Otizm genellikle ilk 3 yaşta başlayan ve hayat boyu devam eden, kişinin etrafıyla sözel ve sözel olmayan şekilde uygun ilişki kuramaması şeklinde ifade edebileceğimiz gelişimsel bir bozukluktur. Günümüzde basit testler ile tanısı erken konulabilmektedir. Erken tanı ve uygun rehabilitasyon programı bu vakaların hayata kazandırılmasında büyük rol oynamaktadır.

Otizmin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Genetik olduğu düşünülmektedir. Erkeklerde kızlara oranla daha sık görülür. Otizmlilerin %70'inde zekâ geriliği vardır. %'10 unda ise üstün zekâ görülebilir. Otizm ile birlikte dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygu durum bozuklukları ve epilepsi görülebilir.[1]

Son 25 yılda eğitim konusunda biraz yol alınabildi. Özellikle Köksal Toptan’ın bakanlığı dönemin önemli bir ivme kazandı, çünkü onun da bir engelli çocuğu vardı. Toplum zaten yöneticileri ile birlikte engellilere hep acıyarak yaklaştı. Eğitimciler bu konuda iyi kötü bilinçlendirildi ama genel eğitimde bakanlığın, okul idarelerinin ve velilerin akademik başarı baskısı, kalabalık sınıflar vb. öğretmenlerin özel eğitim adına yapabileceklerini sınırlar hale getirdi.

Aslında engellilere yönelik ayrımcılık bir suç ve toplum bunu bilmiyor. Veliler okullarında özel eğitim sınıfı istemiyorlar. Ülkemizde asıl sorun ise özel gereksinimi olup olağan gelişim gösteren akranlarıyla aynı sınıfta eğitim görenlerin yaşadıklarıdır. Bu çocukların bir kısmı maalesef kendi öğretmenleri tarafından istenmiyor. Ülkemizde engellilere yönelik araştırma merkezleri yok, özel mahkemeler ve uzman hukukçular yok. Mevcut iktidar engellilere ve ailelerine çok önemli imkânlar sundu. Ancak bunlar daha çok ekonomik ve sosyal güvenlik ile sınırlı kaldı. İşin sosyolojik kısmı ihmal edildi. Olumsuz tutum değiştirecek faaliyetler sınırlı kaldı.

İşin bir başka boyutu da engelliler ve aileleri kendi haklarını yeterince bilmiyorlar. Bu hakları nasıl öğreteceğimiz konusunda da çalışma yok. Toplumun ve ailenin eğitilmesi, izlenmesi ve desteklenmesi gerekir. Bu meseleyi çözmesi gereken politikacılar, akademisyenler, hukukçular ve sosyologlar da suçlu. Herkes külahını önüne koyup düşünmesi gerekir.

Gelelim Aydın’a. İlimizde çok sayıda otistik çocuk bulunmakta. Ayrıca otistik öğrenci sayısı da giderek artmakta. Şu anda otistik öğrencilere özel eğitim veren sadece Tepecik’te bir okul ile Fitnat Azizler okulunu bahçesinde eğitim veren iki okul var. İlimizin bu konuda oldukça fazla ihtiyacı var. Ancak bu çocuklara gerekli eğitimleri verecek yeterli sayıda okul yok. Bu konuda duyarlı kişiler yoğun çaba harcamakta ama sonuç almakta zorlanıyorlar.

Aydın'da eğitime açılmayı bekleyen otizmli çocuklar okulları var, nedense açılamıyor.

Aydın’da Güzelhisar ilkokulunun bahçesinde, Umurlu Mahallesi’nde ve Kızılcaköy Mahallesi’nde otizmli çocuklar için eğitime hazır hale getirilmiş okullar mevcut. Ne var ki bu okulların (Umurlu ve Kızılcaköy) eğitime açılması velilerin, “okulların merkeze uzak olması” gerekçesi ile Valiye şikâyet etmeleri üzerine açılmadığını söyleniyor. Güzelhisar İlkokulu’ndaki okulun ise neden açılmadığını anlamak mümkün değil. Umurlu’daki okul açılırsa Fitnat Azizlerdeki okul buraya taşınıp eğitimini daha iyi şartlarda verecek.

