İngiltere'den Manavgat'ın Side Mahallesi'nde bulunan 5 yıldızlı otele tatil için arkadaşı Mary Meyers Kayley'le gelen Pegram Reece, 12 Mart'ta kaldıkları otelin balkonundan düşerek hayatını kaybetti. Jandarma tarafından yapılan araştırmada, sevgililerin olaydan önce odada tartıştıkları ve kavga ettikleri belirlendi. Gözaltına alınan Mary Meyers Kayley, işlemlerinin ardından sevk edildiği Manavgat 2'nci Sulh Ceza Hakimliği tarafından 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı. Antalya Adli Tıp Kurumu'na götürülen Pegram Reece'in cenazesinde yapılan incelemede, kokaine rastlandı.

'30 METRE YÜKSEKLİKTEKİ BALKONDAN DİK OLARAK YERE DÜŞTÜ'

Manavgat Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, şüphelilerin 11 Mart'ta tatil yapmak amacıyla Side'ye geldikleri belirtilerek, Pegram Reece'nin saat 03.00 sıralarında güvenlik görevlisi tarafından otel odasının balkon kısmının tam alt kısmında yüz üstü yatar ve hareketsiz şekilde bulunduğu anlatıldı. İddianamede, "Maktulün yaklaşık 30 metre yükseklikteki balkondan dik olarak yere düştüğü, sonrasında yüz üstü yere yığılarak kafasını da düşmenin şiddetiyle betona vurarak öldüğüne dair kanaat oluşturduğu, otopsi raporu ile bu durumun da örtüştüğü anlaşılmıştır. Otel odasında yapılan incelemelerde çift kişilik yatak üzerinde bulunan çarşafta ve yastıkta, duvarların üzerinde ve balkon kapısının hemen önünde kan lekeleri olduğu, otel odasında herhangi bir kesici, delici ve yaralayıcı aletin bulunamadığı tespit edildi" denildi.

ALKOLLÜ OLDUĞU İÇİN ODASINA GÖREVLİLER ÇIKARDI

Pegram Reece'in aynı gün saat 20.00 sıralarında lobide alkollü içecek istediği ancak aşırı alkollü olması nedeniyle alkol verilmediğinin belirlendiği kaydedilen iddianamede, maktul ve arkadaşının kaldığı odanın yanındaki odada kalanların ifadelerinde, olay günü bahse konu otel odasından kavga sesleri geldiğini duyduklarını anlattığı belirtildi. İddianamede, şüpheli Mary Meyers Kayley'in 12 Mart günü saat 22.00 sıralarında gelerek maktul ile tartıştıklarını elini kestiğini söylediği, aşırı alkollü olduğu için odasına otel görevlileri tarafından çıkarıldığı bu sırada maktulün odada olmadığı ancak odada içki bardaklarının kırık şekilde yerde olduğu ve etrafta kan izleri olduğunun görüldüğü ve durumun kolluk birimlerine haber verilmeyerek odanın temizlenmeye çalışıldığının anlaşıldığı, kolluk ekiplerine haber verildikten sonra şüphelinin bahse konu otel odasında yarı çıplak vaziyette yakalanarak gözaltına alındığı anlatıldı.

'İNTİHAR ETMEK İSTEMİŞTİ'

İddianamede Mary Meyers Kayley'in de ifadesine yer verildi. Olay günü birlikte alkol aldıklarını, dövme yaptırmaya gittiklerini, dövmecide tavla oynadıklarını anlatan Kayley'in ifadesinde, 'Pegram Reece, İngiltere'nin önemli uyuşturucu satıcılarındandır. Burada uyuşturucu alabilecekleri yer olup olmadığını sordu. Dövmecidekiler, uyuşturucunun Türkiye'de yasak olduğunu, bulamayacaklarını söyledi' dediği yer aldı. Tutuklanma korkusu nedeniyle Reece'yi uyardığını ve saat 18.30 sıralarında otele gidip yattığını söyleyen Kayley, ifadesinde şunları anlattı:

