Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vedat Göral, ramazanda sıcaklığa bağlı olarak aşırı terlemeyle su kaybının fazla olduğuna dikkati çekerek, “Oruç tutanlar iftar ve sahurda mutlaka 2 litre su içmesi gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Vedat Göral, yaptığı açıklamada, ramazanda çocuk, yaşlı, hamile, kalp ve şeker gibi kronik hastalıkları olanların oruç tutmalarının sakıncalı olduğunu belirtti. Bu tür rahatsızlıkları olan kişilerin oruç tutmak için hekime başvurması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Göral, şöyle konuştu:

“Şeker, epilepsi, alzheimer, kalp hastaları, kanser, migren ve anemik, tüberküloz, ülser, ve böbrek yetmezliği olanlar ile düzenli ilaç kullananların oruç tutmaları sakıncalıdır. Bu rahatsızlığı olanların mutlaka hekiminin izin vermesi durumunda oruç tutmalıdır. Türkiye genelinde hava sıcaklığı halen yüksek seyretmektedir. Sıcaklığa bağlı olarak aşırı terlemeyle su kaybı fazladır. Bu nedenle oruçlu olan kişilerin gün içerisindeki su kaybını iftar ile sahur arasında telafi etmesi gerekiyor. Oruç tutanların iftar ve sahurda mutlaka 2 litre su içmesi gerekiyor.”

İFTARDA ANA ÖĞÜNÜ 1 SAAT GEÇ YEMEK GEREK

Oruç tutanların iftarda yediklerine büyük önem vermesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Göral, saatlerce boş kalan mideyi ağır yemeklerle doldurmanın çeşitli sağlık sorunlarına yol açabileceğini söyledi.

Prof. Dr. Göral, çorba, kahvaltılık ürünler ve salata ile oruç açıldıktan 1 saat sonra ana öğün yemeğini yemek gerektiğini belirterek, bunun hem metabolizmayı daha iyi çalıştıracağını hem de ağır yemeklerle birden yüklenmenin yol açabileceği sağlık sorunlarını engelleyeceğini kaydetti.

İftardan bir saat sonra tüketilecek ana öğünde etli veya etsiz az yağlı sebze yemeği ile az miktarda pilav, makarna veya börek yenebileceğini, bunun yanında yoğurt, ayran veya süt tüketiminin de asla ihmal edilmemesi gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Göral, şöyle devam etti:

“İftar yemeği yavaş yavaş ve küçük porsiyonlar halinde yenmelidir. Azar azar, iyice çiğneyerek ve sık aralıklarla besinler tüketilmeli ve çok yağlı, çok tuzlu ve aşırı tatlı besinlerden kaçınmak gereklidir. Gün boyu aç kalınacağı için yavaş sindirilen, mide ve bağırsak sisteminde uzun süre kalabilen ve kana geçiş hızı düşük olan esmer tahıl ürünleri ile sebze, kuru baklagiller ve salata gibi gıdaları tercih etmek iftar sonrası yaşanabilecek olası rahatsızlıkları engeller. Yemeğin ardından ise şerbetli hamur tatlıları ve kızartılan tatlılar yerine, sütlaç ve güllaç gibi hafif sütlü tatlılar veya meyve tüketilmelidir.”

SAHURA MUTLAKA KALKILMALI

Prof. Dr. Göral, oruç tutanların mutlaka sahura kalkması gerektiğini ve sahurda süt, yoğurt, peynir gibi besinlerin yer aldığı bir kahvaltı yapmasını ya da çorba, sebze ve kuru baklagillerden oluşan hafif bir öğün tercih etmesini tavsiye eden Göral, sahur öğününün ağır yemeklerden oluşması halinde, metabolizmanın hızının gece düşeceği için kilo alma riskini artacağını vurguladı. Oruç nedeniyle aç kalma süresi uzun olduğu için metabolizma hızının düştüğünü, halsizlik ve baş ağrısı görüldüğünü belirten Prof. Dr. Göral, bu nedenle sahura mutlaka kalkılması gerektiğini sözlerine ekledi.