Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, ''Biz bir ortaklık devletinin travmasını yaşadık, 1960 Cumhuriyetini kurduk, 3 yıl 3 ay sonra bu cumhuriyetten dışlandık, 11 yıl Rumların kurmuş olduğu tuzaklara düşmemek için mücadele verdik, bir çok canlar verdik ve barış harekatıyla kurtulduk'' dedi.

Gaziantep'in kurtuluşunun 90. yıl dönümü kutlamaları kapsamında Büyükşehir Belediyesi tarafından Şato Restoran'da verilen resepsiyonda konuşan Eroğlu Kıbrıs Barış harekatı sonrasında bağımsız bir devlet kurduklarını, bağımsızlık için birçok canlar verdiklerini anımsattı.

Gazianteplilerin verdiği özgürlük mücadelesinin aynısını kendilerinin de verdiğini ifade eden Eroğlu, şöyle konuştu:

''Biz bir ortaklık devletinin travmasını yaşadık, 1960 cumhuriyetini kurduk, 3 yıl 3 ay sonra biz bu cumhuriyetten dışlandık, 11 yıl Rumların kurmuş olduğu tuzaklara düşmemek için mücadele verdik. Bir çok canlar verdik, barış harekatıyla kurtulduk. Kıbrıs'ta Türkler ölürken, dünya seyretmiştir, işte dünya bu. Bugün AB, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne ambargo uygulamaktadır.

Suçumuz ne- Kıbrıs Cumhuriyeti'ni birlikte kurduk. Ama ambargo altındayız. Onun için biz kendi kendimize güvenmeliyiz, ana vatana güvenmeliyiz, ben gençlere sık sık şunu söylüyorum, ana vatan olmazsa Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmaz. Onun için zaman zaman bazı seslerin çıktığı oluyor ancak ben o zamanda gençlere ilk söylediğim şu, nereden nereye kimlerle geldiğimizi 5 dakika bir düşünelim. Bu ülke ana vatansız olmadı, bundan sonrada ana vatansız olmaz.''

Hasretini çektiği Türk bayrağını ve İstiklal Marşı'nı Magosa Namık Kemal Lisesinde gördüğünü, Türkiye'den gelen öğretmenlerin Türkiye'nin Kurtuluş Savaşı'nı anlattıklarını dile getiren Eroğlu, şöyle devam etti:

''Gaziantep'in kurtuluşunun simgesi olan Karayılanları, Şahinbeyleri o dönemdeki hocalarımdan öğrendim. İstiklal Savaşı'nı, Çanakkale Savaşı'nı Birinci ve İkinci İnönü Savaşları'nı, ben o dönemde Namık Kemal Lisesinde okudum. Bize öyle milliyetçi duyguları aşılandı ki, okulun dergisine, şiirler yazmaya, yazılar yazmaya başlamıştım. 20 Temmuz 1974 Birinci Barış Harekatı ile 4 Ağustos'ta başlayan İkinci Barış Harekatı'nda da ben Mağosa'da seferi hastanede doktordum.

Magosa ilçesi büyük bir ilçeydi. Mücahitlik yıllarım Magosa'nın köylerinde ve gelişmiş bölgelerinde geçmiştir. Yani doktor olarak mesleğe ayak attığımın yedinci ayında kendimi olayların içinde buldum. O gün bugün de Kıbrıs olayları içerisinde ve Anavatan Türkiye'nin gelmiş geçmiş bütün hükümetleriyle diyalog içinde işbirliği içerisinde Kıbrıs Türk halkının mutluluğu ve özgürlü için mücadele verdik.''

-''Elbette özgürlük için mücadele edeceğiz''-

Eroğlu, özgürlük mücadelesinin devam edeceğini ve Kıbrıs'lı Türklerin haklarını da ana vatan Türkiye'nin koruyacağına vurgu yaparak sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bugün KKTC'ye gelip şehitlikleri gezdiğiniz zaman, göreceksiniz ki 3 aylık çocuklar, 90 yaşında insanlarımız toplu mezarlardadır. Annan planı tartışmalarında o zaman parti başkanı pozisyonundaydım. Annan planına karşı mücadele vermiştim. İstanbul'daki bazı iş çevreleri benim bu davranışımdan dolayı rahatsız olmuşlar, neden Annan planına karşı çıkıyorsunuz, Avrupa Birliği'ne girişimizi engelliyorsunuz diyerek. Kıbrıs Türk Cumhuriyeti konusu halledilse de Avrupa Birliği (AB) konusu başka bir konudur. Kıbrıs konusu halledilse evet biz Türkler, yeni ortaklık devleti adı altında Avrupa Birliğine gireceğiz.

Ama Türkiye'nin AB'ye girişi buna bağlı değildir. Eğer Kıbrıs sorunu AB'ye girişe engel olmuş olsaydı, Yunanistan giremezdi. Kıbrıs Rum yönetimi giremezdi. Çünkü bu sorunu başlatan onlar, onun için ben size şunu söyleyeyim, siz hiç evladınız kadar sevdiğiniz bir kişiyi sizin kucağınızda kurşun yarası almış yatarken, gözlerinizin içine bakarak 'Derviş Abi kurtulacak mıyım- deyişini duydunuz mu-, siz hiç en sevdiğiniz insanın şehit olduğu haberini karısına verirken karısının ayağınızın dibine düştüğünü gördünüz mü- Biz o günleri gördük, onun için elbette özgürlüğümüz için mücadele edeceğiz.'':

''Dünya kadar toprak verip sonra Kıbrıs Rum'unun merhametine bu halkı bırakmak istemiyoruz'' diyen Eroğlu, ''Ada'da bir anlaşma olacaksa, Kıbrıs Türkünün hakları ve ana vatan Türkiye'nin ada üzerindeki hakları korunacak. Biz de bu topraklarda insan gibi onurumuzla özgürce yaşayacağız. Aksi takdirde, insanlarımızı tekrar sürükleyerek bir anlaşmaya evet demek o günleri yaşayan Derviş Eroğlu için mümkün değildir'' ifadelerini kullandı.

Bu arada, Gaziantep'teki programlarını tamamlayan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin de, bir süre resepsiyona katıldı. Şahin daha sonra, Mersin'de Gaziantepliler Derneği tarafından düzenlenecek olan etkinliğe katılmak üzere kara yolu ile bu kente gitti.

Resepsiyona, AKP Gaziantep milletvekilleri Halil Mazıcıoğlu, Derya Bakbak, Mehmet Sarı, Mehmet Erdoğan, CHP Gaziantep Milletvekili Mehmet Şeker, Valisi Erdal Ata, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Gaziantep 5. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Kahraman Güneş, Emniyet Müdürü Süleyman Oğuz, İl Jandarma Alay Komutanı Albay Birol Şimşek, askeri ve mülki erkan ile çok sayıda davetli katıldı.

Bu orada, resepsiyon sonrasında, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, tarihi Bayaz Han'da Derviş Eroğlu onuruna, basına kapalı yemek verdi.