İftarda kısa sürede aşırı ve ağır gıdaları yemek alışkanlığını bırakmak  kalp krizi riskini büyük ölçüde azaltabilir

Kalp ve damarlarda meydana gelen bir çok önemli durumu tanımlayan bu hastalıklar arasında; kalp krizi ve felçler en sık görülenlerdir.

Bunun yanı sıra; hipertansiyon, göğüs ağrısı, kan dolaşım bozukluğu ve anormal kalp atışları da görülen diğer kalp hastalıklarıdır. Kalp kaslarına giden kan akım miktarının tümüyle durması ya da azalmasından kaynaklanan iskemik kalp hastalıkları ise; ölüm nedenlerinin dörtte birini oluşturmaktadır.

Bu tip kalp hastalıklarının nedeni; damar sertliği olarak bilinen aterosklerosiz'dir. Kolesterol ve yağlı maddeler damar çeperlerinde birikerek damarın daralıp esnekliğinin kaybolmasına neden olur ve bunun sonucu olarak kalp krizi riski artar. Bu durum yaşla beraber, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak değişebilmektedir.

ORUÇ KORONER KALP HASTALIĞINDAN KORUR

Oruç pıhtılaşmayı azaltır, koroner kalp hastalığında koruyucudur!

Oruç tutanlarda kalp damar sisteminde pıhtılaşma olaylarının azaldığı gösterilmiştir. Gene oruç tutanlarda iyi huylu diye bilinen yararlı kolesterol (HDL) artmakta, kötü huylu kolesterol ile trigliserit düzeylerinde azalma olmamakta ancak yükselme de olmamaktadır. Koroner kalp hastalığı için bir risk faktörü olan homosisteinin oruç tutanlarda en düşük düzeylere gerilediği gösterilmiştir. Bu bulgularla sağlıklı kişilerde, orucun koroner kalp hastalığından koruduğu söylenebilir.

Ramazan ayı boyunca hastanelerin acil servisine başvuran oruçlular, önceden hastalığı bilinmeyenler bunun dışında tutulursa, büyük çoğunlukla oruç süresinde değil, iftarla sahur arasında tokluk süresinde rahatsızlanarak gelirler. Demek ki iftarda kısa sürede aşırı ve ağır gıdaları yemek alışkanlığı olmazsa Ramazan'da kalp krizleri büyük ölçüde azalacaktır.

KALBE KİVİ, TANSİYONA ŞEFTALİ, KAYISI, MUZ

Kivi doğal bir kan sulandırıcıdır. Ve eğer mümkünse Ramazan ayı süresince günde bir adet kivi tüketimi kalp hastaları için faydalı olacaktır.

İçerdiği potasyum açısından tansiyon yükselmesini engelleyen bu meyveler, Ramazan ayıda sahur ve iftsr sonrası aralarda tüketilebilir. Yine mide rahatsızlığı olmayan bireyler iftar sonrası her saat başı 1-2 bardak limonlu su içerek tansiyonlarını kontrol altında tutabilirler.

KALP HASTALARININ HEPSİ ORUÇ TUTABİLİR Mİ?

Koroner kalp hastalığı tedavi edilmemiş kişiler için oruç riskli olabilir. Özellikle bol yağlı kalorili ve hızlı yenen iftar yemeklerinden sonra kalp krizi geçirme riski yüksektir.

Hızlı ve aşırı yemek sonrası sindirim sisteminin kan dolaşımı artar bu da kalbe yüzde 20 daha ilave yük getirir ve bu aşırı yük kalp yetersizliğine yolaçabilir.

Düzenli ilaç kullanımı olan kalp damar hastalarının ilaç, yemek, uyku gibi tüm aktivitelerinin düzenli olması gerektiğinden Ramazan'da oruç tutmanın doğal gereği olarak bu düzen bozulabilmektedir bundan dolayı bu tip hastalar oruç tutmamalıdır. Ancak hekimleri tarafından ilaç düzenleri oruç haline gore ayarlandığı taktirde ve iftar ile sahur beslenmesine özen gösterildiği durumlarda tutulabilir.