"Ölen şahıs cep telefonumdan aradı ve otel çalışanları ile otel odasının kapısına geldi. Alkollü olduğundan otel görevlileriyle tartışıyordu. Ben kendisine sakin olmasını söyledim. Ancak beni dinlemedi, itekleyerek saçımdan tutup yere attı. Şahıs kargaşa çıkarınca otel çalışanları onu odaya girmeden çıkardı. Ben de kapıyı kapattım. Bu duruma çok sinirlendim ve şahıstan ayrılmak istedim. Ayrıca sinirliydim, onun bütün eşyalarını bavula koydum ve odanın balkonundan atmak istedim. Ancak tam bunu yapacakken bavulun ağzı açıldı ve bir kısım giysiler balkona döküldü. Daha sonra bütün hepsini toparlayıp aşağı attım. Bu olay 20.15 sıralarında gerçekleşti. Şahıs bu saatten sonra hiçbir şekilde odaya girmedi. Kolluk ekipleri saat 03.00 sıralarında beni gelip odamdan alana kadar şahıs benim odama hiçbir şekilde gelmedi, ben de odadan hiçbir şekilde çıkmadım. Olaydan 1 gün önce ölen şahıs psikolojik sorunları olduğu için intihar etmek istemişti. Ben bu sırada duşa girmiştim, duşa girdiğimde yanlışlıkla sadece sağ baş parmağımı kesmiştim. Duştan çıktığımda şahsın balkonda şeytani bir şekilde kendi kendine güldüğünü gördüm ve intihar etmek istediğini söyledi, ben kendisini engelledim. Bu sırada sağ baş parmağımdaki kanlar odada yere ve duvarlara sıçradı. Ancak yatakta ve yatağın üzerinde bulunan kanlar aynı gece şahısla cinsel ilişkiye girmemiz sırasında olmuştur. 12 Mart günü ben şahsın balkondan eşyalarını attıktan sonra, şahsın beni aldattığı eski kız arkadaşı benim telefonuma beraber olduğu fotoğrafları attı. Ben bu duruma çok sinirlendim. Odada yalnız bulunduğum esnada bardağı duvara fırlattım. Bardak kırıldı ancak bu esnada benim vücudumda herhangi bir yaralanma olmadı. Ben kimseyi öldürecek biri değilim. Ben kendisini çok seviyorum, kesinlikle onu öldürecek veya balkondan atacak bir durumum yoktur. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum."

ÖMÜR BOYU HAPİSLE CEZALANDIRILMASI TALEP EDİLDİ

İddianamede, şüphelinin maktul ile aralarında kıskançlık sebebiyle çıkan tartışma sonrasında alkolün de etkisiyle ilk önce maktule ait kıyafetleri konakladıkları otel odasının balkonundan aşağıya attığı, sonrasında bir şekilde etkisiz hale getirdiği maktulü yine konakladıkları otel odasının balkonundan aşağıya atıp ölümüne sebebiyet vererek üzerine atılı 'kasten öldürme' suçunu işlediği belirtilerek, Mary Meyers Kayley'in 'kasten öldürme' suçundan ömür boyu hapisle cezalandırılması talep edildi.

'CAM KIRIKLARI ELİMİ KESTİ'

Davayla ilgili yargılamanın ilk duruşması, dün Manavgat 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya, tutuklu sanık Mary Meyers Kayley ve avukatı Muhammet Murat Göl katıldı. Mahkemede yeminli tercüman eşliğinde ifade veren Kayley, olay günü kendisinin alkol ve uyuşturucu etkisi altında olduğunu, ayrıca kendisinin İskoç aksanıyla İngilizce konuştuğunu, bu nedenle söylemediği şeylerin de daha önce alınan ifadesinde yazıldığını savundu. Mahkeme başkanının, kolluktaki tercümanla, duruşmadaki tercümanın aynı kişi olduğunu hatırlatması üzerine Kayley, daha önceki ifadelerini kabul etmediğini söyledi.

Kayley mahkemede verdiği ifadede, Reece ile odada uyuşturucu kullanmak suçundan tartıştıklarını, bu sırada bardağın kırıldığını anlatarak, "Cam kırıkları elimi kesti, ben de elimi yıkamak ve sakinleşmek için banyoya gittim. Yaklaşık 20 dakika kadar sonra tuvaletten çıktığımda Reece odada değildi. Kapı kapalıydı, belki balkondadır diye balkona baktım ama yoktu. Daha sonra yatağa girdim ama elimdeki kanama durmadı. Lobiye indim, bu sırada alkollü olduğum için ayakkabılarımı giymeyi unutmuşum. Resepsiyona Reece'i görüp görmediklerini sordum, oradakiler beni anlamadı ve odama geri gönderdi. Sonra uyumuşum, polisler geldi. Ben Reece'in öldüğünü 12 saat sonra öğrendim. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum" dedi.

Duruşma, sanığın Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'na sevk edilerek psikolojik durumuna dair rapor alınması ve dosyadaki eksiklerin giderilmesi için ertelendi.