Aydın Belediye Başkanı İlhami Ortekin, tüm dünyada yaşanan ekonomik kriz ortamının özellikle 2007 yılının ortalarından itibaren geliş sinyallerini verdiğine işaret etti. Ortekin, “Küresel kriz bugün artık dip yapmamakla beraber mali sistemi çökme noktasına getirmiş, yine tüm dünya bu ortak sorunun çözümüne dair yeni arayışların içerisine girmiştir” dedi.
Finans kaynaklarına güven sorunu olarak algılanan ekonomideki bu durumun kaynak kullanımı ve dağılımındaki hatalardaki dengesizliklerden ortaya çıktığına işaret eden Başkan Oretkin, değişen ve gelişen dünyada her an değişen insan ihtiyaçlarının karşılanması sırasında dünya az üretip çok tüketmeye ve lüks tüketmeye yönlendirildiği için bu zor günlerin yaşandığını belirten Ortekin , “Mali kaynakların arz-talep dengesinin dışına çıkarılarak ve tamamen reel sektördeki arz çıkışlı ve çok kar amaçlı ekonomik politikalar bu günlere gelmemize neden oldular. Her ne kadar tüm sistemin yeniden gözden geçirilmesi gereği üzerinde mutabakat sağlanmış olsa da ve bu gerçek tek şart kabul edilse de nedendir bilinmez; hiçbir ekonomi yöneticisi artık dünyada yeni süreçte, gerçek insani ihtiyaçların karşılanmasının öneminden, bunların pazarlanıp satılacağının yani dünya ticaretini tekrar ele geçireceğinden, bu yaşamsal ihtiyaçların el değiştirecek birinci derecede öncelikli mal ve hizmetler olacağından bahsetmiyor. Artık dünya ekonomisi ; kağıtların uçuştuğu bir ekonomik sistemden; doğal insani ihtiyaçların önem kazandığı, stratejik önem taşıdığı yeni sisteme yani gerçek üretime yönelmek zorundadır” diye konuştu.
Türkiye"nin tüm doğal avantajlarını ve yerel aktörlerini vakit geçirmeden harekete geçirmesi gerektiğini savunan Başkan Ortekin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Tüm sanayi gelişmişliğine ve bu konuda ümitli bir geleceğe sahip olmamıza karşın en önemli ve en değerli ekonomik metamız bu krizlerde de ortaya çıkmıştır ki; tarıma dayalı üretkenliktir. Onun için yurdumuzun üretim politikaları derhal gözden geçirilmeli, Anadolu tarımda tekrar önce mutlaka kendine yeten sonra eskisi gibi dünyayı besleyen bir konuma getirilmelidir.
Sanayinin likidite ve kaynak bulmakta çok zorlanacağı, daralacağı zor günler ancak böylesi bir alternatif ile aşılır ve bu fırsat ancak böylelikle avantaja çevrilir. Bizim yıllardır Aydın için söyleye geldiğimiz ; yani "bacalı değil bacasız sanayi" ile gelişmeyi, yani tarıma dayalı büyümeyi bugün ülkemizin geneli için söylemek durumunda olmak elbette bizim için bir öngörü başarısı olarak sevinç, onur; ama ülkemizde bunun ertelenmiş,bir avantaj olarak görülmemiş olması da üzüntü kaynağımızdır”