SAKINCALI DURUMLAR

Kalp yetersizliği, damar hastalığı, ritim bozukluğu gibi kalp hastalıkları taşıyan kişiler ile şeker ve böbrek rahatsızlığı olan kalp hastaları için beslenme tedavisi çok önemlidir. Bu tür hastalıkları olan kişilerin de oruç tutması sakıncalıdır.

Bazı hastalar mutlaka oruç tutmak istemektedirler. Eğer hastalık tedaviyle kontrol altında ve hastanın kardiyoloğu tarafından aksi belirtilmemişse diyet kurallarına uymak suretiyle oruç tutabilirler.

En iyisi oruç tutmak isteyen hastaların, kendi durumunu en iyi bilen doktoru ile görüşüp izin alması ve tedaviye ilişkin gereken düzenlemelerin buna göre yapılmasıdır.

KORONER KALP HASTALARI NELER YEMELİ?

Kalp hastalıklarında uygulanması gereken beslenme tedavisi, sağlıklı kişilere de sağlıklı yaşamlarını sürdürmeleri için tavsiye edilen bir beslenme tarzıdır aynı zamanda ve bu beslenme tarzı Ramazan'da daha büyük bir önem kazanmaktadır.

Bu anlamda genel korunmaya ve Ramazan ayına yönelik önerileri sıralayacak olursak:

* İftarda ve sahurda hızlı ve ağır yemekten kaçının.

* Özellikle şarküteri gıdalar, çok salçalı yemekler, çok tuzlu besinler, kızartmalar, ağır ve yağlı gıdalarda uzun süre açlıktan sonra hem mide şikayetlerini artırmaktadır hem de kalp krizi geçirme riskini artırmaktadır. Bu tip gıdardan uzak durulmalıdır.

* İftarda kesinlikle hızlı yemek yememelidir. Öncelikle hurma, ekmek ve peynirle ya da çorba ile hafif bir kahvaltı yaparak yemeğe başlanmalı ve ardından bir 10 dakika ara verilmelidir. Bu arada isteyenler çaylarını içebilir ya da ibadetlerini yapabilirler.

* Bu aranın ardından ana yemeğe geçilebilir ve bu kısımda da yine mümkün olduğunca sebze ve az yağlı etler ile yoğurt ayran gibi besinler tercih edilmeli, miktarlarda aşırıya kaçılmamalıdır. Kızartılmış, hamurişi, şekerli ve kremalı gıdalar kalp rahatsızlığı olan bireylerin özellikle kaçınması gereken besinlerdendir.
o İftar ile sahur arasında özellikle su tüketimine dikkat edilmeli, her saat başı bir bardak su içilmelidir. Su tansiyon yükselmelerini engelleyebilen en önemli içecektir.

* Sahur ise; yine hafif bir kahvaltı şeklinde yapılmalı ve süt yoğurt grubu bir besin ile meyve sebze grubu bir besini mutlaka içermelidir.

* Kan yağlarınız yüksekse ve oruç tutuyorsanız kırmızı et ve tereyağı tüketimini sınırlamanız, haftada en az 1-2 kez balık veya tavuk yada kuru baklagil yemeniz gerekir.

* İftar yemeğinden   sonra,  kısa mesafeli yürüyüş yaparak sindirimi kolaylaştırabilirsiniz.

* Sıcaklıkların etkisiyle artan terleme ile  su ve mineral kaybedebilirsiniz. Tansiyon problemi olmayan bireyler bol limonlu maden suyu içebilir.

* Ramazan ayında ağır yağlı yemekler ve kızartmalardan kaçınarak haşlama ve fırında yapılan yemekleri tercih etmek kalp hadtaları için son derece önemlidir.

ORUÇ GEBELİK VE EMZİKLİLİK

Gebe ve emzikli kadınların enerji ve besin gereksinimleri normal insanlarınkinden daha fazladır.

Ramazan ayı boyunca annenin gereksinimi olan besinler ve enerji ihtiyacı yeteri kadar karşılanmazsa, gebe kadının ve fetüsün ya da emzikli anne ve emen bebeğin sağlığı ile ilgili sorunlar ortaya çıkabilir.

Emzikli annede süt salınımını engelleyebilir. Tüm bu nedenlerden ötürü gebe emzikli annelerin oruç tutmaları önerilmemektedir.

UZMAN DİYETİSYEN: BANU TOPALAKÇI