Aydın Belediye Başkanı İlhami Ortekin, yerel seçimlerdeki rakiplerinin dönemlerinde hizmete açılan önemli projeleri yıkmak istedikleri yönünde beyanlarda bulunduğuna işaret ederek, “Lanet olsun, bir oy uğruna kalp kırılır mı? Hak kime nasip ederse, halk kimi tensip ederse, gelir o yönetir” dedi.
Aydın"ı yönetmeye talip olan bazı adayların belediyenin halkın hizmetine sunduğu tesisleri yıkıp, yok ederek ve satmayı planlayarak seçim yarışına çıktıklarını iddia eden Başkan Ortekin, “Aydın'da taş taş üzerine koyanın kölesi olayım. Hepimiz olalım. Ya bu kin bu nefret niye. Bunu nasıl söylersiniz. Bu insanların bu çocukların rüyası olan bu güzelim tesisleri bile o hırsınız doğrultusunda, yok edemeyeceğiniz halde yok edecekmiş gibi davranıp da bu insanları niye telaşlandırırısınız. Size olan sempatileri, minimum sempatileri bile varsa onları niye yok edersiniz. Bırakınız bu insanlar sizleri de sevsin. Sizlere de hoşgörüyle baksın. Çünkü sevgi ve hoşgörünün çözemeyeceği hiçbir sorun yok. Ben onlarında belediye başkanıyım. Halkımın onları da çok sevmesini istiyorum. Ama ne olur hakla kontur hala gelmeyin. Bu şehrin, bu insanların ve bu ülkenin her zamanınkinden çok daha fazla birlik ve beraberliğe ihtiyacı var. Sevgiye ve hoşgörüye ihtiyacı var. Bunu bir birimizden esirgeme lüksümüz yok. Olmamalı da. Lanet olsun, bir oy uğruna kalp kırılır mı? Hak kime nasip ederse, halk kimi tensip ederse, gelir o yönetir” diye konuştu.
Aydın halkının hizmete açılan tesislerle şehirlerini daha çok sevdiğini ve daha çok sahiplendiğini savunan Başkan Ortekin, Aydınlı çocukların çağdaş tüm donatıları televizyon ekranlarında görmekten kurtulduğunu ileri sürdü. Çağdaşlık iddiası ile çıktıkları yolda şehre önemli tesisler kazandırdıklarının altını çizen Ortekin, şöyle konuştu: “Dünyada çağdaş olarak gördüğümüz kentlerde ne varsa bu tesislerin çoğalması; bu insanların şehirlerini, yaşadıkları beldelerini sevmelerini ve orada mutlu olmalarını, yaşamlarını orada sürdürmelerini dolayısıyla bir takım sıkıntılardan ve özentilerden dolayı göçlerin önlenmesini, şehirde bulunan herhangi bir şeyin şehir merkezinin dışındaki yerleşim alanlarında da bulunması, o insanların olduğu yerde mutlu yaşamasını sağlar. Bizim işimizde o zaten. Zira belediye başkanları seçimle olmayabilirdi. Bir bürokrat atanıp onların bu işleri yapması beklenebilirdi. Belediye başkanlarının seçilmesindeki neden şehrin geleceğini ve dolayısıyla da şehirlerin geleceği ile beraber ülkeni geleceğini misyon edinen, o misyonu harekete geçiren insanların göreve getirilmesidir. Bu da ancak seçilmiş insanlarla mümkün olabilir”