Molotof kokteylini 'silah' kapsamına alan önemli bir karar alındı. Özel Yetkili Van Cumhuriyet Başsavcı Vekilliği'nin açtığı KCK soruşturması kapsamında şüpheli sıfatıyla hakkında dinleme kararı bulunan Kadir C. ile 9 Şubat 2010'da başka bir dosyanın şüphelisi Yunus İ. arasındaki telefon görüşmeleri teknik takibe takıldı. "Yanımda tatlı falan getireyim mi?" diyen Kadir C.'ye, Yunus İ.'nin de "He valla getir" dediği kayıtlara girdi. Aynı saatlerde, başka bir soruşturmanın şüphelisi olan Cengiz T.'nin Yunus İ. ile yaptığı görüşmede, "Merhaba Yunus, bizim meyve sularını yaptık, güzel oldu yani hoş bir tat verdi iki tane de sana bırakmışız ha", Yunus İ.'nin de, "Tamam bende de iki tane var" şeklinde cevap vermesi üzerine Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri harekete geçti. Kadir C. ve Hakan Z. isimli iki şüpheli 4 adet molotof kokteyli, 16'lı havai fişek ve rampası ile yanıcı madde dolu şişelerle birlikte yakalandı. PKK'nın eylem çağrıları üzerine, Abdullah Öcalan'ın yakalanmasını protesto etmek amacıyla düzenlenecek eylemlerde kullanılmak üzere hazırlandığı belirlenen molotof kokteylleriyle yakalanan sanıklar hakkında, Van 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. 
 
SUÇ: SİLAH SAĞLAMAK 
"Silahlı terör örgütü üyesi olmak ve silahlı terör örgütüne silah sağlama suçu"ndan açılan dava geçtiğimiz günlerde karara bağlandı. Yaklaşık 1 yıl süren yargılama sonunda mahkeme, Hakan Z. le Kadir C'.ye "terör örgütüne silah sağlama" suçundan 12 yıl 6'şar ay hapis cezası verdi. Mahkemenin açıkladığı gerekçeli kararda, sanıkların toplumsal olaylarda güvenlik güçlerine, araçlarına, kamu ve özel mülkiyete ait mallara karşı yapılacak saldırılarda kullanılacak molotof kokteylleri, havai fişekler ile molotof kokteyli yapımında kullanılan ve kullanılacak yanıcı maddeleri nakillerinin "terör örgütüne silah sağlamak" suçunu oluşturduğu belirtildi. Yasada failin bu maddeye göre cezalandırılacağının açıkça belirtilmemesinin doğru olmadığının belirtildiği kararda, "Sanıklarda ele geçen molotof kokteyllerinin sayısının 4 olması bu maddenin uygulanmayacağı anlamına gelmemelidir. Zira 4 adet molotofun örgütün talimatları doğrultusunda sözde 15 Şubat eylemlerinde güvenlik güçlerine ve araçlarına, kamu ve özel mülkiyete ait mallara ve yine olaylarla herhangi bir ilgisi olmayan vatandaşlara yönelik saldırılarda kullanılmaya ve istenen amacın gerçekleştirilmesine elverişli olduğu açıktır" denildi. 
 
SERAP ESER ÖRNEĞİ 
Yasa koyucu tarafından silahların cins, miktar ve özelliğine göre bir ceza silsilesi şeklinde düzenleme yapılmasının uygun olacağının belirtildiği kararda, Kasım 2009'da İstanbul Küçükçekmece'de İETT otobüsüne molotof kokteyli atılması sonucu yanarak yaralanan ve hayatını kaybeden lise son sınıf öğrencisi Serap Eser örneği verildi. Olayın tek bir molofofkokteylinin bile toplum ve insan hayatı açısından hangi sonuçlara yol açabileceğini göstermesi açısından önemli olduğ kaydedildi. 
 
AVCI, 'LİKİT BOMBA OLSUN' DEMİŞTİ 
Molotofkokteylinin "likit bomba" statüsüne sokulmasını ve molotofçulara karşı polislere ateş izni verilmesi talep eden Adana Emniyet Müdürü Mehmet Avcı, yeni bir tartışma başlatmıştı. Molotofkokteyllerinin atılması sonucu üzücü olayların yaşandığını vurgulayan "Bu meyve değil ölüm kokteyli. Bu çok özel bir bomba ve herkes yapamaz. Yapsa bile o neticeyi alamaz. Türk Ceza ve Terörle Mücadele Kanunu'na "likit bomba" olarak girmesi gerekmekte. Bu bomba insanların ölümüne, evlerin, iş yerlerinin yanmasına neden olmakta. Emniyet güçlerine vurabilme yetkisi verilmeli ve molotofçu o an vurulmalı. Yoksa daha çok canımız yanar" demişti.