Elbette bu tür okulların merkezde olması savunulabilir ama Umurlu Mahallesi merkeze sadece 10 km, Kızılcaköy Mahallesi ise daha yakın konumda. Şimdi biz büyükşehir olduk diye övünüyoruz ya, büyükşehirlerde bu uzaklıklar yakın kabul görüyor. Yani bu mesafeler uzak sayılmaz hatta büyük şehirlere göre yakın bile sayılır. Ayrıca engelli öğrenciler okullara, evinden alınarak okula kadar servis ile taşınmakta, öğle yemeği verilmekte ve yeterince öğretmen ve yardımcı personel bulunmaktadır.

Yakın gelecekte gerek beslenme şartlarından, gerek çevresel faktörlerden, gerekse genetik yapıdan dolayı her iki çocuktan birisinin otizmli olacağı söyleniyor. Yani İlimiz de otizmli çocuklar için yeni okul açılması oldukça gereklidir. Ülkemizin şu anki eğitim sisteminde bütün engelli çocukların kaynaştırma eğitimine alınması olanaksızdır. Zaten özel eğitim; kaynaştırma, özel eğitim sınıfı ve özel eğitim okulu olarak sürdürülmektedir ve bu öğrencilerden kaynaştırma eğitimi ve özel eğitim sınıfında eğitimi yürütülemeyecek çocuklar uzmanlarca incelenip veli görüşü ile özel eğitim okullarına yönlendirilmektedir. Yani özel eğitim okulları şu an için bir zorunluluktur.

  1. gelmişken Umurlu’daki okul hakkında bir şeyler yazmak isterim. İki yıl önce Umurlu’da görev yaparken adı geçen okulu gezme fırsatım oldu. Tam donanımlı modern bir binaydı. Okul anaokulu olarak yapılmış ama açılmadan 2015-2016 eğitim öğretim yılında İmam Hatip Lisesi olarak hizmete girmiş. Okulu gördüğümde çok az öğrenci vardı, şaşırmıştım. Koca okulda görevli sayısından az öğrenci vardı. Sanırım o zamanki il ve ilçe milli eğitim müdürleri iktidara şirin gözükmek için bu yola başvurdular. Sonuçta okul öğrenci azlığından dolayı varlığını sürdüremeyip kapatıldı. Şimdi bu okul atıl durumda bekliyor. Umarım Sayın Valimiz bu konuya duyarlı davranıp kısa sürede bu okulun Otistik öğrencilerin öğrenim göreceği bir okula dönüşmesine izin verir.

Sonuç olarak birisi Umurlu’da, diğeri Kızılcaköy’de, bir diğeri ise Güzelhisar İlkokulu bahçesinde engelli çocuklar için eğitime hazır olarak açılmayı bekliyor. Türkiye’de yeni uygulamaya başlanan engelli çocuklar için 0 - 7 yaş arası okul öncesi “erken çocukluk eğitimi” ve anaokulunu kapsayan bir eğitim kurulması gereken tek şey Sayın Valimizin duyarlı davranıp gerekli emirleri vermesi, yoksa bunu vebali oldukça ağır olacaktır. Ayrıca Sayın Valimize kaç veli şikâyete gitmiş bilmiyoruz. Birkaç veli şikâyet etti diye oldukça fazla oranda ihtiyaç duyulan eğitim kurumlarının açılmaması üzücü bir durum oluşturmaktadır. Devlet gerektiğinde önemli kararları alır ve uygular. Her şeyi şikâyete dayandırmak doğru değildir. Eğitime hazır bekleyen bu okulların velilerdeki tereddütlerin giderilerek açılması gerekir.

Bir de yaşı geçtiği için okul dışı kalan engelli çocuklarımız var, birçok ilde halk eğitim merkezlerince kurs eğitimi olarak okulların uygun alanları tahsis edilirken Aydın 'da nedense bu çocuklar görmezden geliniyor, sokağa salınıyorlar. Aydın'daki ilgili kurumları ve yetkililerin bu konuya duyarlı olmaları gerekir. Bu öğrenciler çok şey istemiyorlar, kendileri için eğitim verecek bir kurum bulunması ve burada kendilerini geliştirmeleri. Devletin elinde bu öğrencilerin eğitimine verilebilecek çok sayıda bina olduğuna inanıyorum. Bunlardan birini tahsis etmek bu kadar zor olmamalı. Sayın Valimiz isterse bu konuyu da bir günde çözer.

Son söz; özel eğitim olmadan çağdaş eğitim olmaz.

 

[1] https://www.medicalpark.com.tr/otizm-nedir-belirti-ve-tedavi-yontemleri-nelerdir/hg-1743

Aydınpost ANDROID'de TIKLA YÜKLE! Aydınpost APPSTORE'da TIKLA YÜKLE!