmasına sebep olduğuna işaret eden Özdemir, "Dünya, şu an 1900'lerin başlarına göre 0,75 C derece daha sıcak, Avrupa ise 0,9 C derece daha sıcak durumda. Küresel sıcaklıklardaki artış, kuraklıkları arttırmakta, buharlaşma ve buna bağlı olarak havadaki nem oranını yükseltmekte. Artan nem oranı sebebiyle ani yağışlar, sel, hortum gibi aşırı hava olaylarının oranı çoğalmakta. Türkiye, iklim değişikliğinden en çok etkilenecek bölgelerden birisi olan Akdeniz Havzasında yer alıyor. Bilim insanları Akdeniz Havzası'nda yağışların doğudan batıya doğru yüzde 40'a varan oranlarda düşeceğini, Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu'daki kar kalınlığının azalacağını, artan yoğun ve anlık yağışlara bağlı olarak sel baskınları, sıcak hava dalgaları, şiddetli erozyon ve ülkenin orta ve güneydoğu kesimlerinde yer yer çölleşmeye varan kuraklıklar yaşanacağını öngörüyorlar" diye konuştu.

Ani yağışlara bağlı sel ve su baskınlarının Türkiye'de etkisini ciddi şekilde göstermeye başladığının altını çizen Özdemir, şunları söyledi: "Nisan ayında Elazığ'da gerçekleşen hortumda 6 kişi hayatını kaybetmiş, aynı hafta içerisinde Türkiye'nin dört bir tarafında şiddetli ve yıkıma sebep olan çok sayıda hortum gerçekleşmişti. 3 Temmuz'da Samsun'da gerçekleşen sel felaketinde de 9 kişi yaşamını kaybetti. Aynı gün Sinop'ta gerçekleşen sel felaketi can kaybına yol açmadıysa da ciddi bir toprak kaybı ve maddi yıkım yaşattı.Tüm bu kayıplarımızda iklim değişikliğinin yanı sıra,

yıllardır yaşadığımız feci tecrübelere rağmen hala nehir yataklarının yerleşime açılmakta ısrar ediliyor olmasının, su yataklarının insan müdahaleleriyle kontrol altına alınmaya çalışılmasının da büyük payı var.

Geride kaybedilmiş hayatlar bırakan, yaşam alanları ve en önemli doğal varlıklarımız olan toprağın kaybına neden olan bu felaketlerin sayı ve şiddetlerinin

hızla geri dönülemez noktaya yaklaşan İklim Değişikliği sebebiyle ciddi oranda artacağını Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli gibi önemli kurumların ve bu konuda yıllardır çalışan bir çok bilim insanının rapor ve araştırmalarından biliyoruz" 

aydinpost-twitter.png aydinpost-facebook.png